ŞÖYLE bir hastane başhekimi düşünebiliyor musunuz?Sorumlu olduğu hastanede bir operatör doktor ameliyattan çıkıyor ve raporuna şunu yazıyor:
"Aşağıda bayan radyolog olması sebebiyle ultrasonu çekilemedi. Ertesi gün erkenden tekrar ultrason için girişimlerde bulunuldu. Yine bayan radyolog olması nedeniyle çekilemedi."
Evet, 2006 yılının Türkiye’sinde Konya gibi gelişmiş şehrimizde bir operatör doktor bu raporu yazıyor ve hastasının dosyasına koyuyor.
Tarih, 16 Kasım 2006.
Bu rapor bir aydan fazla o dosyada duruyor.
Ve hastanenin başhekimi, o raporla ilgili en küçük işlem yapmıyor.
* * *
Her şeyden önce Hipokrat yemini var.
Hastane, etik açıdan töhmet altında. Kadın doktor, erkek hastanın genital organına bakmamakla suçlanıyor.
İki; çok ağır bir hukuki durum var.
Hasta bu raporla mahkemeye gitse, çok ağır bir tazminat söz konusu olabilir.
Ayrıca ultrasonu çekmeyi reddeden doktorlar mesleklerinden olurlar.
Ama hastanenin sayın başhekimi lütfedip, bu iddiayı raporuna koyan doktoru çağırarak "Bu nedir kardeşim" diye sormuyor.
Ne zaman ki Uğur Dündar ve ekibi bu olayı duyup işin üzerine gidiyor ve Hürriyet haber yapıyor, başhekim bey birden harekete geçiyor.
Üstelik Dündar’ın yardımcısı, bir gün önce bu olayı başhekime soruyor.
O da, "Evet, ben de duydum. İnceleyeceğim" diyor.
Yani daha yeni öğrenmiş gibi yapıyor.
Ama aynı başhekim, ertesi gün bu defa ifade değiştiriyor, "Bu olayı bir hemşireden duymuştum" diyor.
* * *
Peki, duymuştunuz da ne işlem yapmıştınız?
Hayır, hiçbir işlem yok.
Aradan geçen bir ay içinde ne o doktorun, ne söz konusu radyologların ifadesi alınmış, ne bir soruşturma yapılmış.
Zaten işin en ağır tarafı da bu.
Çünkü, "böyle bir olay başhekim için önemli değil".
Evet, söyleyin bunun başka yorumu var mı?
Hastanenin bir doktoru, bu kadar ağır bir iddiayı resmi rapor haline getiriyor ve kimse kılını kıpırdatıp en küçük bir soru sorma gereği duymuyor.
Şimdi bazıları da ideolojik bir telaşla, "Hürriyet’in haberi yalanlandı" diye yaygara yapıyor.
Peki siz de aynı soruyu sorun.
Neden bu raporu bir ay hastanın dosyasında hiçbir inceleme yapmadan tutmuş?
* * *
Hastane başhekimi ağır bir sorumluluk taşımaktadır.
Görevini yapmamıştır.
Aradan bir ay geçtiği halde, bu soruya verilecek cevabı bulamamıştır.
Doğru olanı, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yaptığıdır.
Bakan, "Bir müfettiş gönderdim. İnceleme bittikten sonra konuşacağım" diyor.
Ben de kendisine güveniyorum.
Düzgün bir inceleme yapıldığı takdirde, bir gazeteci olarak bu inceleme sonucunun gereğini yapacağıma söz veriyorum.
Ama o müfettişin, hastanenin başhekimine bu soruyu da mutlaka sorması gerekir.
"Bu rapor hakkında neden bir ay boyunca hiçbir işlem, araştırma, soruşturma yapmadınız."
Neden bir gazetenin bu iddiayı gündeme getirmesinden sonra harekete geçtiniz?
Bir aydır bu olayı sorma gereği duymayan vali de, büyük bir işgüzarlıkla, bakanlığın müfettişini de beklemeden olayın içine balıklama dalıyor.
Ben de ısrarla soruyorum.
Bugüne kadar neredeydiniz kardeşim. O rapor hálá dosyada.
* * *
Biz, doktorluk mesleği adına utanç sayılabilecek bir raporu kamuoyunun gündemine taşıdık.
Bu resmi bir rapordur.
Bizzat ameliyatı yapan doktor tarafından hastanın dosyasına konmuştur.
Ve bu rapor hálá hastanın dosyasında durmaktadır.
Doktor, "Ben yazdıklarımın arkasında duruyorum" demektedir.
Mağdur çocuk ise açık açık, "Hayalarımın filmi, kadın olduğu için çekilmedi" demektedir.
Eğer bu raporu yazan doktor kasıtlı davrandıysa, o hastanenin başhekiminin bunun hesabını bugüne kadar otuz kere sorması gerekmez miydi?