01... Gerçekten 1 numarasın

Elinde pompalı ile Rakka’daymış gibi dalıyor eğlenen insanların ortasına...Bağırıyor, çağırıyor, nara atıyor...Tehdit ediyor, öldürmeye teşebbüs ediyor...

* * *

Amacı eğlenen insanları dağıtmak...Beş yıldır, Ortadoğu’nun bütün artçı ıstıraplarını yaşayan şehrin insanına bir gecelik eğlenceyi bile haram etmeye yeminli, karanlık ruhu kim bilir hangi kuytuda, kim tarafından pompalanmış adam...

* * *

Bildiği tek şey, insanların eğlencesinin içine etmek, zorbalık, kendi yaşamadığı hayatı başkasına da dar etmek...

* * *

Ama o ne...Adanalı nanik yapıyor...Dağıtılmış masalar anında toplanıyor, kırılmış bardaklar süpürülüyor, yeni bardaklar masalarda...Arkadaş, hayat devam ediyor...Ortadoğu vandalına inat, İslam’ın adını, üzerindeki kara gömleğin rengine boyamak isteyen eşkıyaya inat...Kadehler kalkıyor...Şarkılar tam gaz...Gülme desen, en hafifi ağız dolusu kahkaha...Türkiye’nin bir bölümü, her şeye inat, yaşamaya devam ediyor...Gettolarına kapatılmış olsa da, orada burada hâlâ birer hayat vahası gibi duran psikolojik kantonlarına sığınmış olsa da...Hayat ve hayat tarzı devam ediyor...Yılbaşı ışıkları yanıyor...

* * *

Biliyoruz, ölümden sonra da bir hayat var...İyi de ölümden önce de hayat var mı...01 Adana’da gördüğümüz şey, işte o sorunun en harbi cevabıdır.Var be arkadaş...Ölümden önce de bir hayat var...

Cündioğlu’nun dilinin altında iri bir bakla var ama nedir çıkaramadım

BU hafta Pazar Hürriyet’te, Çınar Oskay, Dücane Cündioğlu’na soruyor:“Aktif siyasete katılmayı hiç düşündünüz mü?”Muhafazakâr yazarın cevabı çok ilginç:“1933’te Heidegger’in yaptığı tarihsel yanlışa benzer bir yanlışı yinelemek bana göre değildi, özellikle uzak durdum. Ben bir düşünce adamıyım, sadece ülkem adına düşünüyorum, insanlık adına. Aktif siyaset benim işim değil.”Varoluşçu Alman filozof Martin Heidegger, 1933’te Alman Nazi partisine üye olmuş ve rektör seçilmişti. Merak ettim. Cündioğlu, Heidegger’in Nazi hatasına düşmemek için acaba hangi partiye üye olmayı reddetmiş...

Sağ olasın Hepsiburada yeni yıl ağacımız bir ‘tık’la eve geldi

PAZAR günü Sinan Ali’yle arkadaşları yılbaşı ağacımızı süslediler.Baktım değişik bir ağaç...“Nereden aldınız” diye sordum...“Hepsiburada’dan” dediler...Hayatımda ilk defa eve teslim çam ağacı duyuyorum...Hepsiburada.com’a girip seçmişler ve 24 saat sonra çam ağacı kapımızdaymış...Bir an düşündüm...Hayatımız nasıl kolaylaşıyor...Siteye giriyorsunuz, fiyatlar, boylar belli.Oradan alışveriş yapan başka insanların o ürünlerle ilgili yorumları size yol gösteriyor.

* * *

Yeni yıl ağacı, alması en zor şeylerden biri...Özel satış yapılan yerlere gideceksiniz, arabanızı park edeceksiniz...Ağaç arabanıza sığmayacak.Arabanın üstüne bağlasanız, muhtemelen yolda trafik polisine takılacaksınız...Mecburen kamyon tutacaksınız. Şimdi çamınız bir ‘tık’la evde.Geçen pazardan itibaren ben de bir ‘tık’la e-alışveriş tüketicisi oldum.

* * *

Bu arada Hepsiburada sitesini ziyaret ederken bir başka ilginç hizmete rastladım.Hayatımda en zorluk çektiğim, laf aramızda üşendiğim şeylerden biri yaş günü veya başka fırsatlar için hediye seçmek ve almak. Hepsiburada harika bir “hediye seçme” servisi kurmuş.Giriyorsunuz, hediye almak istediğiniz kişinin cinsini, yaşını yazıyorsunuz. Hediye için ayırdığınız parayı belirtiyorsunuz.Size yüzlerce seçenek sunuyorlar.Hediye ertesi gün evinizde...

Bu yıl yeni yıl şarkımı şimdiden açıklıyorum

BEN de Adanalılar gibi yapıyorum.Durmak yok, devam...1 Ocak sabahına kadar eğleneceğim.

* * *

Önce yeni yıl şarkımı seçtim.Dresses’in “Please don’t go”.Acayip neşeli bir şarkı...Durmadan dans ediyorum.

* * *

Bu yıl evimizin ışıklarını abarttım...Nişantaşı’nın hüzünlü karanlığına inat, sadece evi değil, önündeki ağaçları da ışıklandırdım.Durmak yok. Hayat kantonumda eğlencetam gaz...

Fırın kokusu

-Carrefour’un gazetelerdeki ekmekli ilanları. İnsana tam pazar günü keyfini hatırlatıyor. Fırın kokusunu alıyor gibi oluyorsunuz.-e-devlet’in, sağır dilsiz vatandaşlar için başlattığı danışma hizmetinin sosyal duyuruları. İnsanı ta şurasından yakalıyor.