Paylaş
Yeni bir mesajın ağızdan ağıza bir günde ulaşabileceği insan sayısını tasavvur edebiliyor musunuz?
Şimdi bu veriden çıkaracağımız sonuç ne olmalı?
Paylaşmak bir dedikodu mudur?
Eğer böyleyse kadınlara daha dedikoducu mu diyeceğiz…
Elbette hayır…
Belki de iletişimde kadınların gücüdür bu…
Araştırmacıların ifade ettiğine göre, hepimiz her gün ortalama 4 bin 500 marka, bunlara ait reklam sloganı ve mesaja maruz kalıyoruz.
Rekabetin giderek daha da zorlaştığı, kitle iletişim araçlarının yaşamımızda daha çok yer edindiği günümüzde, hepimiz mesaj bombardımanına tutuluyoruz.
Böyle olunca da bir markanın iletişimde başarılı olması aynı ölçüde giderek zorlaşıyor.
Başarılı olabilmek için de bazı yöntemleri kullanmak gerekiyor.
Peki nedir bu yöntemler?
1) “Gündem yönetimi” yapmak, “konuşulanı” veya “konuşulanın ne olacağını” yönetmektir. Buna “popüleriteyi yönetmek” de denir. Kısacası günümüzün moda tabiri ile “in olmak ve öyle kalmak...”
2) “Müttefikler bulmaktır”, diğer bir değişle “sosyal paydaşlık yaklaşımı” sergilemektir. Kısaca ifade etmek gerekirse iletişim faaliyetinizi icra ederken toplumun diğer sosyal kesimlerini de yanınıza almanızdır.
3 Efsane yaratmak yani iletişim faaliyetini bitirdiğinizde ya da başka bir mesajla hedef kitlenizin karşısına dikildiğinizde bir öyküyü hatırlatıyor olmanızdır.
Hayatta herkesin, her kurumun, her ürünün ya da hizmetin bir hikayesi vardır. Bunu şekillendiremiyor, anlatamıyor ve başkalarının zihnine aktaramıyorsanız, iletişimde başarılı değilsiniz demektir.
Bu kurallar sadece bir kurumun iletişiminde değil, bir ülkenin gündemini yönetirken de kullanılan enstrümanlardır.
Hiç düşündünüz mü gündemin anlık değiştiği ülkemizde kimbilir kaç tane gündem mühendisi bizim hayatı ve olayları algılayışımız üzerinde çalışıyor?
Paylaş