Paylaş
Murat Özaydınlı yapılan bütün suçlamaları kabul ediyor. Mehmet Ali Aydınlar’a yalvararak, “Bizi Şampiyonlar Ligi’ne gönderin” diyor.
Bunun yanında, “Bize ceza vermeyin” de diyor. “Futbolcuları satayım, borçlarımızı ödeyelim” diye devam ediyor. Diyor da diyor.
Ama bu idareciler perdenin arkasında, Aydınlar ile konuşurken tapelere yakalanmasalar, kamuoyu onların perdenin önünde söylediklerini doğru zannedecek. Bunlar, Fenerbahçe Kulübü’nü nasıl idare etmişler, hayretler içinde kalmamak mümkün değil.
Ortalık karışmış, millet tutuklanmış. Fenerbahçeli idareci hala telefonda neler anlatıyor. Federasyon Başkanı’nın veya kendisinin telefon dinleme takibinde olacağını kestiremiyor. İyi ki de kestirememiş.
Aynı Murat Özaydınlı, Fenerium’daki görevinden alındığı zaman gazetelere yalanlama gönderiyor. Abdullah Kiğılı perdenin arkasında başka konuşurken, Fenerium’un başına geçince başka konuşuyor. Aynı Murat Özaydınlı, protokol tribününde sigara içerken yakalanıyor. Görüntüsü olan bu olayı bile yalanlamaya kalkıyor.
Basın sınıfı geçti
Şike soruşturması Türk futbolunun bütün yönlerini su yüzüne çıkardı. Bence basın da bu konuda geçer not aldı. Hem spor hem de haber merkezleri. Çünkü hepsi haberleri mümkün olduğunca geniş verdiler. Bir tek şeye takılıyorum. Bu da çok önemli. Çünkü, kamuoyunda da bu konuda sıkıntılar var. Maalesef bu işe katılan bu işin içinde olan televizyon yorumcuları hala ortalıkta. Bazılarının işlerine, bazı yerlerde son verildi. Ama bazıları utanmadan ve sıkılmadan görevlerine devam ediyorlar. Gazetelerde ve televizyonlarda ahkam kesiyorlar. Kovulmadan haysiyetleriyle istifa etme erdemliğini bile gösteremiyorlar.
Şikeyi zaten kabul ettiler
HERKESİN ağzında bir laf... Neymiş efendim, bir suç sabitlenene kadar o şahıslar temizlermiş. Mahkemeler karar verene kadar herşey toz pembeymiş...
Beyler, bayanlar. Ey kamuoyu. Bu şikenin ispatı için artık mahkemelere gerek yok. Bütün kulüpler ve kamuoyu bunu kabul etmiş durumda. Meclis’e baskı yapılması ve kanunun 15 dakikada değişmesi (İlk kanunun mürekkebi bile kurumadan) bir, iki kulüp hariç 58. maddenin kaldırılma isteği net olarak şu cevabı veriyor, “Şike yapan kulüpler küme düşmesinler.”
Bu isteğin bir açıklaması daha var. “Biz şike yaptık, hatta hepimiz yaptık. Aman küme düşmeyelim ve bazıları yanmasın. Hele bu Fenerbahçe olursa, onlar da maddi zarar görür biz de” diyorlar. Yani şikenin bazı kulüpler tarafından yapıldığı, (kamuoyu tarafından da) ağırlıklı olarak birçok kulüp tarafından da kabul edilmiştir. Gerisi hikaye.
Gözümün içindekinden haberim yokmuş
TAPELERE geçiyoruz. Aziz Yıldırım ile Murat Özaydınlı konuşuyorlar. Murat Özaydınlı, hakem odasını nasıl bastıklarını, hakeme nasıl küfür ettiklerini ballandıra ballandıra gülerek birilerine anlatıyor. Küfür deseniz, bini bin para.
Ben sokakta büyüdüm. Bayağı da küfür bilirim. Ama bu tapeleri gördükten sonra küfür haneme bir tanesi daha katıldı. Hakemin gözünün cinsel organı... Hakemlerin gözlerinde cinsel organ varmış. 10 yıl hakemlik yaptım. Ben gözümdeki o cinsel organı fark edemedim. Ama Aziz Yıldırım ile Murat Özaydınlı’nın bu organdan haberi varmış. Helal olsun onlara.
