Paylaş
Yoksa ifrit mi olurum...
* * *
Rıdvan’ın videosunu seyredip “Şeytan’a mı uyarım...”
Yoksa etrafımdan gelen “Şeytan’a uyma” çağrılarına mı kulak veririm...
* * *
Ne Arda’ya kızarım, ne de Şeytan’la masaya otururum...
Her vatandaş gibi bir tane oyum var...
* * *
Onu da...
Arda veya Şeytan’a değil, vicdanıma, aklıma, yaşadıklarıma, çektiklerime, çekenlere bakarım...
Sonra gider, ona göre sandığa atarım...
* * *
Arda’ya yüklenenler arasına katılmam. Tam aksine onu koruyanların safında olurum.
* * *
Rıdvan’ı şeytanlaştıran kalabalıkla da işim olmaz.
* * *
Yok mu be adam senin bu konuda söyleyecek tek lafın diye yakama yapışırsanız eğer...
O da var derim...
* * *
Derim ki...
“Bak Arda... Bak Şeytan kardeş...”
Oyunu, fikrini,
içinden geçeni serbestçe söylemen için elimden geleni yaparım.
Verdiğin oya da, açıkladığın görüşüne de eyvallah derim, saygı duyarım.
* * *
Ama sondaki o soru var ya...
Hani o “Abdullah sen de var mısın” sorusu...
İşte orada dur derim. Hiçbirimizin, hiçbirimizin yakasına yapışıp
“Hadi sen de oyunu açıkla” deme hakkımız yok...
* * *
Bak işte o noktada şeytana uymam...
EROL OLÇOK’UN EKSİKLİĞİ İLK GÜNDEN BELLİ OLDU KAMPANYA TERS TEPTİ
İYİ düşünülmüş, iyi hazırlanmış bir kampanya değildi “Arda-Rıdvan kampanyası...”
O nedenle ters tepti...
- Tek elden ve dışarıdan yönlendirildiği çok belliydi.
- Aşırı empoze edici bir karakteri vardı, antipatik oldu.
- “Şeytana uyma” gibi çok etkileyici bir slogana zemin hazırladığı için inisiyatifi kaptırdı.
- Eminim bir seçim stratejisi dâhisi olan rahmetli Erol Olçok yaşasaydı, bu kampanya asla böyle başlamazdı.
İŞTE A330 MÜRETTEBATININ ÇOK KONUŞTUĞU FOTOĞRAF
HİÇ alçakgönüllülük yapmayacağım.
Şurası kesin...
“Çok sıkıcı” diye diye, Cumhurbaşkanı’nın uçağı A330 mürettebatını etkiledim...
* * *
O uçaktan da renkli izlenimler gelmeye başladı. Yan yana çekilmiş kuru resimler, bir kişinin çoğaltıp dağıttığı tıpkıbasım kuru haberlerin yanında renkli şeyler okumaya başladık.
* * *
Star gazetesi yazarı Ersoy Dede dün, Cumhurbaşkanı’yla giden gazeteciler hakkında keyifle okuduğum çok renkli bir yazı kaleme aldı.
* * *
Gezinin en ilgi çekici olayı, Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat ile CNN Ankara Temsilcisi Hakan Çelik’in Madagaskar’da sokak çalgıcıları eşliğinde ettikleri dans olmuş.
* * *
Onlar bu sitcom topu kaldırır, ben, şu kökten sitkom’cu dalmam mı... Anında Hakan’ı arayıp o fotoğrafı istedim.
* * *
Ohh be...
O uçakta da hayat varmış...
O kasvet gitmiş...
* * *
Tebrikler Ersoy Dede...
A330’da, bir tabuyu yıkıp sitcom yolunu açtın ya...
Eminim bundan sonra çok renkli yazılar okuyacağız...
A330’DA BIYIK BIRAKMA KARARI ALAN 2 GAZETECİ
Klima nerede bulundu: Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler, gittikleri yerlerin isimleri konusunda uydurduğu açıklamalarla herkesi güldürmüş. Mesela, “Klima”nın ilk olarak ‘Kilimanjaro’da bulunduğunu, adını oradan aldığını anlatmış.
Uçakta kim bıyık bırakmaya karar verdi: Sabah gazetesi yazarı Burhanettin Duran ile Yeni Akit yazarı Kadir Demirel, sinekkaydı tıraştan vazgeçip bıyık bırakmaya karar vermiş.
A330’DA KİMİN ALDATMA DEDİKODUSU KONUŞULDU
UÇAKTA en çok konuşulan konu, Türkiye gazetesi yazarı İsmail Kapan’ın anlattığı aldatma dedikodusu olmuş. Bir uçak kazası sonucu hayatını kaybeden Mozambik Devlet Başkanı Samora Machel öldükten sonra eşi Graça, Nelson Mandela ile evlenmişti... Kapan’a göre bu aşk, Samora Machel daha hayattayken başlamış.
A330’UN DERİN KARAKTER TAHLİLİ
Erdal Şafak (Sabah): Vejetaryen.
Hande Fırat (Hürriyet): Resim tutkunu. m Serdar Karagöz (Sabah): Çok pratik. m Murat Akgün (A Haber): Sıkı pazarlıkçı. m Selçuk Tepeli (Haber Türk): Her yabancı dili anında çözüyor.
Hakan Çelik (CNN Türk): Çok titiz.
Fatih Er (TRT World): Teşkilatçı.
Fahrettin Altun (Sabah): Gurme.
CUMARTESİ ŞARKISI
BU defa kıştan fena sıkıldım. Ülkenin kâbus hali de bastı. Bugün için 2015 yılından kalma harika bir Mabel Matiz şarkısı... “Ahu...”
Acayip iyi geliyor.
YARINA
- Yedi Kardeşe Yedi Gelin” filmini hatırlatan, fanatikliği ve yobazlığı “Ankara Sanat Tiyatrosu” geleneği ile tiye alan filmi seyrederken neler hissettim.
- Gay ve lezbiyen Matrix’ler dönemi mi başlıyor.
- Bütün Türkiye “Beyaz Ayı Sendromu”ndan mı mustarip...
Paylaş