Bu yazıya kızanlar olacak, hiç kuşkum yok. Diyecekler, “İzmir’e çağdaş sanat yapıları kazandırıyoruz; eleştirip karşı çıkmak da ne oluyor?”
İzmir’e içtenlikle çağdaş sanat yapıları kazandırma uğraşındaki yerel yöneticiler, geçmişte yığılmış olanlarla birlikte konuyu değerlendirirlerse, umarım, bu sanat yapılarına niye “sanatın gecekonduları” dediğimi anlayacaklardır. Bir haber: Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak demiş ki, “Son bir yıl içinde yaptığımız en güzel eserlerin başında Karşıyaka Belediyesi Opera ve Kongre Binası gelmektedir. Modern mimarisi, kültürel yapısı, sahne düzeniyle tam bir prestij projesi olan Opera ve Kongre binamız, ...hedefimizdeki en önemli kilometre taşlarından birisidir.” Bir başka haber: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu demiş ki, “Biz İzmir’in bir kültür-sanat kenti olabilmesi için peşpeşe pek çok projeyi hayata geçirdik... Şimdi de toplam 25 bin metrekarelik alan üzerinde, 1200 kişilik Opera ve Bale Salonu ile 400 kişilik ikinci bir salona sahip dev bir Opera Binası yaparak İzmirlileri uluslararası nitelikte bir opera salonuna kavuşturmaya hazırlanıyoruz.” Opera ve Bale’ye çağdaş bir oyun yeri altyapısı oluşturma çabalarına kim karşı çıkabilir ki! KARŞIYAKA 2, BU YAKA 1 Ya sonuç? Karşıyaka’da iki tane Opera ve Bale binası. Konak’ta da, Devlet Opera ve Balesi’nin temsillerini vermekte olduğu Elhamra Sineması. Diyelim, opera ya da bale tutkunları, yeri nerede olursa olsun, giderler opera dinleyip izlemeye; ya da bale izleyicileri için hiç önemli değildir temsilin nerede verildiği. Güzel de İzmir’de Devlet Opera ve Balesi dışında, temsil sanatları arasında en zorlu çalışma aşamalarından geçen, üstelik alabildiğine kalabalık bir sanatçı katılımıyla gerçekleştirilebilen opera ya da bale gösterisi ortaya koyabilen başka bir sanat kurumu var mı? İzmir Devlet Opera ve Balesi bile, kendi olanaklarını zorlayarak haftalık dönüşümü doldurabilmekte. Karşıyaka’da iki, Konak’ta bir; bir kentte üç opera ve bale binası! Acaba dünyanın başka neresinde var böylesi bir çokluk! Şöyle mi düşünsek acaba? Büyükşehir ve Karşıyaka yerel yönetimleri İzmir dışından opera ya da bale toplulukları getirip o çağdaş yapıları etkinliklerle dolduracaklar. Hiç sanmam ki, yüksek bir harcama gerektiren böylesi bir girişime yerel yönetimler kaynak ayırsın. ZARF MI, MAZRUF MU? Ne demişti Eskişehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen: “Yakın gelecekte, kendi kadrolu Belediye Operası bulunan ilk kent unvanı da kentimize ait olacaktır.” Görkemli yapılarla eser bırakmak güzel, ama ortada sanatçıdan “eser” yoksa! Geçmişten bu yana neler esmiş de yel götürmüş? Haftaya görüşelim.