4 milyon kişi o sabah ne düşündü

“Dört milyon insan, 1 Kasım sabahı kafasında hangi düşünce ile sandığa gitti ve fikrini değiştirip AKP’ye oy verdi?”

* * *

Muhalefetin başarısız olduğu, hele hele Kılıçdaroğlu’nun politikasının yanlış olduğu fikrine hiç katılmıyorum.
Tam aksine, onu her iki seçimde de çok iyi buldum.
AKP’lileri bile şaşırtacak bu değişimi açıklayacak başka bir şey olmalıydı.

* * *

Geçen çarşamba akşamı, Arizona Üniversitesi Psikoloji ve Pazarlama Bölümü öğretim üyesi Prof. Robert Beno Cialdini ile yemek yedik.
1984 yılında yayınladığı “İknanın Psikolojisi” adlı kitabı 2 milyon adet sattı.
Fortune dergisi bunu, “Dünyanın en zeki 50 iş kitabından biri” seçti.
İkna olayını en iyi bilen uzman o...

* * *

Prof. Cialdini’ye kafamdaki soruyu sordum.
“Benim için hiç şaşılacak, hayret edilecek bir şey değil” dedi ve sordu:
“O 4 ay içinde Türkiye’de neler oldu?”

* * *

Saydım...
Hükümet kurulamadı, terör olayları arttı, dolar yükseldi...
Sözümü tamamladı.
“Yani belirsizlik...”
Ben ‘Evet’ deyince devam etti:
“Belirsizlik durumlarında insanlar, en iyi bildikleri markaya yönelirler ve ona sarılırlar...”
Ekledi...
“Sadece siyasette değil, ekonomik hayatta, süpermarket raflarında da böyledir...”

* * *

Olayı çok karmaşık dip dalgalarında arıyordum, ama galiba cevabı daha basitmiş...

İslam’ı ‘İslamcıdan kurtarmak için düğmeye basılıyor mu’

CUMHURBAŞKANI Erdoğan diyor ki:

“İslam adını kullanarak, Müslümanlara en büyük zararı veren DAEŞ, El Kaide, Boko Haram gibi örgütler karşısında hep birlikte, bir defa el ele vererek, net ve ilkeli bir tutum ortaya koymalıyız.”
Demek ki, ‘bazı terör örgütlerinin İslam adına hareket ettikleri’ gerçeğini artık görüyoruz.

* * *

Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki:

“İslam, Müslüman, cihat, mücahit, şeriat gibi kavramları bu teröristlerin istismar aracı olmaktan kurtarmalıyız.”
Demek ki, artık ‘İslam’ dininin terör örgütleri tarafından istismar edildiği gerçeğini kabul ediyoruz.
Ben buna, katillerin kafa keserken, canlı bombaların kendilerini patlatırken haykırdıkları “Allahu ekber” ifadesini de ekliyorum.
Onu da kurtarmalıyız.

* * *

Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki:

“Dünyadaki 1.7 milyar Müslüman’ın izzetini bir avuç teröristin insafına terk etmemeliyiz.”
Demek ki, IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin artık İslam’ın bir iç meselesi olduğunu kabul ediyoruz.

* * *

On beş yıl önce önümüzde bir ‘Medeniyetler İttifakı’ Projesi vardı ve Erdoğan bu çok önemli girişimin en önemli iki şahsiyetinden biriydi.
Ama artık mesele, Müslümanların bir iç meselesi haline gelmiştir.
IŞİD ve El Kaide terörünü, Müslümanlar oturup kendileri halletmelidir.
Cumhurbaşkanı’nın İslam İşbirliği Teşkilatı’nın toplantısında yaptığı bu konuşmayı o nedenle çok önemli buluyor ve vatandaş olarak gönülden destekliyorum.

‘Bülent Abi’nin görevini İsmail Abi mi yüklenecek

SEÇİMDEN hemen önce ‘Milli Görüş’ kesimini çok iyi bilen biri, “Bu seçimde İsmail Kahraman’a dikkat et” demiş ve şunu söylemişti:
‘Tayyip Bey onu, İstanbul’da kendisinin aday olduğu yere koydu...”

AKP’nin kurucu babaları ekibinde Bülent Arınç, çok özel bir ‘Abilik’ konumuna sahipti.
Galiba bu dönem abilik görevini İsmail Abi yapacak.

Umarım o da bu görevi Bülent Arınç’ın hepimizde saygı uyandıran vicdanı ile yapar.

Köpüklü banyo ve şampanyadan 8 ay içinde canlı bomba yeleğine

BİRİ bar işletiyormuş...
Uyuşturucu satıcılarının buluşma yeriymiş.

Kendini uçuran, 8 ay öncesine kadar şen şakrak bir kadın.
İçki içiyor, banyo küvetlerinde poz veriyor, kovboy şapkası takıyor...

Hayatını yaşamaya bayılıyor yani.
Örgütün beyni deseniz...

Neredeyse bütün pozlarında gülüyor, neşeli...
Sanki Disneyland’da eğlenip hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Belli ki şov yapmayı seven biri...

Ne oluyor bu insanlara ki, hayatlarının bir noktası geliyor ve aniden IŞİD’in canlı bombası haline geliyorlar...
Yani köpüklü banyo ile canlı bomba hücresi arasındaki mesafe bu kadar kısa mı?

Bilim-kurgu filmi gibi...
Sanki birileri gelip beyinlerine çip takıyor.

Beyin, durmadan poz veriyor ama adamın tek kare resmi yok

PARİS katliamında bir kişi var ki, ilk günden beri gözüm onun üzerinde.
Adı Ömer İsmail Mustafa...

Kimliği ilk tespit edilen oydu.
Bataclan Konser Salonu’nda parmağından kimliği tespit edilmişti.

Bu adam hakkında her şeyi biliyoruz. Türkiye’ye gelip gitmiş.
Komşuları konuşuyor...

Ama bugüne kadar doğru dürüst bir tek fotoğrafı bulunamadı.
Sadece bir İngiliz gazetesi, bir rap şarkı videosu yayınladı. Güya orada kısa bir süre görünüyor dendi.

Ama video çok karanlık ve kim olduğu fark edilmiyor.
Hakkında her şey bilinen bu adamın bir tek görüntüsünün bulunamaması beni fena halde pirelendiriyor.
Haberiniz olsun...

Gönüllü yaşam koçunuz Ertuğrul Özkök öneriyor

ÖNÜMÜZDEKİ 4 yıl seçim yok. Geriye yaslanın, sakin olun, hayata dönün.
“Cool baby...”
Duruma hâkimiz...

* * *

Değiştiremeyeceğiniz durumlarla uğraşmayın. Bunların başında Tayyip Erdoğan var...
“Artık sorumluluk onun” deyin, sadece izleyin.

* * *

Şu matematiğe sığının: ‘Her iki kişiden biri onlarsa, her iki kişiden biri de biziz...”
Göreceksiniz, iyi gelecek...

* * *

‘Hepimizin başını örttürecekler” paranoyasından kurtulun. Başınız açık ve dik yaşamaya devam edin.
Bakın kimse bir şey demeyecek.

* * *

“Ben ülkeme ihanet etmedim, ülkem bana ihanet etti” lafını çok işiteceksiniz.
Bu lafa itimat etmeyin, aklınızdan silin.

Kimse kimseye ihanet etmedi, sadece herkes özgürce oyunu kullandı.
Beğeneceksiniz...