Paylaş
Evet bu anlamda THY doğru yapıyor!
İletişimde 1’e 10 geri dönüş sağlamak belki her markaya nasip olmaz ama markasına yaptığı yatırım eğer doğru stratejiler üzerine kurgulanmış ise her marka bu yatırımlardan daima olumlu katkılar sağlar.
Havacılık sektöründe ülkemizin yüz akı pek çok havayolu şirketi ve markası var. Pegasus, Onurair, Atlasjet bunlardan bazıları. Ama THY’nin Türkiye’nin bayrak taşıyıcısı olma gibi bir özelliği de var.
Yönetimi kimin elinde, hangi siyasi görüşün kontrolünde olursa olsun, THY’nin bu yönü hep devam edecek.
Yurtdışına çıktığınızda, bir havalimanının yanından geçerken bir güvercin gibi süzülerek inen ya da kalkan THY uçağını izlerken duyduğunuz haz başkadır.
Bugüne kadar apronda deve kesmeden tutun da kurumun demografik yapısında yaşandığı öne sürülen değişimlere, kurum üzerindeki siyasi müdahalelere, yönetimsel hatalardan iş yavaşlatma eylemlerine, hostes ve pilotların iş koşullarına kadar pek çok nedenden ötürü THY çok sert eleştiriler aldı.
Koltuk sahipleri gelip geçicidir. Marka ya da kurum güçlü ise iletişimini de doğru yürütüyorsa o kurum her koşulda ayakta kalır.
Uluslararası genel kabul görmüş ilkelere göre; bir markanın marka olarak kabul edilebilmesi için sektöründe 25 yılı istikrarlı bir biçimde geride bırakmış olması gerekir.
THY 20 Nisan 1933’te Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı ‘Hava Yolları Devlet İşletmesi’ adı ile faaliyetlerine başladı. İlk filosu 5 koltuklu 2 adet King Bird, 4 koltuklu 2 Junkers F-13 ve 10 koltuklu bir adet 1 ATH-9 olmak üzere toplam 5 adet uçaktan oluşuyordu.
Aradan 77 yıl geçmiş. THY bugün 142 uçaklı 19 koltuktan, binlerce koltuğa ulaşmış dev bir filoya sahip. İç hatlarda pazarın yaklaşık yüzde 60’ına yurtdışında da pazarın yaklaşık yüzde 8’ine hükmediyor.
Bugün 16 bin kişiye istihdam sağlayan THY, karlılığı ile dünya 6’ncısı, taşıdığı yolcu sayısı ile dünya 8’incisi.
Antalya'nın Kemer ilçesinde Güney Antalya Turizm Altyapı Birliği'nin (GATAB) düzenlediği ''Turizmde Ulaşım ve Markalaşma'' konulu konferansta konuşan Temel Kotil, THY'nin krize rağmen geçen yıl 6 milyar dolar ciro ve yüzde 10 büyüme kaydettiğini söylüyor.
Dünyada toplam transit yolcunun yüzde 66'sının Avrupa ve Asya koridorunu kullandığına dikkati çeken Kotil, konuşmasında THY’nin de gözünü buraya diktiğine işaret etmiş. Zaten Star Alliance üyeliği de bu hedef doğrultusunda gerçekleştirildi.
Benim hiç başarılı bulmadığım Kevin Costner’lı reklam kampanyası ile başlayan, ardından uluslararası pazarda marka bilinirliği anlamında etkili olacağını düşündüğüm Barcelona ve Manchester United futbol klüplerinin sponsorluğu ile devam eden THY’nin son iki yıldaki tanıtım atağına Temel Kotil’in verdiği bilgiye göre toplamda yaklaşık 120 milyon dolar harcanmış.
120 milyon dolar çok önemli bir rakam.
Temel Bey, marka ve iletişim yatırımları ile THY’nin bire 10 kazanç sağladığını kaydediyor. THY, ülkemizde uluslararası düzeyde markasına akıllıca iletişim yatırımı yapan az sayıda kurumdan biri.
Ancak THY’nin marka bilinirliğinin yapılan uluslararası araştırmalarda hala yüzde 5-10 bandında olduğu düşünülürse, THY’nin hala kat etmesi gereken çok mesafe olduğunu söyleyebiliriz.
Bununla birlikte zımba gibi büyüyen diğer Türk havayolu markaları da THY’nin hem iç hem de Türkiye’den yurtdışına uçuşlardaki pazarına göz dikmiş durumdalar.
THY yurtdışı pazardan pay kapmaya çalışırken, iç pazarda kan kaybedebilir. Yani pirince giderken bulgurdan olabilir.
Bu yüzden THY biraz da yurt içinde giderek hafif tozlanan markasına yatırım yapsa iyi olur.
Benden söylemesi…
Paylaş