Paylaş
Haklılar. Çünkü onların bu tezini destekleyen bir haber geçtiğimiz günlerde İngiltere’den geldi. Meğer İngiliz kadınları da Türk kadınları gibi giderek irileşiyormuş. Sadece irileşmiyor hatta giderek şişmanlıyorlarmış.
Bu ihtiyacı gören bazı İngiliz girişimciler çoktan kolları sıvamış. İngiltere'de büyük beden kadınlara yönelik ilk dergi geçen ay yayına başlamış bile.
Derginin adı "Just As Beautiful". Hedef kitlesi 42-50 beden (buraya dikkat yaş aralığı değil) arası İngiliz kadınları. Dergi sayfalarında okuyucularından daha zayıf olan modellerin görüntülerine yer vermeyecekmiş. Moda, yemek, şişman ama seksi olmanın tüyoları ve yaşama ilişkin çeşitli makalelere yer verilecek olan dergide diyet önerileri asla ve asla yer bulamayacakmış.
İlk sayısının kapağına etine dolgun aktris Ruth Jones’u taşıyan dergi, okurlarına sayfalarında yer verdiği modellerin vücutlarına photoshopla müdahale edilmeyeceğinin de sözünü veriyor. İlginç…
Derginin 44 beden genel yayın yönetmeni Sue Thomason köşesinde, "Eğer 42 beden ve üzerinde bir kadınsanız, sizi çok şişman ya da sıfır beden olmadığınız için 'yanlış' hissettirmeyecek bir şeyler okuma ihtiyacı duyarsınız. Biz okuyucularımızın 'uygun olmak' ya da gerçekten mutlu olmak için görünümlerini değiştirmelerine gerek olmadığını bilmelerini istiyoruz. Çoğu insan sıfır beden modeller gibi olmak zorunda olduklarını düşünüp mutsuz oluyor. Eğer rahat değilseniz ve görünümünüz hakkında endişeliyseniz, bu vücudunuzu değil, düşüncelerinizi değiştirmeniz gerektiğinin kesin bir işaretidir" diyor.
Dergi şimdiden 30 bin okura ulaşmış bile. Darısı Türkiye’deki tombul ve iri yarı hanımların başına.
Aslında iri vücutlar ve şişmanlık kadın anatomisi için yeni bir durum değil. Şimdilerde müzeleri süsleyen binlerce yıllık heykellere ya da ünlü ressamların tablolarına baktığımızda etine dolgun iri yarı kadınları görürüz.
Demek ki erkekler iri yarı kadın fikrine binlerce yıl öncesinden kendisini alıştırmış. Son olarak Dicle Nehri üzerinde inşası süren Ilısu Baraj Gölü altında kalacak kültür varlıklarını kurtarmaya yönelik yürütülen “Hakemi Use” kazısında çıkarılan “şişman ana tanrıça heykelciği” de buna en iyi örnek.
Kazıyı yöneten Doç. Dr Halil Tekin’e göre, kazıda gün yüzüne çıkarılan 8 bin yıllık “şişman ana tanrıça heykelciği” kadının toplum içinde daha önemli bir konuma geldiğinin de göstergesi.
Halil Hoca acaba şunu mu demek istiyor; “Bir dirhem et, kadınlara bin itibar getirir?”
Paylaş