“Hep kınıyoruz ama ümmet bizden adım atmamızı bekliyor...”
Çok basit bir cümle ama kendi payıma hiç anlamadım.
Anlamadığım şey de şu: “Hangi ümmet”, “hangi adımı” atmamızı bekliyor...
Gelin önce şu “ümmet” kelimesinin sözlük anlamına bir bakalım.
“Müslümanlığa bağlı olan, Hazreti Muhammed’in yolundan giden Müslümanların tümü...”
Tamam bu kelime sözlükte var...
Ama gerçekte böyle bir ümmet var mı...
Vatikan tarihinde ilk defa bir savcıyı törenle “kutsal” ilan etti...
Size bu töreni ve sonrasındaki ilginç ayrıntıları anlatacağım.
Ama önce siz de benimle birlikte şu soruların cevabını bir düşünün...
Hayatınızda hiç bir savcı türbesi gördünüz mü...
Kendim için konuşayım... Ben görmedim, bilmiyorum...
Peki bir mafya babasının, itibarlı bir din insanı tarafından en ağır kelimelerle eleştirildiğine tanık oldunuz mu?
Mesela bir cuma namazından önce, Diyanet İşleri’nin merkezi sisteminden çıkmış mafyanın kötülüklerini anlatan bir hutbe veya vaaz dinleyeniniz var mı?
Size maç analizi yapmayacağım. Kaç asist, kaç korner, kaç teknik faul istatistiği vermeyeceğim. Büyük gazetenin spor sayfasında psikolojik bir tahlil yapacağım...
Çünkü bir Fenerbahçeli için dün gece sahadan anlatılacak bir hikaye yoktu...
Teknik direktör açısından aklımda kalan tek şey, maç öncesi acılı Filistin halkı için söylediği şeylerdi...
Spora ait söylediği bir şey yoktu...
O nedenle size iki evi anlatacağım...
İki Fenerbahçeli evi..
Aynı saatlerde nefes nefese üç maç oynanıyor...
Biri Anadolu yakasında, biri Avrupa yakasında...
Z kuşağının hatta Y kuşağının da bilemeyeceği tek bir cümleydi bu:
“Devri sabık yaratmayacağız...”
Partisinin bir üyesi Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Onu Yüce Divan’a göndereceğiz” derken Kılıçdaroğlu’nun bütün Türkiye’ye verdiği o mesajı gençlerin de kolayca anlayabileceği bir Türkçe ile yazayım:
“İntikamcılık yapmayacağız...”
Ne gazetelerde, ne dijital medyada pek üzerinde duran olmadı.
Oysa söylediği söz o kadar önemli, yapıcı ve güven vericiydi ki...
Her gazetecinin iştahını kabartan o videoları bir kenara bırakıp bugünkü yazılarımın manşetine alacağım.
1- Sosyolog yanım ameliyatlı iki gözümü faltaşı gibi açtı.
*
- Kaynak devletin kurumunun yayınladığı bülten:
“İstatistiklerle Aile 2020”.
- Yayınlayan devletin resmi kurumu Anadolu Ajansı...
İşte bu bülten Türk toplumunun geçirdiği belki de en çarpıcı sosyolojik değişimi açıkça ortaya koydu.
*
Türkiye’de aile yapısı ile ilgili yıllardır hâkim olan görüş neydi?
Çünkü burada sadece siyasetçiler için değil, her fani için büyük bir ders yatıyor.
Fotoğraf, Paris’te Eyfel Kulesi’ne yakın bir yerde Les Invalides adı verilen binada çekildi.
Yukarıda gördüğünüz lahite benzeyen anıt Fransa’nın büyük imparatoru Napolyon’a ait.
Les Invalides Fransa’nın büyük komutanlarının bulunduğu bir anıt mekân.
Fotoğrafları Erman İştahlı çekmiş.
Eylül Solakoğlu da mülakat yapmış.
Kimdir bu fotoğraftaki genç erkek çoğumuz biliyoruz.
Kanal D’nin bu yıla damgasını vuran “Sadakatsiz” dizisinde Selçuk rolünde izlediğimiz Taro Emir...
Veya Tarık Emir Tekin... Veya Taro Emir Tekin...
InStyle dergisi 2 yıl önce onun için “Bu çocuğa dikkat” diye bir yazı yayınlamış.
Haklılarmış, iki yıl sonra bu dizide parladı...
Pimi çekilmiş bombayı mahallenin ortasına Hürriyet Kelebek yazarı Savaş Özbey bıraktı.
*
Özbey’in dünkü köşesindeki bomba iddia şuydu:
“Camdaki Kız” dizisinde “Nalan”, “Fatma” dizisinde “Fatma Yılmaz” rolünü başarıyla oynayan Burcu Biricik hayatında hiç estetik yaptırmadığı için rolünü yaparken kaşını gözünü rahatlıkla oynatabiliyor...
Bu da onu “yüzünü kullanmada” çok başarılı bir oyuncu haline getiriyor.
Yine Özbey’e göre bin bir estetik müdahaleyle gittikçe hepsi birbirine benzeyen diğer ünlülerden ayrıştırıyor.
Özbey bunu anlatmak için bir de çok ünlü bir kadın oyuncunun adını vermiş.