1869’dan 2009’a... 140 yıl geçmiş. Daha da gerisi var: 1605... 404 yıl yaşamak, sonraki yıllarda da yaşayacak olmak!
1547’de doğup da yetmişine varmadan ölen Miguel de Cervantes Saavedra, “Marifetli Şövalye Don Quijote de La Mancha” ile bu yıl yine yanıbaşımıza geliverdi. İzmir Devlet Opera ve Balesi, “Don Kişot” adlı baleyi yeniden sahneye getirmiş. Bale, insan bedenini, o kaba yapıyı, müziğin incelikleriyle sızıp da can verircesine işleye işleye yeniden uzaya saldığı bir yaratış. Şiir bir yana, bütün güzel sanatlar gibi batımızdaki dünyadan bize çeke çekiştire getirilen son sanat dalı bale. İDOB’ta, “Don Kişot”, Leon Minkus’ un müziği üzerine Marc Ribaud’ un düzenlediği koreografi ile sunulmuş. Cervantes, Don Kişot, Minkus, Ribaud ve sonunda İzmir Devlet Opera ve Balesi... Yani, o ölümlü dünyada sanatçının, sanatçılarla ölümsüzleştirilmesi. Bâki kalan bir hoş seda olmak değil sadece; öyle bir ses ki, sanatçıdan sanatçıya aktarıla aktarıla yeni derinlikler kazanıyor. Adalet dağıtıyor Don Kişot, yel değirmenleriyle savaşmaya kalkışan bunamış bir şövalye diye bellenmiştir genellikle. Oysa dünyaya adalet dağıtmak üzere cılız atıyla yola düşen bu çelimsiz, “budala” yaşlı adamın serüveni, doğru-iyi-güzel bağlamında verilen insanlık kavgasına “ironik” göndermeler yapar. Gülünç olan görünüşün altında derinleşen söylemi yakalayan düşünürler, aydınlar, sanatçılar “Don Kişot”u işlenecek temel kaynaklardan biri olarak belleye gelmişler. Batı’nın sanat evreninde Don Kişot’un girmediği hiçbir yer yok. Edebiyata, resme, heykele, müziğe, sinemaya, tiyatroya, baleye. Ya bize ne oluyor, 1600’lerin İspanyolundan? 1570’te II. Selim, Kıbrıs’ı ele geçirdi diye Papa’nın çağrısına uyup İnebahtı’da Osmanlı Donanması’nı yenen hırıstiyan gücünde savaşıp tutsak olmuş bir adam, İstanbul yolundan kurtulup İspanya’ya dönmüş de “Don Kişot” adlı garip bir ihtiyar üzerine roman yazmış! İşte böyledir sanatın gücü; yüzyıllar öncesinden toparlanır gelir, resmiyle heykeliyle müziğiyle balesiyle karşınızda durur. İzmir Devlet Opera ve Balesi, ‘Don Kişot’ adlı baleyi sahneye getirmiş; bugünlerde de “Korsan” la dans ediyormuş. Bir yanda televizyonlarda, gazete sayfalarında “yıldızlaşan sanatçılar”, bir yanda Korsan’la Don Kişot’un sanatçıları. Yel değirmenlerine karşı savaş sürüyor.