Paylaş
Ailesiyle birlikte cruise seyahati yapan Dolan’ın kafasında “Green Channel” (Yeşil Kanal) adlı bir proje vardır.
Kablo televizyonunun yükseliş yıllarıdır ve Dolan bu sisteme entegre edilecek bir yayıncılık hayal etmektedir.
Kablo içinde yer alacak bir sinema ve dizi kanalı olacaktır.
Dönüşte projesini önce dönemin medya devi Time-Life grubuna götürür.
Onlar ilgilenmez.
Sonra Amerika’nın üç büyük dev televizyon kanalına, yani ABC, NBC ve CBS’e götürür.
Bu kanallar o günlerde eğlence âleminin krallarıdır.
Üçü de “Kendi kendimize rakip mi yaratacağız” düşüncesiyle reddeder.
*
Sonunda Dolan bunu kendisi gerçekleştirir.
Dünya dizi film tarihinin milatlarından biri olan HBO (Home Box Office) işte böyle doğar.
Dönem için marjinal sayılacak konularda gerçekleştirdiği çok başarılı dizilerle televizyon kültürünü değiştirir...
*
O gün medyanın imparatorları sayılan dev kuruluşlarının, akıl almaz bir vizyonsuzlukla fark etmediği şey ise şuydu: Dolan aslında 2000’lerin ilk 10 yılında başlayacak olan “streaming devrimi”nin temellerini atıyordu.
Bu aynı zamanda televizyonculuk alanında dev markaların gerileme döneminin başıydı.
Ne var ki, dev şirketler o gün televizyondan acayip paralar kazanıyor ve geleceği düşünmek bile istemiyorlardı.
*
Dolan bugün 93 yaşında... Kurduğu HBO dün sabaha karşı dünyanın beşinci streaming platformu olarak faaliyete geçti. Hem de elindeki 10 bin saatlik bomba gibi bir içerik arşivi ile.
Bunlar arasında “Friends” dizisinin kahramanlarının çekeceği yeni bir bölüm de var.
*
Dün aynı saatlerde Amerikan sosyal medyasında da çok önemli bir gelişme yaşandı.
Twitter, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Trump’ın attığı tweet’lerin yanına uyarıcı bir yazı koymaya başladı.
Yazı mealen şuydu:
“Dikkat edin oy verme konusunda yanıltıcı içerik olabilir...”
Yani açık açık “Başkanınız bu tweet’lerle size yalan söylüyor olabilir” diyor.
*
Peki ne anlama geliyor bunlar?
Kendi yorumumu size aktarayım.
WHİTE WALKERS’LA JON SNOW ARASINDA GERÇEK SAVAŞ BAŞLIYOR
HBO’nun ne olduğunu bilmeyenlere şöyle anlatayım.
Şu dizileri yapan kuruluştur:
Game of Thrones, Sopranos, Büyük Küçük Yalanlar, True Blood, Westworld, Roma, Six Feet Under, True Detective, Watchmen, Silikon Vadisi, Oz, Sex and the City, Succession, Curb Your Enthusiasm...
Bu dizilerin her biri, siyaset, ekonomi, spor, insan ilişkileri, cinsellik, ahlak gibi konularda yerleşik nizamı sorgulayan içeriklere sahip.
*
Bugün en büyük streaming platformlarının içeriklerine bakarsanız, çok güçlü muhalif rüzgârların, LGBT akımlarının, otoriter rejimlere karşı insan hakları mücadelesi veren, küresel ısınma, çevre tahribi gibi konularda çok duyarlı çevrelerin seslerinin oralarda ne kadar gür duyulduğunu hemen görüyorsunuz.
*
Özetle diyeceğim ki...
Günümüz siyasetinde gerçek taht savaşları artık otoriter rejimlerle streaming platformları ve sosyal paylaşım platformlarının yaydığı içerik arasında olacaktır.
Ve baskısını istediği kadar arttırsın, duvarın ötesindeki kıştan gelen Trump’ın duvarın bu tarafındaki Jon Snow’a karşı bu taht savaşını kazanması ihtimali yok.
Ve unutmayın ki, “Friends” dizisinin, yani masumiyetin gücü de Jon Snow’un tarafında...
TROL YAZARLARA DA AMAN DİKKAT EMOJİSİ
TWITTER’ın Başkan Trump’ın mesajlarına “Sizi yanıltabilir” uyarısı koyması tabii ki aklıma şunu getirdi.
Acaba trolleşmiş köşe yazarlarının yazılarının başına da “Aman dikkat” emojisi konulabilir mi?
Aman dikkat yalan çıkabilir...
Aman dikkat küfür ve hakaret çıkabilir...
Aman dikkat iftira, linç kampanyası çıkabilir...
ONLAR MI ÇOK ŞUURSUZ BİZ Mİ ÇOK PARANOYAĞIZ
GUARDIAN gazetesi önceki gün ilginç bir fotoğraf galerisi yapmış.
Sokağa çıkma yasağının kaldırılışından sonra İngiltere’nin çeşitli yerlerinde çekilmiş sokak, meydan, restoran ve plaj kareleri bunlar...
Aynı gün İtalya’da çekilmiş meydan ve restoran fotoğrafları da yayıldı.
Hani şu sosyal mesafe var ya...
Hepimizin artık “Hayatın gerçeği olacak” dediğimiz şey...
İşte o duvar yarım saatte yıkılmış.
İnsanlar üst üste, iç içe, omuz omuza...
*
Şaşkınlık içindeyim...
Bir şuursuzluk mu?
“Yetti gari” tepkisi mi?
Kendilerini içeri tıkan hükümetlere bir isyan mı...
*
Onlarınki öyleyse...
Benimki, bizimki ne?
Aşırı paranoya mı...
Aşırı disiplin mi...
Aşırı korku mu...
Yoksa sorumlu vatandaşlık mı...
FAHRİ GÖZLEMCİ ERTUĞRUL ÖZKÖK’ÜN BODRUM YOL RAPORU
BAYRAMDAN önce karayoluyla Bodrum ve Akbük’e gidip geldim. Hem gidişte, hem dönüşte en az 7-8 ayrı kontrol noktasından geçtim. İşte gözlemlerim:
Kontrol görevi yapan polis ve jandarma görevlileri çok gençleşmiş.
Görevliler arasında çok sayıda genç kadının bulunması insanda güzel bir izlenim bırakıyordu.
Hemen hepsinin ağzında maske vardı.
Üniformaları, kılık kıyafetleri çok düzgün ve moderndi.
Hepsi tertemizdi.
Hepsinin konuşma ve hitapları çok ciddi ama sempatik, saygılı ve yardımseverdi.
Uyarılarını etkileyici ve saygılı bir dille yapıyorlardı.
Hepsi de kontrolü yaptıktan sonra “İyi yolculuklar” demeyi ihmal etmiyordu.
Kendimi gelişmiş bir ülkede seyahat ediyormuş gibi hissettim.
İçişleri Bakanı’na ve komutanlara teşekkürler...
KARANTİNA YILDIZLARI
İŞSİZ ÇALIŞANLAR İÇİN YARATICI MODELLER
Sinema çalışanlarına 4 milyon: Sinema sektörünün üç kuruluşu bir araya geldi.
İKSV, Sinema Televizyon Sendikası ve Netflix...
4 milyonluk bir fon oluşturuldu. Parayı Netlix sağladı, dağıtımını iki kuruluş.
İşsiz kalmış kamera arkası çalışanlarına bir defaya mahsus olmak üzere 2 bin 500 TL verilecek.
Paylaş