Bir potpuri: Aşıdan sonra ilk sözümüz ne olacak

Tabii ki sünnet olduktan sonra söylediğimiz “Oldu da bitti maşallah” gibi bir şey diyebilirsiniz...

Haberin Devamı

Durun “Pandemi mizahı” diye bir şey var...

Gelin daha muzip laflar bulalım...

*

Kim ne derse desin “Bizim Boris” büyük bir işe imza attı.

İngiltere dünyada aşıya yaygın olarak başlayan ilk ülke oldu.

Dün bütün dünya İngiltere’den gelen “ilk aşı” haberleriyle doluydu.

Aralarında çok eğlenceli olanlar da vardı...

Bir potpuri: Aşıdan sonra ilk sözümüz ne olacak

İlk aşı 90 yaşındaki Margaret Keenan adlı bir kadına yapıldı.

91 yaşındaki Keenan’ın, hastane çıkışında söylediği ilk söz bence tarihe geçer:

“Şimdi artık ileriye bakabilirim...”

*

Onun aşı olduktan sonra hastaneden çıkarken çekilen şu fotoğrafına da bakın...

O tekerlekli sandalyede ileriye bakarak hastaneden ayrılıyor, kahraman sağlık çalışanları ve doktorları da onu alkışlıyor...

Haberin Devamı

Kaydedin bir yere bu fotoğrafı...

Çünkü o da tarihi bir fotoğraf olarak kalacak.

*

İngiltere’de ilk aşılanan kişilerden biri de 91 yaşındaki Martin Kenyon’muş.

Aşı olduktan sonra söylediği şu söze bakar mısınız:

“Bu kadar yaşadıktan sonra ölmenin ne gereği var...”

Bir 65 plus için daha güzel hangi temenni olabilir ki...

*

Tabii ilk gün ve ilk aşının en eğlenceli olayı Shakespeare’in aşılanmasıydı...

Meğer İngiltere’de William Shakespeare isimli bir vatandaş varmış.

Ve gerçek ismiymiş...

81 yaşındaki bu İngiliz vatandaşı da ilk aşıyı olanlardan biri...

Onun aşıdan sonraki ilk sözü şu oldu:

“Bu hayatımızın geri kalan kısmında büyük değişiklikler yapabilir...”

HAMLET VERONALI MI YOKSA KORONALI MI

Dün ortalık aşı olan Shakespeare esprileriyle doluydu...

 Hamlet’in geçtiği yer dolayısıyla Shakespeare’e “Verona çocuğu” deniyordu. Aşı olan Shekaspeare’e de “Korona çocuğu” adı takılmış.

İlk aşı yapılan 91 yaşındaki kadına “1A” kod numarası yakıştırmışlar.

 İkinci aşıyı olan Shekespeare için de “2B” numarası verip Hamlet’in meşhur tiradını söylüyorlar:

“2B or not 2B...”

Bunun İngilizce “To be or not to be” şeklinde okunduğunu herhalde yazmama gerek yok...

Neticede bu olay da “Aşı olmak veya olmamak” noktasına gelmedi mi...

BİR FENERBAHÇELİDEN BAŞAKŞEHİR’E TEŞEKKÜR

Haberin Devamı

PARİS’te yardımcı antrenörünüze yapılan o ırkçı hitaba anında tepki gösterdiniz ya...

Sadece tepki göstermekle kalmayıp takımınızı sahadan çektiniz ya...

Bu ırkçı hareket bütün dünyaya duyuruluncaya kadar sözlü mücadelenize devam ettiniz ya...

Bu direnişinizle Mbappe ve Neymar gibi iki dünya devini de yanınıza çektiniz ya...

Irkçılığa karşı bu direniş gururunu millet olarak hepimize de yaşattınız ya...

Helal olsun size...

Hepimiz arkanızdayız... Yanınızdayız...

KILIÇDAROĞLU’NUN NE YAPMAK İSTEDİĞİNİ BEN SİZE ANLATAYIM

GÜNLERDİR hayatta gördüğüm en boş tartışma sürüyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun siyasi belagatinde köklü bir değişiklik var.

Bence çok da destek görüyor.

Haberin Devamı

“Siyasetten anladığını” söyleyen bazıları da buna bakıp “Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olacak” tartışmasını başlattı...

*

Onlar siyasetten anlıyor...

Bense eskiden beri anlamadığımı yazıyorum...

Ama o yorumlardaki zavallılığı görünce duramıyorum, yazmak geliyor içimden...

*

Kılıçdaroğlu’nun ne yapmak istediğini hâlâ anlamadınız mı?

Öyleyse ben söyleyeyim...

“Türkiye’yi partisiz başkanlık sistemine götürmek istiyor...”

Evet üstüne basa basa tekrar ediyorum...

