Paylaş
Türkiye, Mısır, Ürdün, Fas, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt.
* * *
Bu listeye bakarken geçen hafta, Cansu Çamlıbel’in Hürriyet Daily News’teki yazısı aklıma geldi.
* * *
Cansu Çamlıbel özetle diyordu ki:
ABD’nin Ulusal Güvenlik Konseyi’nde bazı kişiler, bir süre önce, dışişleri ve diplomaside Türkiye’nin hangi coğrafyada yer alması gerektiği konusunda bir zihin egzersizi yapmaya başladılar.
* * *
Şimdi sıkı durun...
Bunların başında Trump’ın istifa eden güvenlik danışmanı Michael Flynn vardı.
Yani Türkiye’nin 500 bin dolar para ödeyip PR yaptırdığı kişi...
* * *
Tezleri şuydu: ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Türkiye “Avrupa masası”nda yer alıyordu.
Şimdi diyorlarmış ki:
“Son yıllarda Türkiye ile ilişkimiz, sadece Suriye ve Irak konusunda. Dolayısıyla Türkiye’yi ‘Ortadoğu masası’na almak daha pratik bir şey olacak.”
Türkiye, ABD Dışişleri’nde “Avrupa masası”na Kissinger döneminde girmişti.
Çünkü o zamanlar Türkiye ve Yunanistan ile ilişkilerini dengelemek istiyordu.
* * *
Son günlerde Türk Dışişleri’nin girişimi ile bu kararın durdurulduğu söylentileri vardı.
Ama, ABD’nin laptop’lı uçuş yasağına aldığı ülkelerin listesine bakınca kafam karıştı.
“Acaba bu karar Ortadoğu masası fikrinin ilk adımı mı...”
* * *
Osmanlı, Avrupa’ya ilk defa 1352 yılında ayak bastı.
665 yıl sonra şimdi o masadan çekiliyor muyuz yani...
‘KAPIDAKİ ABLALAR’ LAFINA FENA TAKTIM
ÖNCE şunu belirteyim.
Bu yazıyı sadece bir şüpheyi gidermek için yazıyorum. Çünkü bu haberi dün Odatv’de okudum.
Ne kadar doğru bilemiyorum, o nedenle çekinceyle yazıyorum, siz de öyle okuyun.
Önce gün Manisa’da bazı okullardan çocuklar toplanıp hiçbir şey söylenmeden TÜRGEV tarafından düzenlenen siyasi nitelikli bir toplantıya götürülmüşler.
Toplantıya giden çocukların bir bölümü işin siyasi boyutunu öğrenince salonu terk etmek istemiş.
Onlardan birinin söylediği şu cümle dikkatimi çekti:
“Çoğumuz çıktık fakat öğretmenlerimizin büyük tepkileri ile karşılaştık. Kapıdaki görevli ablalar bizi çıkarmak istemedi.”
Bu, “kapıdaki abla” lafını görünce antenlerim dikildi. “Eyvah” dedim tam FETÖ yurtlarındaki “ablalardan” kurtulmuştuk, şimdi TÜRGEV yurtlarında ve okullarında da mı “abla” olayı başladı?
TAYFUN TALİPOĞLU İLE İLGİLİ EN GÜZEL İKİ BAŞLIK
- SÖZCÜ: “Bir yol hikâyesi gözyaşı ile bitti.”
- CUMHURİYET: “Bam telimize dokunup gitti.”
UZMAN UYARIYOR: DİKKAT HIRSIZLIKLAR ARTABİLİR
BANA göre “Kokpit” yazarı Uğur Cebeci rahatlıkla dünyanın en iyi 10 havacılık uzmanı arasına girer. İnsanı delirtecek kadar ayrıntıcıdır.
Dün ona ABD’nin uyguladığı laptop yasağını sordum. İşte onun 5 maddelik itirazı.
* * *
- BİR: GÖSTERMELİK: “Göstermelik bir engellemeden başka bir şey değil. Bir laptop, CD sürücüsü olmak ve harddiskinin küçültülmesi kaydıyla yaklaşık 40-50 gram C4 patlayıcı alabiliyor. Ama bunlar cihazların çalışması kaydıyla harekete geçebiliyor.
