Söylemezoğlu'ndan raporu aldım. Bakan Mehmet Ali Şahin'e çıktım, "Siz gereğini yapana kadar yazmayacağım" dedim. Ve beklemeye başladım. Ama ne bir haber geldi, ne de olayın üstüne gidildi.
TELEFONUM çaldı.. Karşıdaki ses, Basketbol İkinci Ligi'ndeki Mersin Belediyesi ile Konya Selçuk Üniversitesi arasında oynanan maçta "Şike" yapıldı" diyordu.
İddia çok ciddiydi. Hemen sordum, "Neye dayanarak bunun iddia ediyorsun?" Aldığım cevap karşısında gözlerim faltaşı gibi açıldı;
- Hakem raporunda yazıyor.
Çok uzun süre futbolculuk ve hakemlik yaptım. Hayatımda ilk defa bir hakemin yönettiği maç için raporuna yazdığı, "Bu maçta şike var" ibaresine şahit olacaktım.
Yalnız gelin
"Şike var" raporunu yazan maçın hakemi Fatih Söylemezoğlu hakkında hemen araştırmaya başladım. Her gelen istihbarat, "Çok düzgün bir insan ve iyi bir hakem olduğu" yönündeydi.
Söylemezoğlu'na telefonla ulaştım. Şaşırmıştı, "Neden olayın üstüne gittiğimi" sordu. Ben de bu işlere futbolculuk ve hakemlik olayım dahil hep karşı geldiğimi söyledim ve "Olayın aslını öğrenmek istiyorum" dedim.
Ankara'da randevulaştık. "Lütfen yalnız gelin" dedi. Zaten aksini düşünmüyordum. Uzun uzun konuştuk. Bana söylediği şu oldu;
Havada kaldı
- Hocam, bu spor aleminde çok kimseye güvenilmiyor. Siz de yıllarca bu işi yaptınız. Ben raporumu çok net bir şekilde yazdım. Yanına da bir ek rapor ilave ettim. Ben FIBA hakemiyim. Eğer benim bu yazdığım cümleler havada kalacaksa, bu sporu yapmanın bir anlamı yok. Ben de hakemliğe devam ediyorum, o iki takım da müsabakalara.
Biraz durdu, düşündü ve devam etti;
- Benden hiç kimse bu raporlardaki cümlelerin açıklamalarını istemedi, sebeplerini sormadı. Yalnız raporda yazdığım cümlelerle değil, çok daha farklı yerlerden bunun ispatı var. Ama maalesef hocam, ben bir hakemim ve elim kolum bağlı.
Sonuna kadar
Söylemezoğlu'ndan raporu istedim. Önce vermek istemedi. Sonra oturduk bir karar verdik, ben sporla ilgili en üst makam olan Başbakan Yardımcısı ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'den randevu alacağımı, raporu ona götüreceğimi ve neticeyi bekleyeceğimi söyledim.
"O zaman tamam hocam" dedi ve raporu verdi.
Ben de söylediklerimi aynen yerine getirdim. Sayın Bakandan randevu aldım, raporu onunla paylaştım. "Siz gereğini yapana kadar ben hiçbir şey yazmayacağım" dedim.
Bakan Şahin de, "Bu işin üzerine sonuna kadar gideceğini" söyledi. Ne zamana kadar...
Şöyle bir baktım, bunun zamanı yok. Yani ne bir haber geliyor, ne de olayın üstüne gidiliyor.
Hatta, 1 ay önce, Meclis Şike Araştırma Komisyonu'na davet edildiğimde, komisyon başkanı, "Hocam şikenin belgesi olur mu?" dedi. Ben de cebimden, Söylemezoğlu'nun "Şike raporu"nu çıkarttım ve, "İşte size belge" dedim.
İspat ederim
Milletvekilleri bu raporu ısrarla istediler. Ben de onlara, "Kusura bakmayın bu raporu size veremeyeceğim. Bunun fotokopisi şu anda Sayın Bakan Mehmet Ali Şahin'in elinde" dedim. Ama ilave de ettim, "Sonuçta fazla bir şey çıkacağını sanmıyorum."
Burada bir ayrıntı var. Hakemin, "Bu maçta şike var" demesiyle şike kabul edilmez diyebilirsiniz. Ama Söylemezoğlu diyor ki, "Ben bunu ispat ederim."
Evet beyler.. Türkiye işte böyle bir ülke. Adam gibi bir futbolcu çıkıyor, "400 bin Euro"yu elinin tersiyle itiyor.
Adam gibi bir basketbol hakemi çıkıyor, "Bana ne" diyebileceği, "Benim başım belaya girer" diyebileceği bir olayın üstüne gidiyor. Ama dedim ya, burası Türkiye.. Yarın bir gün o adam gibi futbolcu A.Sebat kalecisi Hakan da suçlu hale gelir. Hakem Söylemezoğlu'nun defterini de federasyon dürer.
Antrenöre 2 ay ceza verildi
HAKEM Fatih Söylemezoğlu'nun raporundan sonra Basketbol Federasyonu, Mersin Büyükşehir Beledisiyesi'ni değil, koç Rebah Sıdal'ı ceza kuruluna sevk etti. Ceza Kurulu, Sıdal'a "Takımını rakibe karşı isteksiz oynaktaktan dolayı" 2 ay hak mahrumiyeti cezası verdi. Sıdal bu cezaya itiraz etti ve, "Ben kazanmak için herşeyi yaptım. Ceza haksız" dedi. Ancak Tahkim Kurulu, Söylemezoğlu'nun raporunu onayladı. Mersin, tek yenilgisini aldığı bu maçta Selçuk Üniversitesi'ne 99-79 yenildi. İki takım da final grubuna çıktı.
İsteyerek kaybettiler
23.01.2005 tarihinde Konya'da oynanan Konya Selçuk Üniversitesi Mersin Büyükşehir Belediyesi müsabakasının ilk periyodunda Mersin takımının güçlü kadrosuna rağmen sahada gerekli mücadeleyi yapmadığını hissettim. Devre arasında diğer hakem arkadaşım ve gözlemciye fikirlerini sorduğumda ikisi de benimle hemfikir olduklarını Mersin Büyükşehir Belediyesi takımının bilerek ve isteyerek oynamadığını söylediler.
3. periyot başladıktan sonra Mersin Büyükşehir Belediyesi takımı bu durumu abartarak hiç müdahale etmeden, teknik kadrosu oyuna ve takımına hiç müdahale etmeden, son iki periyot mola dahi kullanmadan, hatta iyi oynayan Amerikalı oyuncusu başta olmak üzere diğer iyi oynayan oyuncularını da çıkartarak çok açık ve net olarak müsabakayı bilerek ve isteyerek kaybetmiştir.