Paylaş
Biliyorum bazılarınızın aklına hemen şu soru gelecek.
“Ne işin var senin oralarda?”
Sedat Ergin soktu kanıma bunu...
Biliyorsunuz, o, başlığında “resmi” kelimesi bulunan her devlet sitesini ziyaret eder.
Tabii ki, onun Rusya resmi internet sitesine girip dolaşması ile benimki arasında esaslı bir fark var.
Onun ilgi alanı “Diplomatik belgeler”, “Resmi heyetler arasındaki görüşmeler” ve “Dokümanlar” bölümü olur...
Ya ben Rusya Devlet Başkanı’nın sitesine girersem ne görürüm?
Hemen söyleyeyim...
“Beluga balinalarını görürüm...”
*
Kafadan atmıyorum vallahi devletin resmi sitesinde şöyle bir bölüm var...
“Devlet başkanının hayvanlarla resmi temasları...”
Şaka yapıyorum, tam ve resmi başlığı öyle değil de şöyle:
“Özel hayvanlarla ilgili koruma projeleri...”
O bölümün altında bir de hayvan listesi var:
Amur kaplanı
Beluga balinası
Kutup ayısı
Kar leoparı
Uzakdoğu leoparı...
*
İnternet sitesinde dikkatimi çeken iki şey daha oldu.
Birincisi sitenin adı “Rusya Devlet Başkanlığı” değil “Rusya Devlet Başkanı”...
Yani kurumsal konum değil, “şahsı” ön plana çıkarılmış.
İkincisi ise konuştuğu Savunma Bakanı ona “Sayın Başkanım” değil, “Sayın Başkomutanım” diye sesleniyor.
Bu da insanda sanki gerçek resmi unvanı “Rusya Devlet Başkomutanı” imiş gibi bir his yaratıyor.
Sanırsınız ki ülke bir savaşın içinde...
Ama şaşırtıcı değil...
Popülist ülke liderleri kendilerini hep hayali düşmanlara karşı hayali savaşlar içinde görüyor.
*
Neyse internet sitesinde beni en çok ilgilendiren bu nadir hayvanlarla ilgili temaslar bölümünü bitirdikten sonra öteki bölümlere geçtim...
İşte o bölgede dolaşırken öyle ilginç bir olayla karşılaştım ki...
Aklıma çok munzırca sorular takıldı.
BAŞKOMUTANIN BAŞSAĞLIĞI DİLEDİĞİ ESRARENGİZ KİŞİ KİM
RUSYA Devlet Başkanı resmi internet sitesinin açılış sayfasında “Events” diye bir bölüm var.
O bölümü tıklayınca karşınıza çok ilginç bir başlık çıkıyor:
“Müteveffa George Blake için başsağlığı...”
Mesaj sayfaya geçen pazar günü konmuş.
Bir Rus ismi değil... Dört yıl Moskova’da Hürriyet bürosunu yönetmiş bir gazeteci olarak işittiğim bir isim de değil...
“Allah Allah kim bu George Blake” diye merak ettim...
Başsağlığı mesajının biraz altlarına inince şaşkınlığım daha da arttı.
Çünkü ölen kişinin “MI6 ajanı” olduğu yazılıydı...
Yani İngiliz istihbaratının bir ajanı resmen...
*
Düşünebiliyor musunuz, mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan ölen bir KGB ajanı için başsağlığı yayınlıyordu.
Merakım daha da artınca mesajın daha da derinine indim.
Baktım ki MI6 kelimesinin yanında bir başka unvanı daha var:
“Efsanevi Sovyet Ajanı...”
*
Meğer George Blake iki taraflı bir ajanmış...
Soğuk Savaş döneminde İngiliz MI6 istihbarat servisinde çalışırken Kore’de Ruslar tarafından deşifre edilince KGB için çalışmaya başlamış.
Sonra İngiliz istihbaratı 1961 yılında onun Sovyetler Birliği için çalışan bir ajan olduğunu keşfedince yakalanmış ve 42 yıl hapse mahkûm edilmiş.
1966 yılında Londra’daki hapishaneden kaçıp Sovyetler Birliği’ne sığınmış. Onun verdiği bilgilerle çok sayıda MI6 ajanı deşifre edilmiş.
*
İşte o ajan geçen pazar günü 98 yaşında ölünce Putin onu öven bir mesaj yayınlamış.
Mesajda “Onun Rusya’nın stratejik çalışmalarına ve dünya barışına yaptığı katkı” övülmüş.
*
Rusya Başkomutanı “Onun aziz ve sıcak hatırasını hiç unutmayacağız” diyor.
“Açık istihbarat” şeklindeki bu başsağlığı mesajını okurken, birden bir kelime dikkatimi çekti.
Ve hemen aklıma MİT geldi...
