Digital evrim

Sosyal toplumdan digital topluma evriliyoruz.

Bu evrimi yakalamayan kurum ve markaların gelecekte ayakta kalması mümkün olmayacak. Çünkü konvansiyonel medya ve iletişim kanalları yerlerini giderek internete ve digital ağlara terk ediyor.

Hayatımız makineleşti. Vapura ve metrobüse binerken jetonu makinelerden, kahveyi otomatlardan satın alıyoruz. Parayı ATM’lerden çekiyor, bankacılık işlemlerimizi internet şubelerinden, kurumlar ile işlerimizi telefon santrallerindeki robotlar aracılığı ile tuşlayarak çözüyoruz. Gazeteleri web’ten takip ediyor, kişisel haberleşmeyi e-postalarla, eş ve arkadaş seçimimizi de web sitelerindeki profiller üzerinden yapıyoruz.

Çok değil birkaç nesil içinde 7’den 70’e herkes bu sarmalın içine girecek. Artık herkesin telefon numaraları gibi e-posta adresleri, sosyal ağlarda kişisel sayfaları, sanal aleme uygun kişisel bir “nick name”i yani takma adı, kişisel “blog”u yani internet günlüğü olacak.

Hal böyleyken, ben hala telesekretere mesaj bırakamayanlardanım. Karşımda biri olmadan telefona konuşamam. Makine ile konuşmak bana son derece samimiyetsiz geliyor. Bu yüzden bir kuruma işim düştüğünde müşteri hizmetlerini aramak benim en büyük kabusumdur.

Çok değil birkaç yıl öncesine kadar kişiler arasında yaşanan iletişim ve ilişki kopukluğunun baş sorumlusu olarak televizyon gösteriliyordu.

Popüler kültürün en etkili silahı olarak tanımlanan televizyon günahıyla, sevabıyla şimdilerde yerini internete terk etti.

Küçücük cep telefonlarından bile girebildiğimiz internet yaşamımızda öyle bir yer etti ki hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Çünkü aradığımız her şeyi sunuyor bize.

İnternete o kadar bağımlıyız ki, yan yana oturan iki insan hiç konuşmadan, kucaklarındaki laptoplardan internete bağlanıp birbirlerine twitler gönderiyor, Facebook’taki paylaşımlarını yorumluyorlar…

Yapılan araştırmalar dünyada yaklaşık 2 milyar aktif internet kullanıcısı olduğunu gösteriyor. Dünya nüfusunun şimdilik üçte biri internetin kapsama alanında. Ama çok değil 10 yıl içinde bu sayı kat be kat artacak doğal olarak.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bile aktif twitter kullanıcıları arasında.

Dijital alemdeki bloglar ve sosyal ağlar sayesinde herkesin kendi kişisel medyası oluştu. Günümüzde bilgi, alışıldık mecralara oranla internette daha etkili ve hızlı bir biçimde milyonlarca kişiye ulaşıyor.

Digital bir topluma dönüşüyoruz farkında olmadan…

Sonuç olarak teknoloji öyle baş döndürücü bir hızla ilerliyor ki, iletişim de boyut değiştiriyor. Artık yeni stratejiler geliştirilmesi gerekiyor. Çünkü sadece geleneksel yöntemlerle iletişim ve marka yönetimi yapmak, Ay’a kağnı ile gitmek için çaba sarf etmeye benziyor.
Yazarın Tüm Yazıları