Avukatın etek boyu hâkimin akıl boyu

- Dün Kartal Adliyesi’nde yaşanan olay için vahimdir diyeceğim ama diyemiyorum...

Haberin Devamı

Çünkü bu kafasını avukatın etek boyuna takan ve onun etek fotoğrafını çekip baroya göndermek isteyen bir hâkimin yaptığını ciddiye almak anlamına gelecek...

*

- Hâkimlik mesleği açısından trajikomiktir diyeceğim onu da diyemiyorum.    

Çünkü hâkimlik mesleğine hâlâ saygım var...

*

Neyse ki HSK görevinden almış...

Böylece kimse de “Avukatın etek boyu mu yoksa hâkimin akıl boyu mu daha kısa” gibi bir tartışmaya girmek zorunda kalmadı.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün yargı ve adalette reform paketini açıklayacak...

Umarım bu reform Türk adaletini böyle zihinlerden kurtaracak bir gelişmenin habercisi olur.

HİKMET ÇETİN NEDEN TEŞEKKÜR EDERİM DEDİ

TAM listeyi görmediğim için dün bazı isimleri yazmayı unutmuşum.

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’na Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Köksal Toptan ve İsmail Kahraman da davet edilmiş.

*

Haberin Devamı

Bu isimlerin olması daha da iyi bir gelişme.

Çünkü hepsi de kişilikleri ile özgür fikirlerini savunabilecek kimseler.

*

Ama asıl dikkatimi çeken eski CHP’li Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’e de teklif götürülmesi oldu...

Hikmet Çetin benim hem öğretim üyesi hem gazeteci olarak yıllardır çok takdirle izlediğim bir siyasetçi...

O nedenle Cumhurbaşkanı’nın ona da teklif götürmesine çok sevinmiştim.

Ama o kabul etmemiş...

*

Dün Hikmet Çetin’i arayıp “Keşke kabul etseydiniz” demek istedim.

Sohbetimiz benim “Tam olarak ne cevap verdiniz” sorumla başladı.

“Teşekkür ettim” dedi.

Tanıdığım Hikmet Çetin tam bir Türkiye Cumhuriyeti insanıdır.

Mahalle baskısından kolay etkilenmez. Böyle görevlerden kaçmaz...

Geçmişte Afganistan’daki uluslararası kuvvette de görev almış ve çok başarılı olmuştu.

*

Bana gerekçelerini anlattı...

Yazılmamak koşuluyla söylediği için aktaramıyorum.

Ama şunu söyleyeyim...

Bu öyle ideolojik ve katı bir ret cevabı değil.

Tam aksine şunu yazabileceğimi söyledi:

“Türkiye’nin önünde çok zor iç ve dış sorunlar var. Bunları artık bir tek partinin tek başına çözmesi mümkün değil. Bu sorunları kavga ile, çatışmacı bir dille, çatışmayla çözemeyiz. Bunu herkes için söylüyorum.”

*

Benim görüşüm hâlâ şöyle.

Keşke kabul etseydi...

Haberin Devamı

Kim bilir, belki böyle resmi bir mektupla davet yerine veya ille de kurumsal bir çerçevede yapmak yerine karşılıklı konuşma yolu denenseydi acaba daha iyi sonuçlar alınabilir miydi?

Bilgi falan değil... Tamamen bir his...

YİNE DE GÖRÜŞÜMÜ TEKRARLAYAYIM

-BİR: Cumhurbaşkanı’nın bir yüksek istişare kurulu kurma girişimi çok olumlu bir adımdır.

- İKİ: Bu kurul etkili bir “bilgeler heyeti” haline getirilebilir, tavsiyeleri hayata geçirilebilirse, seçilen isimler, Türkiye’yi kavgacı ortamdan çıkarmak için çok olumlu bir görev yapabilirler.

SEVGİLİ SELVİ BU HESAPTA BİR MANTIK HATASI YOK MU

HÜRRİYET yazarı Abdulkadir Selvi dünkü yazısında özetle şunu söylüyor:

Haberin Devamı

Bazı araştırma şirketlerinin yaptığı anketlere göre “Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki fark kapanıyormuş”...

*

Ben pek anlamadım...

İddia neydi?

“Oylar çalınmıştı ve İstanbul seçimini Binali Yıldırım kazanmıştı...”

*

Eee nasıl oluyor da şimdi kazandığı halde aradaki fark kapanıyor? O takdirde “Aradaki fark açılıyor” demek gerekmez miydi?

*

Yani “Aslında kazandık, ama oylar çalındı” cümlesi ile “Aradaki fark kapanıyor” cümleleri oksimoron olmuş.

*

ÇERNOBİL’İN TEPESİNE ÇEKİLEN ORAK-ÇEKİÇLİ SOVYET BAYRAĞI

Avukatın etek boyu hâkimin akıl boyu

DÜN sabaha karşı Digitürk Plus’ta “Çernobil” dizisinin dördüncü bölümü yayınlandı.

Nefesim kesilerek izlediğim bir dizinin bu bölümünden çok çarpıcı bir sahne var...

*

Haberin Devamı

Kazaya uğrayan santralın en tehlikeli bölümünün tepesindeki graffitileri temizlemek üzere askerler gönderilir.

Ölüm pahasına girerler...

Ve graffitileri attıktan sonra yaptıkları ilk iş ne oluyor biliyor musunuz?

Aslında Sovyet rejiminin en büyük teknolojik hezimeti olan bu binanın tepesine, Nazileri yendikten sonra Almanya’da parlamento binasının tepesine bayrak çeker gibi orak-çekiçli bayrağı çekmek...

*

Bazıları bu dizi için anti-Sovyet diyor...

Hayır değil...

Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi rejimde olursa olsun, ister Hıristiyan, ister Yahudi, ister Müslüman olsun...

Devletleşmiş partilerin ve partileşmiş devletlerin hezimetini ve insanlığa verdiği büyük zararı anlatıyor bu film...

Haberin Devamı

Yani devleti halkından kaçıran otoriter rejimlerin...

O SAHNEDE NİLÜFER BAYAR’I HATIRLADIM

ÇERNOBİL dizisinin bu bölümünü seyrederken aklıma rahmetli Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Bayar’ın geçenlerde söylediği o söz geldi.

“Partiler vatandaş için vardır...

Vatandaşlar parti için değil...”

Ne kadar doğru bir söz...

62’SİNDE TERMİNATÖR KADIN OLMAK İŞTE BÖYLE BİR ŞEY

Avukatın etek boyu hâkimin akıl boyu

SARAH Connorı bir kadın olarak 1984’te tanıdık.

“Terminatör” filmlerinin efsane kadınıydı.

Acımasız yarı robotlara karşı müthiş mücadele veren kadındı.

O rolü oynayan Linda Hamilton o yıllarda 27 yaşındaydı.

Şimdi 62 yaşında ve “Terminatör” serisinin altıncısında yine Sarah Connor olarak çıkıyor karşımıza...

Hem de 35 yıl öncesinden daha kaslı biçimde...

Onun filmdeki fotoğrafına baktım...

Bir de bugünlerde normal hayatında, günlük haliyle çekilmiş fotoğrafına...

Sanki günlük hayatındaki hali daha çok hoşuma gitti...

Birinde daha fit...

Ötekinde daha kadın...

Yazarın Tüm Yazıları