Trump son tweet’lerinden birinde “Kürtler Normandiya’da bizimle beraber değildi” dedikten sonra ben de şunu dedim:
“Hah şimdi bu montaj tam yerine oturdu...”
Bakın tam nereye oturduğunu size şema üzerinde anlatayım.
*
Bu montaj, 20’nci yüzyılın en önemli filmlerinden biri olan “Guguk Kuşu”nun bir sahnesi üzerine yapılmış.
Film bir akıl hastanesinde olup bitenleri anlatıyor...
Hastanede her şey disiplin altında giderken bir gün Randle Patrick McMurphy isimli yeni bir akıl hastası getiriliyor.
Ordumuzun bunu başarıyla sonuçlandıracağından hiç şüphemiz yok.
Gönlümüz, yüreğimiz onlarla birlikte... Evet ben bir Ortadoğu uzmanı değilim...
Ahmet Davutoğlu gibi bir “stratejik derinlik” kitabı yazmadım.
O bölgede kim kimin nesi, hangi kabile neyin nesi bilmem...
Ama Suriye’deki iç savaşın başından beri bir onun söylediklerine, bir benim yazdıklarıma bakın...
*
O bildiğini iddia ediyor, bense gördüğümü söylüyorum...
Daha ilk gün
“Amerika’yı ve emperyalizmi bölgeden kovduk...”
*
- Ulusalcısına sorarlar:
Amerika’yı kovdun da kimi getirdin?
Rusya’yı mı...
*
- Kafası 70 yılında kalmış solcusuna sorarlar:
Emperyalizmi kovdun da bağımsızlık savaşı veren halkları mı özgürlüğüne kavuşturdun?
Amerika diyor ki...
“Ben Türkiye’nin burada yapacağı operasyona ne destek veririm ne de karışırım...”
*
Eminim Ankara’da bunu “diplomatik bir zafer” olarak okuyan epey insan vardır... Haklılar da...
Ancak böyle düşünenlere Beyaz Saray açıklamasının ikinci bölümünü de benim gibi dört kere üst üste okumalarını tavsiye ederim.
Çünkü bu açıklamanın altında Türkiye’yi bekleyen çok büyük bir tuzağın bulunduğu şüphesine kapıldım.
*
İkinci bölümde Amerika Türkiye’ye diyor ki...
Ahmet Güneştekin’in “Belleğin Alfabesi” sergisinin açılışı için buradayız.
Hava hafif kararmış.
Biraz sonra sağ tarafımızda daha ilk bakışta insanı altüst eden o muazzam yapı önümüze çıkıyor.
Haydar Aliyev Kültür Merkezi...
*
Bu binayı ilk kez Cüneyt Özdemir’in yazısında okumuş ve çok merak etmiştim.
Gerçekten onun anlattığı kadar varmış.
Bir mimari şaheser... Estetik bir mucize...
Ülkemiz için “açık ve yakın tehlike” nereden gelecektir?
*
Fırat’ın doğusunda Kürtlerden mi...
Yoksa Hatay ilimizin hemen kenarındaki, İdlib çevresindeki IŞİD’ci, El Kaideci teröristlerden mi...
*
Lütfen Sedat Ergin’in çarşamba ve perşembe günleri Hürriyet’te yayınlanan mükemmel iki yazısını okuyun.
İdlib civarında en iyimser tahminle 20-25 bin silahlı cihatçı terörist var.
Bir o kadar da adı
Bu kalabalık, Birinci ve İkinci Kordon’a kadar taşıyordu...
Gördüğümüz son kuyruk manşeti, İstanbul seçimlerinden önceki tanzim satış kuyruklarıydı.
Bu ise Picasso sergisini gezmek için bekleyen genç insanların oluşturduğu kuyruk...
*
Fotoğrafa iyi bakın...
O fotoğrafta bir İzmir sokağını göreceksiniz...
Şimdi biraz daha yakından bakın...
Yazdığım yazının başlığı şöyleydi:
“Harley Quinn tarzı kadın enerjisini ‘demir lady’ soğukluğuna tercih ederim...”
Bence ‘demir lady’ modeli Thatcher’la birlikte bitti. ‘Harley Quinn’ tarzı daha yırtıcı, daha kadınsı ve daha etkili.
Erkeği erkek gibi değil kadın gibi yenmeli.”
Evet böyle yazdım...
Cosmopolitan’ın ekim sayısı 1 Ekim günü yayınlandı.
O günü 2 Ekim sabahına bağlayan gece