Paylaş
Birincisi Almanya’nın Bayreuth şehrinde sahneye konacak olan Wagner’in “Uçan Hollandalı” operasına davetliydim...
Bayreuth Wagner Festivali dünyanın en zor bilet bulunan etkinliklerden biridir.
İkinci davet ise aynı gün, yani 12 Ağustos 2018 günü oynanacak Arsenal-Manchester City maçınaydı.
Normal olarak Wagner operasını tercih ederdim.
Ama ikincisini kabul ettim.
*
Neden mi?
Sırf Mesut Özil’e destek vermek için...
Hayır, sadece Türk asıllı bir futbolcu olduğu ve ülkesinde ona bu haksızlık yapıldığı için değil... Oyun tarzındaki estetiği, serinkanlı duruşu...
Ve bir de bir türlü kozmopolit bir medeniyet haline gelemeyen Almanya’ya iki kültürlülüğün muazzam kıymetini anlatmaya çalıştığı için...
*
Özil benim özlediğim küresel bir futbolcu...
Ama ondan önemlisi küresel bir dünya vatandaşı...
Şimdi “ayrımcı davranış” nedeniyle Almanya milli takımında oynamayacağını açıklama cesareti ile gözümde daha da büyüdü...
İşte o nedenle 12 Ağustos günü çok ama çok istediğim halde Wagner’in değil, Mesut Özil’in yanında olacaktım.
*
Ancak dün bu yazıyı yazdıktan sonra beni o maça davet edenlerden aldığım mesaj bu kararımı değiştirdi.
Çünkü Mesut Özil’in içinde bulunduğu durum nedeniyle bu davet ertelenmiş.
Olsun...
Kalbim o gün onun yanında.
BİLD GAZETESİNDEKİ BÜTÜN ARKADAŞLARA AÇIK MEKTUP
BEN Ertuğrul Özkök...
Hürriyet gazetesi yazarıyım.
Uzunca bir süre Bild gazetesinde de yazdım.
Çok iyi insanlarla, çok iyi gazetecilerle tanıştım orada...
*
Bild’deki arkadaşlar... Son zamanlarda Mesut Özil’le ilgili yayınlarınızı dikkatle okuyorum...
Sizin yayın politikanızdır, bir gazeteci olarak eleştirmiyor, sadece duygularımı yazıyorum.
Sizlerden ricam şu. Lütfen okumadıysanız Özil’in hatıra kitabı “Futbolun Büyüsü”nü hepiniz okuyun...
O kitapta Özil’in Almanya milli takımında oynamayı nasıl tercih ettiğini anlatan bir bölüm var..
Annesi ve amcası, arkadaş grubu, bütün Türkiye onun Türk milli takımını seçmesi için büyük baskı yapıyordu.
Babası ve abisi Almanya milli takımını tercih etmesinden yanaydı.
Mesut Özil işte o zor kararı alan insandır.
Okursanız göreceksiniz ki, o kitabın önsözünü Almanya Teknik Direktörü Joachim Löw yazdı ve “Mesut Özil hayranıyım” dedi...
*
Biz Türkler bundan önceki kupada Almanya şampiyon olduğunda Şansölye Merkel’in onu kutlarken çekilen fotoğrafını güzel bir hatıra olarak hâlâ saklıyoruz.
Özil, Hürriyet’te Ayşe Arman’a verdiği mülakatta şunu söyledi:
“Evde Türk kültürüyle büyüdüm, okulda ve futbol akademisinde Alman kültürünün değerleriyle yetiştim. Böyle olunca ortaya benim gibi bir adam çıkıyor. Alman gibi düşünüp çalışan, Türk gibi hisseden... Ben ikisiyim. Ben hepsiyim.”
*
Son sözüm şu:
Bu Dünya Kupası’nda hepimiz gördük ki, Almanya milli takımı iyi değildi...
Koskoca bir takımın başarısızlığını bir tek oyuncunun sırtına yüklemek, sizce adil bir yargı mı...
GOLFÇÜ BAKANDAN SOMUT DURUMUN SOMUT ANALİZİ
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun golf tutkunu olduğunu biliyoruz...
Ama golfle ilgili sınıfsal analizlerini dün ilk defa Milliyet’te Songül Hatısaru’nun mülakatından öğrendik. Bakan Bodrum’da katıldığı turnuvada Erkekler B kategorisinde üçüncü olmuş. Diyor ki:
“Golf elitlerin veya belli bir sınıfın sporu değildir. Türkiye’de sınıf ayrımını ortadan kaldıran tek spor golftür.”
Gençliğimizde Marksistler buna “Somut durumun somut
analizi” derlerdi...
Mülakatın dikkatimi çeken iki öteki konusu ise şunlar:
- BİR: “Avrupa Birliği ile daha pozitif bir atmosfer yaratmalıyız.”
- İKİ: “Yeni sistemde bozulan yargıyı yeniden tamir etmeliyiz...”
Bakanın “Varoş çocukları da rahatlıkla golf oynar” anlamına gelen analizi belki tartışma götürür ama öteki iki sözü var ya...
Hiç tartışmadan altına ben de imza atarım.
‘PRETTY WOMAN’ MÜZİKALİ İÇİN KAÇ PARA ÖDERSİNİZ
HATIRLAYIN...
Richard Gere ve Julia Roberts’in oynadığı “Pretty Woman” (Özel Bir Kadın) filmi 1990’ın sinema olayıydı... Öylesine insani, öylesine basit ve sıcak bir konuydu ki... Nitekim Broadway de cazibesinden kurtulamadı ve 28 yıl sonra müzikalini sahnelemeye başladı...
İlk sonuçlar harika bir gişe başarısı.
Salon yüzde 100 kapasite ile çalışıyor...
Ortalama bilet fiyatı ise 141 dolar. Dünkü kurla 672 TL. Filmin adı “Pretty” yani “Hoş”...
Ama bir Türk için giriş ücreti o kadar da “Pretty” değil...
YENİ BİR ‘GUGUK KUŞU’ MU GELİYOR
YILLARDIR en çok isteyip de gidemediğim festivallerden biri San Diego’da her yıl yapılan Comic-Con festivali...
Aslında bir çizgi roman festivali olarak başladı ama artık eğlence sektörünün en önemli fuarı haline geldi. “Altıncı His” ve “Köy” filmlerini çok sevdiğim M. Night Shyamalan’ın ocak ayında çıkacak “Glass” adlı filminin tanıtımı geçen gün o fuarda yapıldı. Sanki yeni bir “Guguk Kuşu” fenomeni geliyor gibi...
Paylaş