“Millet ittifakı” çerçevesinde, bir partiye üye olsa da “partisiz gibi duracak” bir başkan adayı istiyor...

“Adayı millet ittifakı belirleyecek” derken kastettiği de bu...

*

Bu plan içinde kendisinin cumhurbaşkanı olma ihtimalinin hiç olmadığını hâlâ görmüyor musunuz...

Size haber vereyim...

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu sandığınızdan çok daha etkili bir siyasetçi ve oyun kurucu haline geldi...

Bir potpuri: Aşıdan sonra ilk sözümüz ne olacak


AYDIN BİR DEVLET BAŞKANINI EN ÇOK HANGİ YAZAR ETKİLER

BAŞKANLAR vardır...

O koltuktan ayrıldıktan beş gün sonra adları hafıza kayıtlarından silinir.

Başkanlar vardır, asıl o koltuktan kalktıktan sonra büyürler...

ABD’nin eski başkanı Barack Obama bugünlerde Amerikan ve dünya kamuoyu gözünde bir süperstara dönüşüyor.

Hatıralarını yazdığı kitabı “A Promised Land” (Vaat Edilmiş Toprak) şimdiden best seller oldu.

*

Bu fotoğrafını dün New York Times’ta gördüm...

Kendi payıma, bugüne kadar gördüğüm en tabii, en etkili ve en güzel siyasetçi fotoğrafı...

Obama’ya ait her şey var bu fotoğrafta...

Gurur da var...

Haberin Devamı

Atalarının kölelik geçmişine ait çizgiler de......

*

Obama, bu kitabı yazarken kendisini en çok kimin etkilediği sorusuna şu cevabı vermiş:

“Yazmayı kimden öğrendim, kimi taklit ediyorum diye sorarsanız James Baldwin derim.”

Cesur bir cevap...

*

Hemingway, Whitman, Kerouac, Dostoyevski, Cervantes’in kitaplarını okumuş...

Ancak en çok dikkatimi çeken şu oldu.

Okuduğu kitaplardan sadece birinin adını veriyor.

Malcolm Lowry’nin “Under the Volcano” (Yanardağın Altında) adlı romanı.

*

Bu romandan niye bu kadar etkilendi diye düşündüm.

Acaba yazarı Lowry’nin etkilendiği yazarların da Obama’nın aynısı olması mı...

Bu kitabı Obama’nın referansları arasında görünce ona sempatim daha da arttı.

Bir potpuri: Aşıdan sonra ilk sözümüz ne olacak


ALKOLİK BİR KONSOLOSUN ‘ÖLÜLER BAYRAMI’ GÜNÜ

OBAMA’nın etkilendiği Malcolm Lowry İngiliz edebiyatının en büyük yazarlarından biri... “Under the Volcano” kitabının benim şahsi tarihimle de kesiştiği anlar var.

 Roman benim doğduğum yıl yani 1947’de çıktı.

 Türkçede ise benim 35 yıldır çalıştığım Hürriyet gazetesi yayınları tarafından Aziz Üstel çevirisiyle 1974 yılında yayınlandı.

 Roman alkolik bir İngiliz konsolosunun, Meksika’nın ‘Ölüler Bayramı’ günü bir kasabasında bir günde yaşadıklarını anlatır.

Aslında Lowry’nin bir tür romanlaştırılmış otobiyografisidir.

 Bu romanı 1980’lrin başında okuduğumda çok etkilenmiştim. Dia de Los Muertos yani Ölüler Günü için Meksika’ya gittim.

 Bu romanı John Houston harika biçimde sinemaya uyarladı.

BOB DYLAN’IN 600 BESTESİNİN TAMAMI KAÇ DOLAR EDER

DÜNYANIN büyük müzik şirketleri pazarı altüst edecek bir işe başladılar.

Ünlü şarkıcı ve grupların bestelediği şarkıların bütün haklarını satın alıyorlar.

 Dünkü son gelişme şu: Universal Music Bob Dylan’ın 600 bestesinin tamamını 300 milyon dolara satın aldı.

Düşünebiliyor musunuz bunların aralarında “Like A Rolling Stone” gibi 20’nci yüzyıla damgasını vurmuş bir şarkı var.

“Blowin’in the Wind”, “The Times They Are A-Changin” gibi bizim kuşakları yerden yere vuran şarkılar var.

Müzik piyasasındaki öteki önemli gelişmelere gelince...

 Daha önce Stevie Nicks de şarkılarının haklarını 80 milyon dolar karşılığında Primary Wave Music’e satmıştı.

 Geçtiğimiz aylarda Hipgnosis Songs Fund adlı şirket de 44 bin şarkının haklarını 670 milyon dolara toplamıştı.

Bunlar arasında Blondie, Rick James, Barry Manilow, The Pretenders, Chrissie Hynde gibi sanatçılar var.

Yazarın Tüm Yazıları