Paylaş
Konuşmacı bir uzmandan okuduğu şu cümleyi aktarıyor:
“Aspirin iyileştirir, şarap mutlu eder...”
Konuşmayı yapan kişi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz.
Büyükelçi, Londra’da yapılan “Türkiye’nin şarapları” konulu konferansın açılışını bu cümlelerle yapıyor.
Aynı anda, Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın katılımcılara hediye ettiği dönüşümlü kâğıttan yapılmış kalemle not alıyorum.
Anlayacağınız Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, en azından buradaki tutumuyla, Türkiye’nin birinci lige girmeye hazırlanan şarap sanayisinin arkasında duruyor.
Alkol yasaklanıyor mu tartışmalarının yapıldığı günlerde, Londra’daki bu görüntü kafamda soru haline dönüşüyor:
“Acaba bu iyi bir işaret mi?”
“Acaba Büyükelçi katılıp konuşma yapmayı Ankara’ya sordu mu?”
İnşallah öyledir.
* * *
Dün, Türkiye’nin şarapçılık tarihinde önemli bir gündü.
“Wines of Turkey” adı altında bir araya gelen Türk şarap üreticileri, Londra’da Türkiye’nin şarapları üzerine bir konferans düzenledi.
Londra’nın, eski Sanayi Devrimi’ni hatırlatan binalarından biri restore edilerek konferans salonu haline getirilmiş.
Bina 19’uncu yüzyılda “Red light district”, yani genelev bölgesiymiş.
Yönetici ise çevredeki en önemli katedralin başpiskoposuymuş.
Bina şimdi “Vinopolis” (Şarap şehri) olarak tanınıyor.
Türkiye’nin modern yüzünü yansıtan mükemmel bir organizasyon yapılmış.
Aynı anda, Guardian Gazetesi’nde, İngiliz Hükümeti’nin Libya’daki vatandaşlarını kurtarmak için bir uçağı bile göndermediğini, Türkiye’nin ise çok başarılı bir kurtarma operasyonu yaptığını okuyorum.
Gazete vatandaşlarımızı kurtarmaya gelen gemiye binerken gösteren çok güzel bir fotoğraf kullanmış.
Türk vatandaşları büyük bir disiplin içinde bekliyor. Mükemmel bir düzen sağlanmış.
Göğsüm kabarıyor...
* * *
Aralarında Jancis Robinson, Tim Atkin, Charles Metcalfe, Kevin Gould gibi çok önemli şarap ve gusto yazarlarının, Dr. Patrick E. McGovern, Dr. Jose Vouillamoz gibi şarap tarihi ve üzüm genetiği üzerinde uzmanlaşmış bilim adamlarının bulunduğu bir konuşmacı grubu konferansı, sıradan bir tanıtım faaliyeti olmaktan çıkarıyor.
Katılımcılar arasında çok sayıda kadının bulunması dikkatimi çekiyor.
Jancis Robinson, bugün dünyada Robert Parker’dan sonra en etkili şarap uzmanı olarak tanınıyor.
İngiliz Sarayı’nda Kraliçe’nin şarap kavının oluşturulmasında danışmanlık yapıyor.
Konuşmasının girişinde “Aranızda kaç kişi Türkiye’ye gitti” diye sordu.
Çok az el kalktı.
Sonra İstanbul’un, “Dünyada en heyecan verici şehir” olduğunu söyledi.
Türk ekonomisinin nasıl bir yükselişte olduğunu anlatırken, salondakileri şaşırtan bir rakam verdi:
İstanbul, milyarder sayısı bakımından Londra’dan hemen sonra geliyormuş. Londra’da 32, İstanbul’da 28 milyarder varmış.
Her şey harika gidiyordu, ancak Robinson’un konuşmasının sonunda sıra sorulara gelince, İngiliz uzmanlardan biri korktuğumuz soruyu sordu:
“Siz Türk şarabını anlatıyorsunuz, ama hükümet alkol tüketimini yasaklayan adımlar atıyor.”
Onlara, “Büyükelçinin burada bulunması, bu izlenimin doğru olmadığının kanıtıdır” demek istedim.
Bir de daha iki gün önce dünyanın en büyük içki üretim ve dağıtım şirketi Diageo’nun 2.1 milyar dolar vererek Mey İçki grubunu almasını da buna ekleyecektim.
Ama emin olmadığım için sesimi çıkarmadım.
ÜRETİCİ HANGİ ŞARABI BİRİNCİ SIRAYA KOYUYOR
KONFERANS için şarap üreticilerini tanıtan mükemmel bir broşür hazırlanmış.
Broşürde, 8 üreticinin, kendi ürünleri içinde birinci sıraya koydukları şaraplar tanıtılmış.
Doluca: Şarap yapımcısı: Ahmet Kutman: Karma Cabernet Sauvignon-Öküzgözü 2008
Kavaklıdere: Şarap yapımcısı: Aslı Odman: Pendore Boğazkere 2008
Kayra: Şarap yapımcısı: Daniel O’Donnell: Vintage-Öküzgözü 2008
Likya: Şarap yapımcısı: Burak Özkan: Likya Kızılbel, Cabernet Sauvignon-Boğazkere 2008
Pamukkale: Şarap yapımcısı: Yasin Tokat: Nodus Shiraz 2009
Selendi: Şarap yapımcısı: Andrea Paoletti: Selendi 2008
Sevilen: Şarap yapımcısı: Florent Dumeau: Centum Shiraz
Vinkara: Şarap Yapımcısı: Marco Monchiero: Vinkara Doruk Kalecik Karası 2009
Şarap üreticileri birinci sıraya 2008 yılını koymuşlar.
Aynı kanaatte değilim.
Bana göre Türk şarabının altın yılı (Millesime) 2007’ydi.
Nitekim ünlü markaların 2007 Shiraz ve Öküzgözü ürünlerinin büyük bölümü restoranlar tarafından kapatıldı.
Piyasada bulmak neredeyse imkânsız.
O nedenle listeye baktığımda, “Acaba 2007 ürünleri tükendiği için, 2008 ve 2009’a mı ağırlık verdiler” diye sormadan edemedim.
* * *
Jancis Robinson, Türkiye’de şarap seven insanların çoğunun da artık daha yüksek sesle dile getirdiği bir gerçeği vurguluyor.
Türk şarabı pahalı. Restoranlardaki şarap daha da pahalı.
O nedenle bu yıldan itibaren Türkiye’de şarap ve restoran fiyatlarının makule inmesi için mücadele edeceğim.
Negatif bir insan değilim. Eleştirmekten çok övmeyi biliyorum.
Onun için, bundan böyle aldığı parayı hak eden şarapları ve restoranları öveceğim.
Mesela, Pamukkale’nin Amfora Cabernet Sauvignon serisi bana göre, Türkiye’de fiyat-kalite oranı en iyi şaraplardan biri.
16-18 lira bandında iyi bir şarap içiyorsunuz.
O nedenle bundan böyle 15-25 lira bandındaki şaraplara da dikkat edeceğim.
Paylaş