FENERBAHÇE kötü oynuyor. Kötü oynamasından ziyade Fenerbahçe mücadele etmiyor. Ondan da önemlisi Fenerbahçe, geçen seneki takım olma özelliğini süratle kaybediyor. Zico varken de belki aman aman oynamıyordu ama özellikle Avrupa maçlarında ayrı bir havası vardı. Bu sene o hava da kayboldu.
Maçtan bir gece evvel Azizsilin sahneye çıkıyor. Önce Alex ve Roberto Carlos’u, sonra da o futbolcuyu Dereağzı’na çağırıyor arabalarından. Bu toplantıdan Aragones’in haberi var mı acaba? Veya bu toplantı neden kamp yapılan yerde yapılmıyor da Dereağzı’nda yapılıyor?
Kararı Aragones mi Yıldırım mı veriyor?
Demek ki, Fenerbahçe’deki bu tuhaflıklar maçtan bir gün evvel patlak veriyor. Bütün bunlar oldukça, net haberler çıktıkça, bu sefer Brezilyalı futbolcuların Aragones’le arası iyi olmadığı söyleniyor. Lig maçında sakat sakat 90 dakikayı tamamlayan Alex bu maçta son dakikalarda oyundan çıkıyor. Sakatlanıyor mu yoksa Aragones mi oyundan alıyor?
90 dakika maça şöyle bir bakın. Fenerbahçe’nin bir baskısı var mı? Yok. Dinamo Kiev bir gol atıp öne geçse Fenerbahçe karton kale gibi yıkılacak. Bunu sahadaki futbolcu da hissediyor, tribündeki seyirci de. Maçta Volkan Babacan oynayacak dediler, Volkan Demirel çıkıyor. Aragones mi bu kararı veriyor yoksa Aziz Yıldırım mı? Bakın, Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi maçı oynuyor, biz neleri yazıyoruz. Bütün bunları yazan biz miyiz? Hayır, yazdırıyorlar. Kim yazdırıyor? Sahnedeki aktörler.
Fenerbahçe seyircisi takımı destekleyecek ateş arıyor. Onu da 42. dakikada buluyor. Güiza, iki defa üst üste hücum pres yapıyor. Ve bütün stat "Güiza... Güiza..." diye bağırıyor. Düşünün, organize bir hücum yok, güzel bir şut yok, atak yok. Pardon, yanlış yazdım. Güzel bir şut var, Selçuk’tan. Dakika 74. yani maçın bitimine 15 dakika kala...
Yanlış transfer politikaları
Bir Türk insanı ve spor adamı olarak, bir Türk takımının Avrupa’da başarılı olmasını isterim, kazanmasını isterim. Çünkü, orda olay Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Ankaragücü değil, bir Türk takımı var. Ama maalesef, Fenerbahçe Yönetimi’nin yanlış transfer politikaları ve teknik idareleri bu kulübü bu hale getirdi. Diyeceksiniz ki, ne var bunda Şampiyonlar Ligi’nde oynuyor? Doğru da, ticarette bir laf vardır; verdiğine, kazancına bakacaksın. Fenerbahçeli yöneticilerin hepsi ticari hayatta başarılılar. Fenerbahçe’nin de ticari hayatında başarılılar. Ama Fenerbahçe teknik hayatında sınıfta kaldılar ve kalmaya da devam ediyor.
Bari, sarı lacivertliler işin sonunda grupta üçüncü olup Kupa2’ye kalabilseler.