‘IN PART’ MİT’İN KOZMİK ODASINDA NASIL ÇEVRİLDİ
RUSYA Devlet Başkanı Putin’in 98 yaşında ölen eski MI6 ve yeni KGB ajanı için yayınladığı “başsağlığı” mesajında adres yoktu...
Yani kime başsağlığı dilendiği belli değildi.
Dikkatimi çeken kelime ise başsağlığı mesajının başlığının yanındaki “In part” kelimesi oldu...
Yani mesajın tamamı değil, bir bölümü siteye konmuştu.
Demek ki mesajın siteye konmayan bir bölümü daha vardı.
*
Tabii hınzır aklım hemen bu mesajın tamamına takıldı...
Acaba bu mesaj kimlere gönderilmişti? Ve mesajın tamamında “kime” veya “kimlere” başsağlığı dilendiği daha açıkça ifade edilmiş miydi?
98 yaşında ölen bir eski ajanın ailesinden kalan kaç kişi vardır bilemiyorum ama şunu tahmin edebiliyorum.
Mesajı yayınlayan Putin eski bir KGB ajanı olduğuna göre bu çok özel mesajın asıl adresi başka...
*
Kimler öyleyse?
Acaba dünyanın her yerindeki “uyuyan hücrelere” veya “canlı ajanlara” veya “çift taraflı ajanlara”, “Bakın merak etmeyin biz 98 yaşında bile size sahip çıkacağız” mesajı mı veriliyor?
*
Tahmin ediyorum, Beluga balinaları, Amur kaplanları, Sibirya leoparları arasındaki bu “Başkomutan mesajı” MİT, CIA ve MI6’nın kozmik odalarında da epey konuşulmuştur...
*
Bana gelince...
Bundan böyle, “Rusya Devlet Başkanı” internet sayfasını artık daha dikkatle izleyeceğim...
Umarım Putin “Kamçatka kral yengeçleri” ile ilgili bir bölümü de ekler...
BİZ DE KORONA AŞISI İÇİN SEMPATİK BİR SEMBOL BULSAK
İTALYA korona aşısını teşvik için güzel bir amblem bulmuş.
Biraz yakından bakarsanız, COVID-19 virüsünün çiziminden hareketle bir tür hayali çiçek yaratmışlar.
Duvarlara, billboard’lara, aşı yapılan mekânlara bu sembol yerleştirilmiş.
Acaba bizde de böyle bir sembol bulunsa iyi olmaz mı?
Ama Allah aşkına Diriliş Ertuğrul veya Payitaht dizilerinden, Kızılelma
efsanesinden esinlenmiş bir şey olmasın...
Bize baharı hatırlatan bir sembol....
Öyle bir şey işte...
DOYUMSUZ BİR KADININ EN TATMİN OLMUŞ HALİ
ÖNCEKİ akşam İsveçli aktris Ingrid Bergman’ın hayatını anlatan belgeseli seyrettim.
“Kazablanka” filminin efsane kadınını nedense hep soğuk bir İsveç nevalesi sanırdım. Meğer yüzü ile oynayan, şahane gülen ve kafasının dikine özgür mü özgür bir kadınmış.
67 yaşında ölüp gitmiş ama geriye muazzam bir Hollywood efsanesi bırakmış.
Bu arada filmde bir cümle var ki...
Bir insanın isteklerinin sınırsızlığı bu kadar harika bir mizahi zekâyla anlatılabilir:
Şöyle diyor filmdeki ara yazısı:
“Çok şey istemiyorum...
Her şeyi verin yeter...”
Gözü doymamışlık, bu kadar zarif bir “gözü doymuşlukla” anlatılabilir mi...
SON 24 SAATTE İKİ FİLM VE AKLIMDA KALAN İKİ CÜMLE
NINA SIMON BELGESELİ: Amerikan siyah müzik tarihinin en isyankâr kadınlarından biri hiç şüphesiz Nina Simon’dur...
‘I Put a Spell on You’ şarkısını onun kadar güzel söyleyen şarkıcı yoktur.
Hayatını anlatan belgeselde söylediği şu cümleyi not ettim: “Bir sabah uyandım ki, artık uçabiliyorum...”
Darısı benim başıma...
HITCHCOCK-TRUFFAUT BELGESELİ’NDEN: Fransız “Yeni Dalga” akımının öncülerinden, “400 Darbe” ve “Jules et Jim” fimlerinin yönetmeni François Truffaut’nun, hayatımın en önemli filmlerinden biri olan “Arka Pencere”nin yönetmeni Alfred Hitchcock ile yaptığı belgesel filminden bir bölüm.
Hitchcock şunu söylüyor: “Mantık sıkıcıdır...”
Bugünlerde tam benlik...
KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin
Paylaş