Ertuğrul Özkök: Acaba 28 Şubat kurumsallaşıyor mu?

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

GENELKURMAY Başkanlığı'nın geçen cuma günü yayınladığı ve ‘‘Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgiliyiz’’ mesajını verdiği açıklamasından sonra TBMM'deki tepkilerin oldukça ılımlı bir tonda şekillenmesi dikkatimi çekti.

Ankara bürosundaki arkadaşlarımız, cumartesi günü farklı partilerden çok sayıda milletvekiline Genelkurmay'ın açıklamasını sorup, Meclis'in nabzını tutmaya çalıştılar.

VEKİLLER OLUMLU

Ortaya çıkan sonuç çok ilginç. Milletvekillerinin çoğu, bu açıklamayı cumhurbaşkanını seçecek olan TBMM'nin yetkisine bir müdahale olarak algılamıyor.

Bu, tabii bir genelleme olabilir. Böyle düşünmeyenlerin olmadığı anlamına gelmez.

Ama şu da bir gerçek: Milletvekillerimizin çoğu, açıklamayı olumlu karşılıyor, doğal buluyor ve hatta destek veriyor.

Önemli bir bölümü, açıklamayı ordunun ‘‘kendi üzerinden politika yapılmasına bir karşı çıkış’’ olarak değerlendiriyor.

Örneğin DSP'li Adalet Komisyonu Başkanı Emin Karaa, şöyle diyor:

‘‘Ülkenin geleceğini ilgilendiren böyle bir konuda askerlerin de görüşlerinin olması ve bunu usulleri çerçevesinde gündeme getirmeleri doğaldır. Doğal olmayan, kendi görüşlerini askerlerin görüşüymüş gibi açıklayan çevrelerdir. Bu nedenle asker bildiri yayınlamak zorunda kalıyor.’’

Yine DSP'li Uluç Gürkan'ın görüşleri çok farklı değil:

‘‘Asker cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde sık sık adının kullanılmasından rahatsızlık duymuştur. Anayasa değişikliği sırasında bu spekülasyonlardan duyduğu rahatsızlığı, özellikle vurguladı. Cumhurbaşkanlığında ‘şaibesizlik ve yeterlilik' kriterleri gündeme getirildi. Buna karşılık bu kriterlerin kendilerine uymayacağını düşünen bazı siyasetçiler askerin devre dışı olduğu haberlerini yayınca, buna tepki olarak bildiri geldi.’’

MHP: ASKER HAKLI

MHP kanadı ise askere yüzde yüz hak veriyor. Bakın, Ulaştırma Bakanı Prof. Enis Öksüz, nasıl bir tepki vermiş:

‘‘Genelkurmayımız, askeri milletin gözünde düşürmeye çalışanlara karşı çok haklı ve yerinde bir cevap verdi. ‘Haksızlık yapmaya kimsenin hakkı yok' mesajı veriyorlar. Ayrıca, askerden cumhurbaşkanı olmaz anlayışı yanlış. Bu asker kesim tarafından husumet gibi algılanabilir. Askerlerin, ille de asker olsun diye bir yaklaşımları yok ayrıca...’’

MHP Adana Milletvekili Recai Yıldırım, şöyle diyor:

‘‘Bence olumlu bir açıklama. Devletin başına adam düşünülüyor. Elbette, belli nitelikleri haiz olmalı. Genelkurmay'ın açıklamasını doğru anlamak lazım. Ordu da bu ülkenin bir kurumu. Elbette, belli konularda görüşünü açıklayacak. Cumhurbaşkanını parlamentoda milletvekilleri seçecek. Mesajı iyi niyetli okumalı ve doğru anlamalı. Ordu baskı mı yapıyor diye yorumlamak yanlış olur.’’

Ankara'da pek çok kesim bu bildirinin doğrudan ANAP'ı hedef aldığını düşünüyor. Oysa ANAP'lılarda da yumuşak tepkiler dikkat çekiyor.

Örneğin, ANAP Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Pehlivanoğlu'nun şu görüşleri:

‘‘Asker kanadı da bu toplumun bir parçasıdır. Tabii ki ülkenin yönetimi ile ilgili görüşünü demokratik sistem dahilinde söylemekte özgürdür. Genelkurmay'ın açıklamasını yadırgamıyoruz.’’

DEMOKRATİK İFADE

ANAP Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner ise ‘‘Genelkurmay'ın ülkenin diğer meseleleri gibi cumhurbaşkanlığı seçimine uzak durması beklenemez. Bu memleketin öncelikleri sivili de, askeri de aynı ölçüde ilgilendirir’’ diye konuşuyor.

DYP Grup Başkanvekili Saffet Arıkan Bedük, şu açıklamayı yapmış:

‘‘Cumhurbaşkanlığı milli birlik ve beraberliğin, bütünlüğün temsil edildiği makam. Dolayısıyla siyasetin tercih edeceği kişinin de millet tarafından benimsenen biri olması gerekir. TSK'nın, bu milletin önemli bir kuruluşu olarak görüşünü demokratik kurallar çerçevesinde ifade etmesi doğaldır...’’

FP grubu daha tepkili gözüküyor. Ancak FP lideri Recai Kutan'ın arkadaşımız Turan Yılmaz'ın sorularına verdiği yanıtlar, Genelkurmay açıklamasını mesele yapma eğiliminde olmadığını gösteriyor.

KUTAN’IN TEBESSÜMÜ

Kutan, arkadaşımızın sorusuna ‘‘Bunu niye bana soruyorsunuz? Bu soruyu açıklamanın muhataplarına sorun’’ yanıtını vermiş.

‘‘Mahatabı kim?’’ sorusunu da tebessümle karşılamış.

Yani, Kutan açıklamaya bir demokrasi sorunu olarak bakmamak eğiliminde. Sorunu Genelkurmay ile ‘‘açıklamanın muhatabı’’ arasında ‘‘ikili bir mesele’’ olarak alıyor.

Meclis'teki bu manzaraya baktıktan sonra aklıma şu değerlendirme geliyor:

Acaba bir yandan 28 Şubat'la ilgili tepkiler yumuşarken, öte yandan da 28 Şubat esprisi giderek kurumsallaşıyor mu?

Dedim ya, sadece bir değerlendirme...

Yazarın Tüm Yazıları