Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek... Diyorsunuz ki, ‘‘Türk halkı olaylara tavır koymuyor...’’ İşte sizin camiadan iki tane örnek... Tıpkı Kayahan'ın şarkısı gibi biri siyah, diğeri beyaz...
ANLATACAĞIM konu Kayahan'ın ‘‘Siyah beyaz hikayesi’’ adındaki şarkısı değil. 31 Ağustos Pazar günü TGRT'de ‘‘Başbaşa’’ adlı bir söylesi programında Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i dinliyorum...
Allah var, güzel şeyler de söyledi. En güzel söylediği şeylerden biri de ‘‘Türk halkı olaylara tavır koymuyor’’ ifadesiydi.
Bu cümleden aldığım cesaretle 2 Eylül'de, saat 16.00 sularında Ankara Adliyesi'ne gittim. Araya hiç kimseyi sokmadım. Vatandaş Erman olarak nöbetçi savcılık kalemine girdim. ‘‘Savcı bey ile bir işim var’’ dedim, ‘‘Hangisi’’ diye sordular. Sonra da espiri ile ‘‘Dilekçe mi, kelepçe mi?’’ diye devam ettiler. Orada racon böyleymiş...
Güldüm... ‘‘Bir şey danışacağım, herhalde sonunda dilekçe gerekecek’’ diye devam ettim. Elleriyle sol tarafı işaret ettiler. Kapıyı çalıp girdim. Bu savcı beyin yanında eskiden Sabah Gazetesi'nden tanıdığım oturan bir arkadaşım vardı. Daha ‘‘merhaba’’ demeden, ‘‘Çık dışarıya’’ diye bir cümleyle karşılaştım. ‘‘Sayın savcı bir derdim var’’ dedim. ‘‘Çık dışarı, sana çık diyorum’’ diye ses tonunu yükseltti. Tekrar ‘‘Sayın savcı’’ dedim, bu kez ‘‘Kapının yanındaki duvarda asılı kağıtlar var, okusuna’’ diye devam etti. Bir daha ‘‘Sayın savcı’’ dedim, ‘‘Çık dışarı git avukat tut’’ dedi.
Eğer, sinirlensem ve ağzımdan ters bir şey çıksa, karşımda TC devletinin koskoca savcısı var ve başım derde girer. Ben TC devletinin ufacık bir vatandaşı Erman'ım, Rıza'yım, Veli'yim, Ayşe'yim... Ben garibanım... Popoma baka baka çıktım...
Meraklandım, bu sefer karşıdaki kelepçe savcısının kapısını çaldım. İçerde biri bayan, üç kişi vardı. Bu savcı gözlüğünün ucundan bana bakarak, ‘‘Buyurun, bir şey mi istediniz’’ diye sordu. Haraketlerine bakılınca, o da beni tanımamıştı. Ancak kalepçe savcısı beni bir vatandaş Mehmet olarak dinleyip sorunuma çare buldu.
Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek... Diyorsunuz ki, ‘‘Türk halkı olaylara tavır koymuyor...’’ işte sizin camiadan iki tane örnek...
Kayahan'ın şarkısı gibi biri siyah, diğeri beyaz... Ama tahmin ediyorum, bu TC devletinde onu da yapan, bunu da yapan aynı kefeye konuyor...
Yani bunlarda kelepçe ile dilekçe yok...
Hizmet ve oy
KORSAN kaset ve kitap için Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, ‘‘Ha sebze satılmış, ha kitap... Zabıta nerden bilsin hangi kitabın korsan olduğunu’’ diye beyanat vermiş...
Aslında biz halk olarak belediye başkanlarına oy verirken, hangisi emitasyon, hangisi hakiki insan gerçekten farkedemeden oy veriyoruz... Bir aydır benim fikrim değişti. Ben bundan sonra bana hizmet verene oy vereceğim...
Devlet kuşu boşa kondu
TÜRK Milli Takımı’nın başına Hırvatistan maçında büyük bir devlet kuşu kondu... Hem de deve kuşu gibi bir devlet kuşu...
