HAFTALARDIR “İçi Boş Kutular” diye diye neredeyse bu köşenin adı değişecek!
Öyle ya, tutturdum gidiyorum İzmir’deki tiyatro yapıları yapılış amaçlarına uygun mu, kentin sanat birkimi bu yapılarla niye eyleme dönüşmüyor diye. Yine de sürdüreceğim. Çünkü, büyükşehirinden ilçesine, belediyeler birbiri ardından “kültür sanat merkezi” diye yapılar yükseltmiş de, içlerinde neler üretilecek, tasalanıp tasarlamamış olsalar gerek. Bir “eser” bırakmışlar, doğru; ama içinde eyleme dönüşecek eserleri yok! Halkla topluca paylaşılan sahne sanatı alanındaki gösterilerin ana direkleri tiyatro – opera – bale acaba bu taştan eserlerin hangisinin içinde birer sanat eseri olup hayat bulur? YANILTICI GELİŞME “Anakent” konumunu kazanınca İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir’e kazandırdığı üç sanat mekanı İsmet İnönü Sanat Merkezi, İzmir Sanat ve Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’dir. Kültürpark içinde Açıkhava Tiyatrosu, geçmişindeki görkemli temsilleri unutturucasına büyütülüp bir beton yığınına dönüştürülünce İsmet İnönü Sanat Merkezi, ardından da İzmir Sanat, sanat etkinliklerinin çekim merkezleri olmuştur. Yine de yanıltıcı bir gelişme. Tiyatro, opera, bale ve çoksesli müziğe düşkünlüğü bilinen İsmet İnönü’nün adı verilip de yapılan yapı, oyun yerini neredeyse üç yandan çeviren salonuyla övgüye değer olsa da, sahnesi, ardına duvar çekilmiş geniş bir düzlükten başka bir şey değildir. Ancak son yıllarda İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın yerleşik konser salonu olarak kullanılmış olmasıyla, hiç olmazsa bu yönüyle, İsmet İnönü Sanat Merkezi sanatın derinlikli, gürleyen sesiyle öne çıkıverdi.İsmet İnönü Sanat Merkezi artık boşalmış, bir yazgı sanki, adını aldığı İnönü gibi işitmeden yana kusurlu mu kalacak bundan böyle! İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, gecikerek de olsa, artık çağdaşlığına yaraşır yeni yerinde, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde. Ya Devlet Operası ile Devlet Balesi ne oldu? İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, İsmet İnönü Sanat Merkezi’ne onur kazandırırken de düzenli yıllık repertuvarıyla ulusal, uluslarası değerlerin yüksek düzeyde sesiydi. Opera boğazı sıkılmış, Bale adımları bağlanmışcasına çırpınır durur yıllardır Elhamra Sineması’nda. Güzelyalı’nın o koca boşluğunda, kültür merkezi havasıyla “Kent Meydanı”, “Kültür Platformu” gibi göz alıcı adlarla sanatsal işlevi olmayan mekanlar yaratılırken Orkestra’nın yanı başında Opera ile Bale’nin özlenen yaratıcılığına ayrılacak yer mi kalmadı acaba! BİR İMBAT YELİ Herhalde Kültürpark’taki İzmir Sanat yapısı sahne sanatlarının gereklerine uygundur diye düşünenler olmalı. Öyle ya, tiyatro şenliklerinin başlıca sahnesi orası. Bir de içine girip de oynayan sanatçıya sormalı! Dört yanı boş alan içinde durur da İzmir Sanat, ne sahnesinde dekor kurmaya yeterli derinlik var, ne de yanlarda giriş çıkışa elverişli kulis boşluğu. Tasarımları kim yapar, kararları kimler verir bilinmez ama, bilinen şu ki, İzmir’in işlek yerlerinde eser diye dışı alımlı kültür-sanat merkezleri yükselir de, o merkezlerin içinde sanatın sesi de, sözü de, soluğu da büzülüp kalır. Hiç olmazsa birinden İzmir adına bir imbat yeli esse ya!