İlk giden Özaydınlı’ymış
ŞİKE olayı patladıktan sonra Fenerbahçe’de bir müddet Asbaşkan Nihat Özdemir işi götürdü. Sonra istifa etti, sonra da geri döndü. Ama, daha sonra gelen bir duyuma göre ilk istifa edenin Nihat Özdemir değil de Murat Özaydınlı olduğu söyleniyor. Bu konuda da şu ana kadar Özaydınlı bir açıklama yapmadı.
Şu meşhur 6222 meselesi
AZİZ Yıldırım ile Şekip Mosturoğlu tapede konuşuyor. Gazetede çıkan bir haber üzerine Yıldırım, Mosturoğlu’na direktif veriyor. “Aman, Şekip bu olayı hemen 6222’ye sokalım ve dava açalım” diyor. Amaç işi, basının ve yazarın aleyhine çevirmek. Çünkü, 6222’yi onlar basına karşı silah olarak çıkardılar. Basını susturmak için yaptılar. Ellerine alacaklardı makinalıları ve tarayacaklardı basını. Ne oldu? Kazdıkları kuyuya kendileri düştü. Sonra ne oldu? 6222’yi hemen yine onlar kaldırdılar.
Büyük Fenerbahçe’yi ayağa kaldırın
MEVCUT Fenerbahçe yönetiminin tamamının görevi bırakıp gitmesi gerekir. Fenerbahçe camiası içinden tertemiz, çatır çatır bir yönetim gelmeli. Maziye sünger çekmeli ve büyük Fenerbahçe’yi ayağa kaldırmalı. Fenerbahçe camiası bunun üstesinden gelecek kuvvette ve güçte. Ama bazılarının hala kafası karıştırılıyor. Ey Fenerbahçeliler. Vücudunuzu, asalaklardan temizleyin. Çünkü, sende bu kuvvet de güç de var.
Serdal Adalı gibi yapın, istifa edin
SERDAL Adalı adam gibi istifa etti ve gitti. Konuşurken de çok net cümleler kullanıyor. Kendinden emin. Ama bakıyorum aynı işi yapmayan ve dürüst geçinen çok futbol adamı var. Şu aşamada istifa edip bırakıp gidin. Kulüplerin şemsiyesi altına saklanmayın. Aklandığınız zaman tekrar gelin. Çünkü böyle devam ediyorsanız, söylediklerinizle ters düşüyorsunuz. Sizin düzgün olduğunuza da kamuoyu inanmıyor.
Ankara’nın suskun yazarları
ANKARALI bazı spor yazarları, TSYD Ankara Şubesi’yle ilgili yolsuzluklardan dolayı yazdığım yazıların kulaktan dolma olduğunu yazmışlardı. Ama ne dernek görevlileri, ne de bu yazıları yazanlar çıkıp cevap veremediler. Onlara şunu söylüyorum. O sahte faturaların belgeleri elimde. Şimdi ne yapacaksınız? Hala utanmadan susacak mısınız? Bu konuda Ankaralı bazı spor yazarlarının evlerine hacizler bile gelmeye başladı. Maalesef kurunun yanında, yaşlar da yanmakta. Günü gelince bu isimleri de açıklayacağım.
Yazık değil mi Samsunspor’a?
İLK yarının son maçları oynandı. Sivasspor-Samsunspor maçında durum 3-2. O an bir gol oldu. Hakem Hüseyin Göçek önce golü verdi. Sonra yandan bir bayrak kalktı, “ofsayt” dediler. Daha sonra “faul” dediler ve buz gibi golü iptal ettiler. Yani maç 3-3 bitecekken, Sivasspor’un 3-2 galibiyetiyle bitti.
Yarın Samsunspor 1 puanla küme düşerse ne olacak? Golde ne faul var, ne de ofsayt. Ama futbolu bilmezseniz veya eyyam yaparsanız, bin tane cümle kurarsınız. Yarım saat münakaşa edersiniz. Golde sonuca varamazsınız. O zaman da golü siz yersiniz. Ama burası Türkiye. Nizami atanınkini saymıyorlar.
Paylaş