Ama bizim milli takımdaki oyuncularımız, bundan faydalanamadı...
Bu kuş İngiliz hakemdi... Verdiği ters kararlarla bizim takımda olmayan, arkadaşlık, dayanışma, takım ruhu ve rakibe kaşı top yekün mücadele şevkini, hırsını tek başına aslanlar gibi Hırvat maçında verdi.
Ve biz takım olarak 10 dakikada İngiliz hakem sayesinde kenetlenip tek vücut oldu. Son 2 yıldır milli takımı hiç böyle görmedim... Ama Sırbistan- Karadağ maçında yine aynı hakem sahneye çıktı. Aydın Örs ile Doğan Hakyemez'in veremediğini veren İngiliz hakeme ne kadar teşekkür etsek azdır. Ondan Allah razı olsun...
Bizim lejyonerler ordusu acaba biraz küçük Ender'in çırpınışlarına, biraz da Mehmet Okur'a bakıp utandılar mı acaba...
NOT: Tahmin ediyorum, bizim basketçilerin yorgunluğu reklam filmlerinin temposundan kaynaklanıyor...!
Yarım sıfır olsun
AMAN dikkat... Bu ingilizler çok cin geçinirler... Tahrikler başladı...
Bunlardan kamuoyu etkilenebilir... Ama futbolcunun kesin etkilenmemesi lazım...
Sakın Şükrü Saraçoğlu'nda maçtan evvel 8-10 gol atmaya filan kalkışmayalım... Yarım sıfır olsun bizim olsun... Yeter ki futbolcuların kafası rahat olsun...
Ayrıca İngiltere maçını kaybetmek te dünyanın sonu değil... Yüzde yüz kazanacağız diye kendimizi şartlarsak allah muhafaza... Hep bir ara çizgi var... Onu halledemiyoruz. İki tane seyirciyi öldürüp gönderdik. Orada kesin olarak haksızız... Keşke sadece dövseydiniz.
Allah aşkına bu meret nerede düşüyor, bize söylesinler de gidip düştüğü yeri hiç olmazsa görelim... Özkan Sümer, Fenerbahçe'nin cezası Tahkim Kurulu'dan kalkınca istifa etti.
Bence istifa sebebi ceza değil... Kulüp başkanlığı için aportta kim bekliyor, altını oyanlar kimler, karşısında kimler var...
Sümer akıllı adamdır, böyle ufak tefek şeylerle kulübü yarı yolda bırakmaz. Trabzonspor'da çok şeyi temizledi. Çıktığı yoldan geri dönmek eylem adamı olan Sümer'e yakışmaz.
Hem korsan hem de kaçak
BU Türkiye'de kim çıkacak merakla bekliyorum...
Ankara, İstanbul, İzmir gibi şehirlerde Kızılay, Kavaklıdere, Konak, Alsancak, Osmanbey, Etiler ve Kadıköy gibi semtlerde taksi işgalini, terörünü, trafik terörünü kim engelleyecek, merakla bekliyorum... Bu taksi plakaları kaç para... Şöför ne alıyor, sahibi ne alıyor... Taksicilerin sigortası var mı? Bunların giderleri, gelirleri göstermelik mi? Niye defter tutmazlar, niye benzine fatura almazlar... Normal... Türkiye'de korsan kitap ve kasetten yapılan haksız kazançtan, bir milyon kere fazla kaçak sebze ve meyveden kazanılıyor. Trilyonlar uçup gidiyor... Türkiye'deki pazar yerlerinde satılan malların yüzde 85-90'ı kaçaktır beyler...
Bu çocuk uslanmıyor
İLHAN Mansız sakatlıktan çıktı, iki golle sahalara döndü...
‘‘Hoş geldin’’ dediler...
Peki... Bursaspor ile oynanan hazırlık maçında rakibe attığı tokattan sonra kırmızı kart görseydi, oynamadan ‘‘Güle güle’’ mi diyecektik...