Siyasette kalite mi? O da ne?

Ancak çok ilginçtir ki partilerin yürüttüğü kampanyalarda en az vurgu yapılan konu anayasa değişikliklerinin kendisi.

Liderler birbirlerine çatmak, tabiri caiz ise içlerindeki öfkeyi kusmak için şahane bir fırsat buldu. Ne soy sopları kaldı ne vatana ihanet etmeleri ne de kalpazanlıkları…

Yurdun dört bir yanında mitinglerin ardı arkası kesilmiyor.

AK Parti "Sevdam millet, kararım evet", "Demokrasiye ve referanduma evet " sloganlarıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başaktör olarak konumladığı iletişim stratejisi duygusal tonda kurgulanmış bir kampanya ile referandum sürecini yürütüyor.

CHP "Hayır'da hayır var" sloganını kullanıyor. CHP Lideri için referandum kampanyası adeta bir "rüştünü ispat" sürecine de dönüşmüş durumda.

MHP'nin referandum kampanyasının ana omurgası yine önceki seçimlerde olduğu gibi Devlet Bahçeli ve onun sert söylemleri üzerine kurgulanmış. MHP, "Ülke için bir hayır yeter" sloganıyla referandumu bir genel seçime dönüştürme gayretinde.

BDP ise boykot çağrısı ile kendi gündemini öne çıkartma eğiliminde.

Siyasal iletişim açısından baktığımızda aslında tam bir fiyasko yaşanıyor. Gündem ve konu yönetimi adına siyasilerce iftira kampanyaları yürütülüyor. Paydaşlık yaklaşımı yerini “Taraf olmayan bertaraf olur” söylemine bırakmış durumda.

Görünen o ki politikacılar bir gerçeği ıskalıyor. Çünkü seçmenin güven endeksinde tam bir erozyon yaşanıyor. Kim ne derse desin, halkın siyasetçilere güveni giderek azalıyor. Bunu nereden mi biliyorum?

Uluslararası saygın araştırma kuruluşu GFK’nın araştırmasından. GFK, 16 ülkede her yıl bir dizi araştırma yapar.  Yaptığı en önemli araştırmalardan biri de “Meslek Gruplarına ve Kurumlara Güven Endeksi”dir. Her yıl yenilenen bu araştırmanın bu yıl ki sonuçları bir süre önce kamuoyu ile paylaşıldı. Çarpıcı sonuçlar var.

GFK’nın yaptığı son araştırmaya göre, ülkemizde hızla artan güvensizlik, toplumda derin bir hastalık haline gelmiş ve toplumsal yapımızı kökünden sarsar boyutlara ulaşmış durumda. Güvensizliğin arkasında da büyük oranda meslek alanları ve adamları bulunuyor.

GFK’nın Türkiye'de 16 ilde 1.300 kişi ile yüz yüze görüşerek gerçekleştirdiği son araştırmaya göre; Türk halkının meslek adamlarına güven sıralamasında politikacılar 20’nci sırada. Son araştırmaya göre de politikacılara duyulan güven bir önceki yıla oranla yüzde 8 düşmüş. Yüzde 27’yken yüzde 19’a gerilemiş. Tam bir rezalet.

Araştırmayı yorumlaması için görüşüne başvurduğum “siyasal İletişim” konusunda Türkiye’nin önde gelen uzmanlarından biri olan Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Murat Vural, ilginç bir saptamada bulundu. Prof. Dr. Vural, “Politikacıların iki seçeneği var. Ya halkın beklentilerini görmezden gelmeyi sürdürecekler ya da gereğini yapacaklar. Siyaset adamlığının kalitesi de işte bu tercihte yatıyor. Çünkü ‘siyasal iletişimi’ konuşmadan önce ‘siyasette kalite’ kavramını tartışmaya açmak gerekiyor. Siyasete kalite kavramı tam anlamı ile yerleşirse, işte o zaman Türkiye’nin tüm sorunları çözülür” diyor.

‘Siyasette kalite’ kulağa hoş geldiği kadar bizlere çok uzak bir kavram değil mi?