Aman dikkat başımıza üç milyon da Filistinli göçmen çıkmasın

Bense umutsuzca, “Aman dikkat” diyorum...

*

“Aman” diyorum... İç kamuoyunu ayağa kaldırırken şu soruyu da kendinize sorun:

Yeni bir intifadanın kime yararı olur?

*

Sanıyor musunuz ki Filistinli garibana bir yararı dokunur yeni bir ayaklanmanın...

Sanmayın...

Sanıyor musunuz ki Arap âlemi ayağa kalkar, o intifadanın arkasında durur, aslanlar gibi savaşır...

Sanmayın...

*

Hiç düşündünüz mü, bugün hangi Arap’ın Filistin için savaşa girecek hali, gücü, mecali var Allah aşkına...

*

En Filistincisi Suriye zaten kendisi darmadağın...

*

Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri desen, kendi meselelerinden bitap düşmüş...

Mısır desen...

Zaten başında El Kaide, IŞİD, Müslüman Kardeşler sorunu var...

*

Vallahi de billahi de Suriye’de olduğu gibi yine tek başımıza kalırız...

Yine arkamızdan
“Bravo kapitano” diye alkışlarlar, sonra tek başımıza bırakırlar... Hatta “Bunca Filistinlinin kanına siz girdiniz” diye suçlarlar...

Sonra bir bakarsınız nur topu gibi 3 milyon yeni göçmeniniz daha olmuş...

*

Bakın şuraya yazıyorum...

Yeni intifadanın tek galibi yine İran olur... Rusya olur.

*

İran, Akdeniz’e inmişti...

İsrail’e de sınırı olur...

*

Ve kendi elimizle Ortadoğu’yu bir Rus-Pers coğrafyası haline getiririz...

ŞARAP KÜLTÜRÜNÜN OYUN KURALLARINI YENİDEN YAZAN BARDAK

DÜNYANIN önde gelen cam tasarımcılarından Ron Arad 2 yıl önce Milano’da bana şunu söylemişti:

“Cam tasarımı sınırları pek zorlayamayan bir sanattır. Çünkü onu üfleyerek şekil verecek ustaların yapabileceği ile sınırlısınız...”

Arkasından eklemişti:

“Ama Denizli Paşabahçe fabrikasındaki ustalar, bizim bu sınırları geçmemize imkân veriyor...”

Başkalarından da duymuştum bunu...

*

Sonunda önceki hafta Denizli’ye gidip bu fabrikada yapılan çalışmaları gördüm...

Paşabahçe’nin yeni markası Nude’un son zamanlarda dünya şarap kültürü pazarında oyunun kurallarını değiştiren “Stem Zero” adlı koleksiyonunu bu ustalar yapıyor.

*

Şu an için dünyanın en ince ayaklı şarap bardağı kabul edilen bu bardağın nasıl yapıldığını gözlerimle gördüm.

Bu arada kendi bardağımı da onların yardımı ile üfleyerek kendim yaptım.

RESMEN BAĞIMLILIK YARATAN BİR BARDAK

BİZE bardakları anlatan kişi dünyaca ünlü bir şarap ve bardak uzmanı Yair Haidu...

Onunla ikinci defa bardak tadımı yapıyoruz.

Bir kere daha anlıyorum.

Bardak sadece bardak değildir.

Aynı zamanda içine giren içeceğin tadını belirleyen bir nesnedir.

Türkiye’de tasarımlanan ve Türkiye’de üretilen bir bardak, dünya şarap kültüründe oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Bir Türk olarak övünerek söylüyorum ki dünyanın en ünlü bardağı sayılan Riedel’i endişelendiren bir bardak bu...

SEVDİM

MAKİNENİN ÜZERİNDEKİ ATATÜRK

- Bir üfleme ustası olmak için en az 15 yıllık çalışmak, tecrübe kazanmak gerekiyor.

- Cam işçiliği çok zor bir meslek. 1500 dereceye varan sıcaklıktaki fırınlar önünde çalışıyorsunuz.

- Denizli fabrikasında beni en çok etkileyen şeylerden biri, harikalar yaratan bu işçilerden birinin makinenin üzerine yapıştırdığı Atatürk resmi oldu.

Cumhuriyet nesilleri çok güzel şeyleri başarmaya devam ediyor.

GÜNEY ÜZÜM BAĞLARI HARİKALAR YARATIYOR

DENİZLİ’deki gecede şef Murat Bozok tamamen bölgesel ürünlerden mükemmel bir menü hazırlamıştı.

Abartmadan söylüyorum, hayatımda gördüğüm en iyi şarap eşleşmelerinden biri yapılmıştı.

Hepsi de Denizli’nin Güney bölgesinden alınmış üzümle yapılmıştı.

- Sevilen’in Fume Blanc...

- Kayra’nın Kalecik Karası rozesi...

- Pamukkale’nin Şiraz’ı ve Chardonnay’i

- Kavaklıdere’nin Cabernet Franc’ı...

Hepsi çok iyiydi...

RED ZONE UYGULAMASI DENİZLİ’YE YAKIŞMIYOR

- Türkiye’nin Bordeaux’su sayılabilecek Güney platosu burada...

- Bu platoda 30 bin dönüm Avrupa seviyesinde üzüm bağı var...

- Türkiye’nin en ünlü markaları burada şarap üretiyor.

- Dünyanın en güzel şarap, rakı, viski bardakları bu şehirde üretiliyor.

- Otelleri turist dolu.

- Bu şehir geçimini üretip ihraç ettiği ürünlerle sağlıyor. Her gün yüzlerce yabancı alım yapmak için bu şehre geliyor.

- Kaldığımız Doğa SPA Oteli çok iyiydi.

- Gelgelelim, şehrin yerel yönetimi, içki ruhsatı olan restoranları şehir dışında ‘red zone”lara mahkûm etmiş...

Yani içki içilen yerlere neredeyse genelev muamelesi yapıyor.

- Denizlili kardeşlerim... Bir hemşeriniz olarak söylüyorum. Bu kararı gözden geçirmekte yarar var.

Bu “red zone” uygulaması hiç yakışmıyor Denizli’ye...

SON GÜNLERDE...

- GOULD PIANO TRIO’dan Beethoven’ın “Allegretto In B-Flat Major, WoO39’u dinliyorum.

Çok iyi geliyor...

- YOSHIKAZU MERA’dan Gounod’nun “Faust: La Danse Des Troyennes Virginales’i dinliyorum.

O da çok iyi geliyor...

- FAZLA KİLOLARIMI yılbaşı sabahına kadar mesele yapmıyorum...

O da çok iyi geliyor...