Son on beş gündür yaşanan gelişmelere bakılırsa, CHP değişim ve dönüşüm için uzun süredir hazırlık yapıyor ve fırsat kolluyordu. Görünen o ki CHP, artık gerçekten iktidara oynamak istiyor.
Geçen haftaki yazımda Deniz Baykal’ın başarılı bir kriz yönetimi yaptığını ifade etmiştim. Bu savımın doğru olduğunu yaşanan gelişmeler net bir biçimde ortaya koydu.
Bir iletişim uzmanı olarak şunu söyleyebilirim; CHP de Deniz Baykal da krizden fırsat devşiriyor. CHP’nin uzun zamandır beklediği fırsat da kaynağı neresi olursa olsun, ister içeriden, ister parti içindeki muhalefetten, ister dış mihraklar tarafından yapılmış olsun, internette servis edilen o kısa video görüntüsüyle geldi.
Fotoğrafa şöyle uzaktan bir bakalım:
İnternete birkaç saatliğine konan ve kaldırılan bir video görüntüsü Türkiye’nin siyasi gündemini allak bullak etti.
CHP lideri istifa etti, ardından parti karıştı. Deniz Baykal, istifa ederken bir cemaati işaret ederek onları kavgalarının dışında tuttuklarını açıkça ilan etti. Öte yandan, krizin ve verilen siyaset kavgasının içine iktidar da çekildi.
Hem Baykal evine kapandıktan sonra yaptığı açıklamalarla hem de CHP kurmayları siyasi manevralarıyla gündemi istedikleri gibi yönetti.
CHP, 8 yıllık AK Parti iktidarını iyi gözlemlemiş olsa gerek ki, AK Parti’nin bugüne kadar uyguladığı tüm iletişim ve propaganda taktiklerini aynı başarı ile uyguluyor.
Bugünlerde Türkiye’de siyasetin odağında CHP, Deniz Baykal ve yarın başlayacak CHP kurultayında yeni genel başkan adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu var.
Son 15 gündür tüm basın CHP ile yatıyor, CHP ile kalkıyor. Ülkemizde ilk defa bir muhalefet partisinin gazete sayfalarında, TV ekranlarında ve web medyasında işgal ettiği yer iktidarı geçti.
Çünkü CHP, başarılı iletişim yönetiminin üç ana kuralı olan; “konu yönetimi yapma”, “paydaşlık yaklaşımı sergileme” ve “menkıbe yaratma” aksiyonlarını adım adım yerine getiriyor.
CHP, her gün yeni gündem maddeleri ile konu yönetimi yapıyor. Tüm basın CHP’den söz ediyor, kanaat önderleri her gün yorumlar yapıyor. Yani CHP paydaşlarını da konunun içinde tutuyor.
Bir de yeni bir menkıbe şekilleniyor. Değişen CHP’nin vücut bulacağı yeni lider Kemal Kılıçdaroğlu ortaya çıkıyor…
Yıllardır CHP’de bir değişiminin yaşanması yönündeki toplum baskısı dalga dalga yükseliyordu. Özlenen o değişim ve dönüşümünde yeni isimlerle yapılması en büyük arzuydu.
Değişim ve dönüşümü gerçekleştirecek isim de sadece CHP seçmenlerinin değil kamuoyunun da genel takdirini toplamış, farklı seçmen profilinin de oyunu alabilecek biri olmalıydı. Ancak yeni lider emanetçi ve icazet alan bir genel başkan olarak algılanmamalıydı.
Malum görüntülerdeki kişilerin Deniz Baykal ve Nesrin Baytok olmadığının öne sürüldüğü açıklamanın kurultaydan iki gün önce yani dün yapılması da parti tabanının desteğini toplayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan adaylığındaki kararlılığı da CHP belli bir strateji üzerine inşa edildiği anlaşılan kriz yönetim planının bir parçası olsa gerek…
Geçtiğimiz gün Star TV’nin Ana Haber’inde Uğur Dündar’a konuk olan Adil Gür, şirketi A&G’nin yaptığı son seçim anketinin sonuçlarını açıkladı.
CHP’nin hamlelerini doğru oynadığını, A&G’nin anketi de kanıtlıyor. O ankete göre, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığına seçmenler sempati ile yaklaşıyor ve Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığının gündeme gelmesi ile CHP’nin oy oranının şimdiden yüzde 32’lere yükseldiği görülüyor.
Değişim ve dönüşüm…
Görünen o ki CHP’de beklenen ve özlenen değişimi yapmak, ömrünü CHP’ye vakfetmiş Deniz Baykal’ın değil de Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde olacak.
Ancak şu bir gerçek ki, Kemal Kılıçdaroğlu omuzlarına sadece Türkiye’nin en köklü partisini iktidara taşımayı değil, partisini yeniden yapılandırma, CHP’nin yıpranan algısını ve itibarını güçlendirme görevini de alıyor.