Paylaş
Yasağın gerekçesi ise reklam ve tanıtım bütçesi güçlü markalara rekabet avantajı sağlıyor olmasıydı.
Yasağı son olarak Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün gündeme getirdi. Ergün, ünlü tiyatrocu Yılmaz Erdoğan'ın "Yeni filmimi örtülü reklam uygulaması yüzünden çekemiyorum" şikâyeti üzerine yasağın yumuşatılabileceğini açıkladı. Bu çerçevede yapılan çalışmalara, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) da dahil ediliyormuş.
Yılmaz Erdoğan çok haklı. Çünkü yapımcılar, “gizli reklam” uygulanıyormuş algılaması yaratmamak için sokak ya da cadde görüntüsü çekemez olmuşlardı. Mazallah mağaza tabelalarını göstermek bu yasağa göre abes ile iştigaldi.
İhracat’tan Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da Türk malı ürünlerin yurt dışındaki tanıtımına katkıda bulunmak amacıyla özellikle ihraç edilen Türk dizilerinde ve filmlerde “ürün yerleştirme”ye izin verilmesine yönelik bir çalışma yürüttüklerini açıklamıştı.
Yapılan hazırlıklarla, sinema ve televizyon için yapılmış filmler, diziler, spor ve genel eğlence programlarında “ürün yerleştirme”ye izin verilmesi bekleniyor. Ancak bunun dışında kalan tüm programlardaki yasaklar sürecekmiş.
Ancak gerçekleştirilecek değişiklikle “ürün yerleştirme” uygulamaları ticari iletişime tabi tutulacakmış. Yani logolar buzlanmayacak ya da karartılmayacak ama uygulamalar reklam muamelesi görecek. Uygulamadan da elde edilen gelirden RTÜK’e pay gidecek tabii.
Ben bundan bir şey anlamadım. Zaten reklam kabul edildiği ve gelir beyanı beklendiği için marka ve logoların üzeri kapatılmıyor muydu? Ne değişecek?
Tanıtım ve reklam maksatlı “ürün yerleştirilmesi” elbette buna tabi tutulsun ama cadde ve sokak görüntülerine karışan logo ve tabelalar da “ürün yerleştirme” olarak mı kabul edilecek?
Sinema ve dizi film sektörünün kalbinin attığı Hollywood’un ana gelir kaynaklarından biri “ürün yerleştirme” uygulamalarıdır. Bu sayede yapımcılar her türlü finansal krizle baş etme fırsatı bulurken, markalar da etkili bir tanıtım imkânı kullanıyor. İşte bu yüzden özellikle yabancı film ve dizilerde gördüğünüz ürünler satın alma davranışlarımız üzerinde çok etkili.
Türk dizi filmleri sadece ülkemizde reyting rekorları kırmıyor yaklaşık 60 ülkeye satılıyor. Son yıllarda Türk sinemasının ürünleri sadece ülkemizde değil pek çok ülkede de gişe yapıyor. Hal böyleyken bizim dizilerde otomobilden, mobilyaya tüm ürünlerin logoları siyah bantla kapatılıyordu.
İzleyici aptal yerine koymaktan öte bir şey değildi bu uygulama. Sanki logosu kapatılınca izleyici o otomobilin hangi marka olduğunu anlamıyor. Tam deve kuşu mantığı yani… Hani deve kuşları kafalarını kuma gömünce saklandığı sanır ya, tıpkı öyle bir şey.
“Ürün yerleştirme”nin önündeki yasak tamamen olmasa da kısmen kalkıyor. Başta Türk malı ürünler olmak üzere ülkemizde rekabet eden tüm ürünler için etkili bir tanıtım yapabilme fırsatının da önü açılıyor.
Paylaş