Frisk, Portekiz maçında öyle uyanıkça düdükler çaldı, öyle kartlar gösterdi ki, Hollandalıları delirtti. Zaten istediği de oydu. Çek Cumhuriyeti- Yunanistan maçının hakemi Collina da iyi değildi.
GÖRDÜĞÜM Avrupa Şampiyonalarının seyirci açısından en centilmen geçeni bence bu turnava oldu. Evvelki gün yeni otelimin yerini ararken, enteresan bir olayın içine düştüm. Hollandalılar kadınlı, erkekli, çoğunun elinde bira şişeleri Lizbon’un en büyük bulvarlarının birinden şehiri enlemesine geçerek, stada yürüyorlardı. Konvoyun boyu en az 1.5, 2 kilometre vardı. Başlangıç ile bitim arasındaki mesafe ise takriben 5-6 kilometre. Polis bu tarz bir olaya hazırlıksız yakalanmasına rağmen, sadece geçici önlem aldı.
Geliş ve gidişte bütün trafik felç oldu. Lizbon şehrinin yeni yapılanan tarafında gerçekleşen bu yürüyüşte Portekizliler hem yol kenarlarında, hem de yüksek binaların bütün balkonlarına çıkarak, bayrak sallayarak tezahürat yapıyordu. İnanılmaz güzel bir görüntüydü.
Paralı seyirci
Hollandalıların arasında yarım saatten fazla yürüdüm. İki taraf da şarkılar söyledi. Zaman zaman birbirlerine sarılarak dans ettiler. Aslında spor da bu işte. Hollandalılar bu turnuvada iyi para harcayan bir seyirci grubuydu. Şehirin içindeki 4-5 yıldız otellerde kaldılar, iyi restoranlara gittiler. Yunanlılar tam tersiydi. Evvelki gece Çek maçını kazandıktan sonra Porto’da hiç Yunanlı yoktu. Otobüslere binerek, şehir dışındaki ucuz otellerde kalıyorlar. Maç günleri şehire iniyorlar.
En fazla Çek seyircisine üzüldüm. Zaten maddi olanakları kısıtlı bir ülke. Her turu geçişte seyirci adedi artacağına azaldı. Yani taraftar açısından final renkli geçecek. Ama bu turnuva Portekiz ekonomisi açısında ülkeye bir avantaj sağlamadı. Çünkü kolay para harcayan, Fransız, Alman, İngiliz ve Fransızlar çabuk geri döndüler.
Uyanık düdükler
Futbol olarak baktığınızda, kaliteli ve maç heyecanı olan karşılaşma çok azdı. UEFA Portekiz’in sonuna kadar yürümesini istedi. Hollanda maçında Friks’in yönetimini gördükten sonra bu net bir biçimde belli oldu. Yani yalnız bizde değil, UEFA’da da tetikçi hakemler var. Öyle uyanıkça düdükler çaldı, çalmadı, kartlar gösterdi, göstermedi ki, Hollandalıları delirtti. Zaten istediği de oydu. Önceki gün Collina da iyi değildi. Çekler’in net bir penaltısını vermedi. Sarı kartlarını kullanırken ve kullanmazken, benzer pozisyonlarda büyük hatalar yaptı.
Buradaki takımları gördükten sonra yine Şenol Güneş’i hiç beynimden atamıyorum. Tabii ki, onu tutan Haluk Ulusoy’u da. Biraz şansın yaver gidip, biraz futbol oynadın mı, finali de oynarsın, şampiyon da olursun. İşte Yunanistan.
Aradaki fark
Biz de Dünya Kupası’nda bunun aynı örneğini yaşadık. Ama bizde Şenol vardı. Yunanistan’da Otto Rehhagel. Arada bu kadar fark olacak tabii ki. Araştırın bakalım, Rehhagel’in aldığı para, Güneş’in üçte biri. Ama teknik adam olarak Rehhagel’in milli takıma verdiği ile Şenol Güneş’in milli takıma verdiği fark ise tersine 10 misli. Kim ne derse desin ben burada ŞenolGüneş’i değil, onu orada tutanları suçluyorum.
Yanal’a kafakol
MİLLİ takımda bir grup var, Şenol’u da kafa kola almışlardı. Şimdi aynısını Ersun Yanal’a da yapıyorlar. Ersun’u oraya getirmekle iş bitmiyor. Yönetici olarak başında bulunup gerekli ikazları yapmazsan, milli takım daha da geriye gider.
Hoş yeni seçilecek Futbol Federasyonu yönetim kurulunda o kabiliyette yöneticiler olacak mı? bilemem.
Yunanistan tehlikesi
ÇEKLER, benim olduğu gibi çok kimsenin hayallerini öldürdü. Mükemmel top kullanan, çabuk oynayan bu takım, Yunanistan karşısında devamlı tekledi. Nedved’in mecburi oyundan alınması mutlaka etkiledi ama, bir oyuncunun çıkması bir takımı bu hale düşürmez. Çekler’in en büyük özelliği topu iyi kullanarak, rakibin üzerine gitmesiydi. Hep böyle oynadıklarından biz onların defans zaaflarını göremedik.
Otto Rehhagel onları en zayıf yerlerinden yakaladı. Diğer maçlarda fazlaca defans oynayan, kontratakla sonuca giden Yunanlılar, dün tam tersini yaptılar. Hücumda en uçta oynayan adamları bile pres yapınca, Çekler bir türlü istedikleri çabuklukta oyuna çıkamadılar. Her şeyde olduğu gibi futbolda da hücum güzel bir şey. Ama defans yapmasını bilemiyorsan, futbol oyununda topal kalırsın. Çekler, Yunan hücumlarında inanılmaz pozisyon hataları yaptı. Bir defans oyuncusu kendi kalecisiyle rakip arasına girer. Ve hele hele korner atışlarında sevgili gibi nefeslerini rakibin boynunda hissettirir. Vücut temasını hiç bırakmaz. Yunanlılar bu moralle, Dünya Kupası’nda bizim grupta çok iş yapar. Bu tarz disiplinli oynayan takımlar bize ters gelir. Dün gece Yunanistan bu turnuvanın en iyi maçını oynadı. Evvelki maçlara göre değil ama dünkü oyunlarına göre finali hak ettiler.