Acaba ‘Koç’lar tutulmadı mı

UMUT bir sabah, pırıltı gibi gelir..

Haberin Devamı

Küçücük bir nokta halinde...
Küçücük bir şey tetikler umudu...
Şuranıza, tarif edemediğim bir şuranıza, karmakarışık bir duygu halinde küçücük bir leke bırakır.
Kendinizi bir anda, ağlamakla gülmek arasında olağanüstü bir durumda bulursunuz.
Sonra, kartopu gibi büyür...
Cuma sabahı işte öyleydim...


* * *


Her şey torunum Zeynep’in Spotify üzerinden gönderdiği bir şarkı ile başladı.
Kenan Doğulu’nun “Tencere Kapak” şarkısıydı...
Tesadüfe bakın ki o sırada, Beren Saat’in Cumhuriyet gazetesine yazdığı yazıyı okuyordum.
Gazeteci olarak çok sevinmiştim, Gonca Vuslateri’den sonra onu da kâğıt üzerinde görmekten.
Kenan, bir erkeğin bir kadın için söyleyebileceği en güzel şeyleri söylüyordu.
“Gözlerinde kaybolmuşum
Zaman durmuş mest olmuşum
Zaten başım dönüyor
Seni fazla kaçırmışım
Dudaklarından çok içmişim”
Çok iyi geliyor bu iki genç insanın beraberlikleri bana...
Sonra Gülümsün harika bir şarkı gönderdi.
Alle Farben’in “She Moves” şarkısı...
Harika bir ritim... Harika bir mood...


* * *

Haberin Devamı


O gün herkes Güneş tutulmasının negatif etkisinden söz ediyordu.
Bense bambaşka bir yerdeydim....
Sanki Tinker Bell mutluluk tozlarını serperek üzerimden geçmişti.
“Acaba” dedim, “Koç olmak güzel bir şey midir...”
Takılırsınız, tutulursunuz, mahvolursunuz, dibe inersiniz...
Sonra herkesin tutulduğu bir gün, yere basıp yukarı fırlarsınız...
Bu sabah bu duygu size de bulaşsın istedim...

‘Mezhepler’ dizisini okuyunca sorunumuzun büyüklüğünü anladım


BU hafta medyada en dikkatimi çeken şey, Naci Öncel’in Hürriyet’te yayınlanan “Ortadoğu’da Mezhepler” dizisi oldu.
Hazreti Muhammed’in ölüm odasından başlayan ve İslam’da mezheplerin ortaya çıkışıyla devam eden ve hâlâ bitmemiş bir hikâyeyi roman tadında anlatmış.
Yazıyı okuyunca, Ortadoğu’da yaşamanın zorluğunu ve başımızdaki derdin büyüklüğünü çok daha iyi anladım.
Mutlaka okuyun.


Utangaç çocukların altın çağı mı başladı

Haberin Devamı

UTANGAÇ bir çocuktum. Hayatım boyunca hiçbir kadına “çıkma” teklifi yapamadım.
Bugün Tansu’yla berabersek, onun girişkenliği sayesindedir.
Dijital dünyanın en etkili dergisi Wired, mart ayı sayısının kapağını “Dijital hayatta seks” konusuna ayırdı.
Dergi 40 sayfalık çok güzel bir dosya hazırlamış.
Dijital hayatın cinsel ilişkilere hangi boyutlar ve imkânlar getirdiğini anlatıyor.
Bilmediğimiz şeyler değil, ama alt alta yazılıp bir envanter çıkarıldığında, hayatımızın hangi mahremlere kadar değiştiğini çok iyi anlıyorsunuz.
Çöpçatanlık siteleri, her beğeni ve davranışa uygun arkadaşlık grupları, Skype’la konuşma, iç giyim ve uyarıcı ürünlerin online satış imkânları, Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal paylaşım ortamlarında tanışma ve ilişki imkânları, fetişizm vs gibi özel ilgi alanları, fotoğraf paylaşımı gibi sınırsız imkânlar
İnsanoğlunun “utangaçlık tarihini” köklü biçimde değiştiriyor.
Sadece seks değil, romantizm de değişiyor.
Dergi “Panromantik”, “Heteroromantik” gibi yeni kavramlar ortaya atıyor.
Bu arada “gri” kelimesi de yeni cinsel sözlüğe iyice girmiş.
“Gri aseksüellik” diye bir kavram da doğmuş.
Bu arada dikkat.
Dijital hayat aseksüelliği yaygınlaştırıyormuş...
Diyeceğim, utangaç çocukların altın çağı başladı.

Haberin Devamı


Her gördüğümde kendimi iyi hissettiğim bir insan


GEÇEN perşembe
akşamüzeri Bilgi Üniversitesi’nde beni ağlatan bir törene katıldım.
Üniversite, Prof. İlter Turan’a “Emeritüs” unvanı verdi.
Hocaların çoğu cübbelerini giyip gelmişlerdi.
Konuşmaların hepsi sahici, sevgi doluydu.
Orada gördüm ki, Bilgi Üniversitesi, özgürlükçü bir kimliği yaratmayı başarmış.
Arka sıralardan töreni izlerken 1986 yılına döndüm.
Boğaziçi Üniversitesi’ndeki doçentlik unvanını aldığım salon gözümün önüne geldi.
Jüri üyelerinden biri Prof. İlter Turan’dı... Çok heyecanlıydım.
Öyle bir oturuşu, öyle bir bakışı vardı ki, birden o salonun havası değişti.
Kendimi iyi hissettim.
Çok güzel bir jüri toplantısı oldu ve doçent unvanını aldım.
Az görmeme rağmen İlter Hoca hayatımın en önemli simalarından biri olarak kaldı.
Ne zaman bir yerde görsem, o sakin, sıcak, sahici hali bana hep çok iyi geldi.
Çok yaşayın hocam...
Jürimde olduğunuz için gurur duyuyorum.
Üniversitede olduğunuz için güveniyorum.
Türkiye’de olduğunuz için umutlanıyorum...

Yazarın Tüm Yazıları