Ben, Haluk Ulusoy'un bir yanda Mustafa Denizli'yi, diğer yanda da Fatih Terim'i gördüğünü ve düşündüğünü biliyorum.
Bakın, tahmin ediyorum demiyorum, biliyorum. Bu lafıma dikkat edin. Ama Şenol Güneş’in de AKP’nin ağır toplarıyla çalıştığını da biliyorum.
HALUK Ulusoy büyük bir terslik olmazsa yine Futbol Federasyonu Başkanı seçilecek. Ulusoy'un iki elinde iki bomba var. Birisinin üzerinde, ‘‘MHK’’ yazıyor, diğerinin üzerinde ise, ‘‘Milli Takım Teknik Direktörü.’’
Ulusoy eğer seçilir ve bu ikisinde hata yapmaya devam ederse, patlayacak bombalardan kesin olarak hasar görür, hatta yok olur. MHK ile ilgili sorunlarda MHK (Merkez Hakem Komitesi) kadar kendisinin de rolü var. MHK'nin işine ne kadar karışıyor, ne kadar hakem tayini yaptırıyor, FIFA listesine ve klasmanlara ne oranda tesir ediyor?
Bu olay, kulüpleri çok yakından ilgilendiriyor. Zaman zaman direkt olarak maçları ilgilendiyor. Üç büyükler mağlup olunca da kamuoyunu ilgilendiriyor.
Tebdil-i kıyafet
Milli takım olayı ise çok daha başka. Yoldaki herkes, üç büyük takımı ya da diğer takımları tutan tutmayan herkes, bu konuda burnundan soluyor. Ulusoy'un fazla bir şey yapmasına gerek yok. Tedbil-i kıyafet giyinsin, halkın arasına girsin, önüne gelen bin kişiye, ‘‘Şenol Güneş için ne düşünüyorsun?’ diye sorsun. Alacağı cevap yüzde 90'dan fazla menfi olacaktır.
Spor kamuoyunu şu anda iki teknik adam göstere göstere aldatıyor. Biri Şenol Güneş, diğeri Fatih Terim. İkisi de ‘‘La Fontaine'den Masallar’’ anlatıyorlar. ‘Gençleştirme’ yapıyorlarmış. Sonra da hafif sağa dönerek bunu, ‘‘değişim’e çeviriyorlar. Yani laf ebeliği yapıyorlar.
Ne kulüp takımlarında, ne de milli takımlarda ‘gençleştirme’ diye bir olay yoktur. Bu bizim gibi geri kalmış ülkelerde vardır. Neyin gençleştirmesi? G.Saray, UEFA Kupası'nı alırken, Hagi, Taffarel, Popescu kaç yaşındaydı? Biz Dünya Kupası'nda üçüncü olurken yaş ortalamamız neydi?
Gücü yetmedi
Ama Şenol Güneş, dünya üçüncüsü olan takımın üzerinde oynamadı, o takımı kademe kademe değiştiremedi, değiştirmeye gücü yetmedi. Çünkü futbolcusu Şenol Güneş'in üzerindeydi, altında değil. Sonunda Avrupa Şampiyonası elemelerinde rezilleri oynadık.
Şimdi de kardeşimiz diyor ki, ‘‘Ben takımı gençleştiriyorum.’’ O zaman Milli Takım Teknik Direktörlüğü'ne de 25 yaşında bir teknik adamı getirelim. Şenol Güneş de yaşlandı. Onun mantığına göre, benim bu mantığım doğru. Ama aslında ikisi de yanlış. Çünkü futbolun kitabında böyle bir şey yok.
Okkanın altı
Hani namaz kılarsın, namazın sonuna doğru hafifçe sağına bakarsın, ‘‘Es selamun aleyküm’’ dersin, sonra soluna döner yine, ‘‘Es selamun aleyküm’’ dersin. Haluk Ulusoy da tıpkı böyle. Ben, Ulusoy'un iki tarafına bakarken, bir yanda Mustafa Denizli'yi, diğer yanda da Fatih Terim'i gördüğünü ve düşündüğünü biliyorum.
Bakın, tahmin ediyorum demiyorum. Bu lafıma dikkat edin. ‘‘Biliyorum’’ diyorum. Bence Ulusoy, Milli Takım Teknik Direktörlüğü için düşündüğü operasyonu yapacak. Yapması da gerekir. Ama şu anda ‘‘merhaba’’ dediğinde karşısında Şenol Güneş var. Güneş’in de Ulusoy’a karşı AKP’nin ağır toplarını devreye sokmaya çalıştığını da biliyorum.
Kısacası yukarıdaki iki önemli konuda da sorunu çözecek insan Ulusoy. Sonra olacak tersliklerde okkanın altına girecek insan kendisi. Eğer gereğini yapmazsa başı çok ağrıyacak çookk...