Paylaş
Binyamin Netanyahu’yu iletişim konusunda yetersiz gören İsrail Hükümeti, objektif ve uluslararası alanda nüfuzu olan bir kişi olması nedeniyle Blair’ı tercih etmiş.
Tony Blair da kolları hemen sıvadı. Göreve gelir gelmez geçtiğimiz günlerde İsrailli ve Filistinli üst düzey yetkililer ve politikacılarla bir araya geldi.
Bunlar arasında Başbakan Yardımcısı Silvan Şalom, Başbakan Yardımcısı ve istihbarattan sorumlu Devlet Bakanı Dan Meridor, muhalefet partisi Kadima’nın lideri Tzipi Livni yer aldı. Blair, ardından Ramallah’ta da Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Başbakan Selam Feyyad ile de buluştu.
Tony Blair şu günlerde bir televizyondan öbürüne koşuyor. Hatta iki gün içinde yabancı basın kuruluşlarına 6 ayrı demeç verdi bile…
Blair, zor sorulara tecrübesiyle İsrail adına yanıt verip Gazze ablukasının yumuşatılması ve İsrail’in yeni politikası konusunda uluslararası kamuoyunun desteğini sağlamaya çalışıyor.
İsrail Tony Blair markası ile uluslararası kamuoyundaki zayıflayan algısını kuvvetlendirmeye çalışıyor.
Önümüzdeki günlerde Blair ile başlayan İsrail’in halkla ilişkiler atağının yine dünya kamuoyunda itibarı yüksek politikacı ve başta sinema yıldızları olmak üzere popüler sanatçılarla süreceği kaydediliyor.
Görünen o ki, İsrail hasar alan ülke markasını ve ülke algılamasını tamir etmek için güçlü olduğu diplomasi alanı dışında iletişimden de faydalanacak.
Mavi Marmara trajedisi sonrası uluslararası kamuoyunda yıpranan ülke algımızı toparlamak için biz ne yapıyoruz?
Hiç…
Şimdi düşünüyorum Türkiye böyle bir iletişim çalışması yapsa, Tony Blair gibi kim görev alırdı acaba?
Aklıma ilk olarak Sayın Başbakan’ın ‘kanka’larından eski Almanya Başbakan’ı Gerhard Fritz Kurt Schröder geliyor. Ama Schröder ne kadar doğru isim tartışılır?
Peki sizce kim olabilir?
Önerilerinizi bekliyorum…
Gelecek yazıda, uluslararası arenada Türkiye markası nasıl yönetilmeli hep birlikte onu mercek altına alacağız…
Paylaş