* * *
- İKİ: TAM AKSİ ETKİ: Türkiye havaalanlarında çift X-Ray sistemi var. Artı, bilgisayarlar çantadan çıkarılıp çalıştırılıyor. Bu işlemleri kargo bölümünde yapmaya kalkarsanız çok vakit alacak.
- ÜÇ: HAKSIZLIK: Böyle bir yasaktan en çok Amerika yönüne direkt uçan Türk Hava Yolları, Emirates, Katar,
Etihad gibi yolcu tatmini ve servis kalitesi yüksek havayolu şirketleri etkilenecek. Bu da giderek rekabette geri kalan Batılı havayollarına kıyak geçme anlamına geliyor.
* * *
- DÖRT: DAHA TEHLİKELİ: Çoğunda lityum pil bulunan cihazların kargo kısmında hepsinin bir arada olması başka tehlikeler yaratacaktır.
* * *
- BEŞ: HIRSIZLIK: Yolcuların bilgisayarlarının, tabletlerinin bavula konulup uçak altında taşınması havalimanlarında hırsızlık olaylarını da arttıracak. Bu konuda ABD havalimanlarının kötü bir şöhreti var.
PORTRE
BAYRAMPAŞA’DAN HÜRRİYET’E İKİNCİ AYŞE’NİN BAŞARI HİKÂYESİ
BİR kız düşünün...
Bayrampaşa’da doğmuş, büyümüş.
* * *
Muhafazakâr bir annenin ve erken kaybedilmiş bir babanın evinde büyümüş.
İkiz kardeşi ile birlikte çalışıyor çabalıyor.
* * *
Sonra kardeşlerden biri Hürriyet Sosyal başladığı günlerde, orada kendine bir sayfa açıyor.
Öyle ilginç yazılar yazıyor ki, Hürriyet Web yöneticilerinin dikkatini çekiyor ve onu ana sayfa yazarları arasına alıyorlar.
Sonra CNN Türk’ün dikkatini çekiyor, onu tartışma programlarına davet ediyorlar.
* **
Muhafazakâr dünyanın olağanüstü hoşgörülü yüzünü temsil ediyor. Samimi... Sıcak... Önyargılı değil... Değerlerine sahip...
Hiçbir kompleksi yok...
Önceki akşamüzeri Hürriyet Facebook canlı yayınına katıldı. Harika bir performansı vardı.
Bu sadece Hürriyet’in değil, Türkiye’nin bir başarı hikâyesi... Kendi kendine başaran bir kızın öyküsü bu...
* * *
Ne olur önyargılarla, komplo teorileri ile yıpratmaya çalışmayın...
Bir zamanlar çok modaydı... Laik kesimin genel yayın yönetmenlerine hep şu soru sorulurdu:
“Başörtülü bir yazar alır mısınız?”
İşte cevabı... Hürriyet bugüne kadar almamıştı, ama o bir kapı buldu girdi...
* * *
Sanıldığının aksine gelene kucağını açan bir kurumdur Hürriyet...
Böylece ikinci Ayşemiz de oldu...
YENİDEN KEŞİF
"Dr. Strange” filmi sayesinde Chuck Mangione’nin harika trompetini ve “Feels so Good” adlı şarkısını yıllar sonra yeniden keşfettik.
TUHAF BİR DERGİDE SELAHATTİN DUMAN
SELAHATTİN Duman’ın mizahını özlemişim. Bugün Türk medyasında ona en ihtiyacımız olan dönemdi ve o Bodrum’daki evinde köşesine çekilmişti. “Tuhaf” adlı yeni bir dergi çıkıyor. Onun yazar kadrosunda adını görünce çok sevindim. Bence yazacak bir yer bulamıyorsa mutlaka bir YouTube kanalı açıp oradan konuşarak günlük mizah yapmalı diye düşünüyorum.
Bu arada, benim 2011’de çıkan bir kitabımın adı “Tuhaf” ve o kitap çok tutmuştu.
Şimdi bu adla bir dergi görünce sevindim.
Paylaş