Paylaş
Bana, dediğim dedik, huysuz tonton, hayatının son demlerindeki prostatlı ihtiyarları hatırlatır hep. Bu nedenle de bu tanımlamayı hiç sevmem. Şimdiden söyleyeyim ve herkesten rica ediyorum. Ne şimdi ne de gelecekte, lütfen hiç kimse bana bu sıfatı yakıştırmasın. Hak etsem de…
Aslında anlamı çok derindir “duayen” sözcüğünün. Bir mesleğe, sanata ya da uğraşa yıllarını vakfetmiş, kanaat önderi olmuş, işin üstadı olmuş, çıraklar yetiştirmiş, kendinden sonra gelenlere yol açmış kişiler için kullanılır. Ama ben usta tanımlamasını kullanmayı yeğleyenlerdenim.
Üstat ya da usta tanımlaması bundan 800 yıl önce hayatımıza girmiş bir kavramdır. Ahilik Kültürü ile başlamıştır. Ahilik, dönemin kanaat önderi Ahi Evran tarafından Selçuklu Dönemi’nde Anadolu'da, Balkanlar'da ve Kırım'da yaşamış olan Türk Halkı'nın sanat ve meslek alanında yetişmelerini ve ahlaki yönden gelişmelerini sağlamak için ortaya atılmış bir iş yapış ve yaşam kültürüdür.
Ahi Evran kimdir?
Ahi Evran, bugün İran sınırlarında yer alan, devrinin önemli kültür merkezlerinden Hoy kasabasında 1171 yılında doğmuştur. Anadolu’da Ahilik teşkilâtının kurucusu ve 32 esnaf zümresinin pîri kabul edilen Ahi Evran’ın asıl adı Mahmud’dur. Babasının adı ve doğum yeri nedeniyle Mahmud bin Ahmed el-Hoyî (Hoylu Ahmet’in oğlu Mahmut) olarak anılmıştır.
Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi, memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehir’e giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır. 1205 yılında Anadolu’ya gelen Ahi Evran, Anadolu şehirlerini dolaşmış, ticaret etiğinin bu topraklardaki temellerini atmıştır. Temellerini attığı kültür nedeni ile Ahi Evran olarak anılmakta.
“Anadolu Kaplanları”nın geçmişi
Arapça "kardeşim" anlamına gelen ahi ile Türkçe "cömert, eli açık" anlamındaki akı kelimeleri yakınlık gösterse de, ahi sözcüğünün hangisinden geldiği belli değildir. Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu'da yaşayan Türklerin, esnaf ve sanatkârlarının birliğini, çalışma esas ve usullerini teşkil eden, sosyo-ekonomik bir kurumudur. Sonraları esnaf ve sanatkârlar birliğine unvan olarak verilmiştir. Adındaki Evran yani Evren, Türkçe bir kelime olup “yılan, ejderha” anlamlarına gelmektedir.
Şimdi anladınız mı “Anadolu Kaplanları” sözünün aslında nerden geldiğini? Demek ki eskiden onlara “Ejderha Kardeşler” deniyormuş. Ahilik teşkilatı sayesinde, Anadolu’da Rumlar ile Ermenilerin elinde olan sanat ve ticaret hayatına, zamanla Türkler de katılıp, söz sahibi olmaya başlamışlar. Ahiler arasında, ahinin yetişmesi için, üstattan öğrenmesi şartı getirilip; yamaklık, çıraklık, kalfalık, ustalık, yiğitbaşılık, ahi babalık ve kethüdalık safhalarından geçmesi şartı vardı. Bir tür çıraklık, kalfalık, ustalık mertebeleri gibi…
Günümüzde her yıl ekim ayının ikinci haftası Ahilik Haftası kutlanır. Bu yıl 23’üncüsü kutlanacak. Ticaret etiği, meslek standartlarının geliştirilmesi ve insan kaynağı yetiştirilmesi gibi konular masaya yatırılacak.
İletişim sektörü ve mesleki yeterlilik
Uzun uzun ahiliği neden mi anlattım. İzah edeyim. İletişim sektörünün üstatlarından biri olan Ali Saydam, Marketing Türkiye Dergisi’nde kaleme aldığı “Meslekî yeterliliğe kim nasıl karar verecek?” başlıklı yazısında “Her sektör kendi meslekî yeterlilik süreçlerini yönetmeyi başaracağı girişimlerde bulunmalı” diyor ve sektörün STK’larını göreve çağırıyor. Yazısında konuya sahip çıkması için çağrıda bulunduğu İletişim Danışmanlığı’nın yine başka bir üstadı olan Salim Kadıbeşegil’in kendisine gönderdiği e-posta mesajında söz ettiği Mesleki Yeterlilik Kurumu’na (MYK) ve kuruma yapılan başvuruya ilişkin bilgilere yer veriyor. Saydam, “Reklam, halkla ilişkiler, etkinlik yönetimi, iletişim danışmanlığı vb konularda ‘Meslekî Yeterlilik Belgesi" meselesine kim sahip çıkacak? Tüm sektörlerin birden fazla STK'ları var; bunlar bir araya gelip derhal olaya sahip çıkmalılar” diye bir çıkış yapıyor.
Başkalarının temsil ettiği sektör
Meslek standartlarını temel alarak, teknik ve meslekî alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek; denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek üzere 21 Eylül 2006’da kurulan MYK, Avrupa Birliği ile uyumlu "Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemi"ni kurmak ve işletmektir. Kurum bu görevlerini Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, işçi, işveren, meslek kuruluşları ve diğer ilgili kurumlarla işbirliği yaparak yerine getiriyor.
MYK, 14 farklı sektöre ilişkin çalışma yürütüyor. Bunlardan biri de iletişim sektörü. İletişim sektörüne ilişkin komitede çeşitli bakanlıklardan, sendikalardan, TOBB, medya, akademik camia ve işveren kanadından temsilcileri var ama kim yok biliyor musunuz? İletişim sektörünün temsilcileri. Hem de bir sürü STK’sı olmasına rağmen?
Ali Saydam’ı bu konuda yürekten destekliyorum. Evet, birilerinin bu işe sahip çıkması gerek. Meslek standartları belirlenmemiş iletişim sektörü rotası belli olmayan bir gemiye benziyor. Görünen o ki iletişim sektörünün gerçekten ‘Ahi Evran’lara ihtiyacı var!
Paylaş