Mülkiye’nin düğünü vurur davulu

“İçi Boş Kutular” deyip gösteri sanatlarının içinde sergileneceği varsayılan İzmir’deki “yapılar ve mekanlar” üzerine yazmayı sürdürmeyi tasarlarken araya “kutuyu dolduran” bir olay giriverdi: “Düğün ya da Davul”.

Haberin Devamı

Mekteb-i Mülkiye’nin 150. yılını kutlayalım demiş de Mülkiyeliler Birliği’nin İzmir kolu, Karşıyaka Uğur Mumcu Sahnesi’nde dolu dolu bir şenlik yaratmış “Düğün ya da Davul” ile. Haşmet Zeybek’in bu oyunu,ortaya çıktığından bu yana akçasız toplulukların da,devlet destekli tiyatroların da pek sevdiği, sahneye koyuş yorumlarına alabildiğine açık, köy seyirlik oyunu gibi yazılmış, evlenme-başlık parası-kız kaçırma çevresinde dolanan toplumsal taşlamalarla dolu bir güldürü.  

DEĞERSE USTA ELİ

Sanat eylemine açık yapıların etkinliklerle doldurulması konusunu kurcalarken,”Düğün ya da Davul” bir gerçeği daha vurgulamış oldu:Sanatçı kimliğinikazanmamış nicelerivar ki, usta bir ele düşünce sanki yeni bir kimlikle biçimlenip de dolup taşıyor. Yapılarıkuranlar bir yanda, sıradan sayılan insanları sanatla yapılandıranlar bir yanda.
İzmir Devlet Tiyatrosu sanatçısı Doğan Yağcı,”Düğün ya da Davul”un sahne çalışmalarını yaparken “tiyatro acemileri”ni, yaşamları boyunca anımsayacakları bir sanatçı kimliğine taşımış olmalı. Yıllar süren çocuk oyunları çalışmalarından edindiği onca deneyimle Doğan Yağcı’nın “Düğün ya da Davul”u kişilik çeşitlemeleriyle bezeyip oyunculuklarının “çocukluk” aşamasındaki yetişkinleri ayağa kaldırmış olması, ülkemiz insanının tiyatroya tutkunluğunu da vurgulamış oluyor.

TUTKUNLUĞUN VURGUNU

Ben de tiyatro tutkusundan “vurgun” yemiş biriyim aslında. Mekteb-i Mülkiye’de ikinci sınıfa geçmişken üniversite eğitimini bırakıp Devlet Konservatuvarı’na girmeye kalkışmıştım. Sınavı kazandım da üstelik. Neyse ki, “yasak” koyanlar çıktı da, Mekteb-i Mülkiye’yi bitirdikten sonra ancak Devlet Konservatuarı sınavlarına yeniden girebildim. Böyledir Mülkiyeli’nin düğünü; vurur da davulu, sesi nereden çıkar, pek kestirilemez.
“İçi Boş Kutular”ı bu haftalık “Düğün ya da Davul”la doldurmuş olduk. Sonraki yazılarımda, tarihinde nice uygarlıkları kucaklaşmış Ege’nin gözbebeği şu İzmir Kenti’nde sanattan yana niye beşik sallayıp durmuşuz, günümüz gerçekleriyle anlamanın yolunu arayalım.
Diyelim, İzmir’in düğünü nice vurur davulu!

Yazarın Tüm Yazıları