Savaş gibi

DÜN İnönü Stadı'nda sanki Irak Savaşı vardı. Füzeler hep pazar yerine düşecek değil ya. Bazen statlara da düşebiliyor. Üç ölü, beş yaralı.

Kırmızı, sarı, ne ararsan vardı... Şu bir gerçek; her ne kadar İngiltere milli maçı takımımıza yaramasa da, o maçın arası Beşiktaş'a yaramış. Futbolcular kendilerine gelmiş, yine eski Beşiktaş haline dönmüşler.

Denizlispor, Türkiye Ligi'nde özellikle fizik olarak üst düzeye yakın bir takım. Ve özellikle üzerine fazla gidersen, arkadaki sağlam adamlarla iyi defans yapıp, etkili hücum eden bir ekip. Beşiktaş, Denizli'nin üzerine fazla gitmedi. Yani, forvetiyle rakip defansı teke tek mücadeleye sokmadı. Üzerine çekti, her zaman olmayan araya atılan toplarla hücum edince neticeye kolay gitti.

Özellikle şunu söyleyelim; Zago'nun attığı gol, kesinlikle ofsayt değil. Tayfur topa vurduğunda, Zago'nun durumu en kötü topla eşit, hatta gerisinde. Top kaleciden de gelse, direkten de gelse Tayfur'un topa vurduğu anda eğer Zago ofsayt değilse, pozisyon da ofsayt olmaz. Ali Aydın'ın verdiği penaltı da doğru. Ama futbolda genel bir kural vardır. ‘‘Penaltı yapılan oyuncunun o vuruşu yapmaması doğrudur’’ denir. Dün gece de öyle oldu.

Tepeden tırnağa futbolcu

Nouma,
sahada kaldığı müddetçe faydalı işler yaptı. Ama Lucescu, gücü bittiği yerde onu dışarı aldı. İlhan'ı da alabilirdi. İlhan, Nouma'ya göre o anda daha diriydi. İyi oynamıyordu, tamam. Ama, milli maçta da iyi oynayamayan bu oyuncuyu Lucescu eğer yorulan Nouma'nın yerine oyundan alsaydı, oyuncusunu psikolojik olarak daha fazla dağıtırdı. Dün geceki maçta Denizlispor'un 90 dakika tek pozisyonu yok. Beşiktaş, nasıl oynamak istiyorsa, öyle oynadı. Rakibine ne yaptırmak istiyorsa onu yaptırdı.

Şimdi şurada bir duralım bakalım... Bu Sergen, tepeden tırnağa futbolcu, tamam. Kilolu, o da tamam. Kumar oynuyormuş, onun sorunu. Ama Sergen, dünyada yetişen nadir oyunculardan biri. Bazen düşünüyorum, bu Sergen'in başına birini vereceksin, onu takip etmeyecek. Yalnız onun görevi bu Sergen'i her gün 15 dakikada dövecek. Onu kendine getirecek, sonra antrenmana çıkaracak. Bu söylediğimiz olay, tabii ki, mecazi anlamda ama herhalde Sergen için en son ve önemli çareydi. Ama geç kalınmış bir çare. Çünkü Sergen'in artık dayağa da tahammülü kalmamıştır. Çünkü yaptığı işler olağanüstü, oyuna etkisi süper. Onun için de insan sinirleniyor ve böyle yazılar yazıyor.

Pascal'ı kazanacaksın

Ali Tandoğan
'ın İbrahim'le ne sorunu vardı, bilmiyorum. Çünkü hiçbir profesyonel futbolcu, rakibinin elmacık kemiğini kıracak bu hareketi yapmazdı. Pancu yoktu. Yokluğu hissedildi. İlhan Mansız, 5-6 haftadır kötü oynuyor. Böyle bir oyuncuyu öyle bir şekilde kazanmak lazım ki... İşte, teknik direktörlük inceliği burada yatıyor. Bazen iyi oynadığı zaman oyundan alacaksın, bazen kötü oynadığı zaman devam ettireceksin. Beşiktaş'ın ileri ucunda oynayan İlhan, Ahmet Dursun ve Nouma üç ayrı yapıda kabul ediliyor. Hiçbirini diğeri ile mukayese edemezsiniz. İlhan, Ahmet'in yaptığını yapamaz, Ahmet de Nouma'nın. Ama Beşiktaş şampiyon olmak istiyorsa, özellikle Nouma'dan asgari faydalanması gerekir. Çünkü onun yaptıkları ve onun hava hakimiyeti diğer iki oyuncuda yok.

Ali Aydın, iyi maç yönetti. Yalnız şunu söylemeden edemeyeceğim. Şampiyonluğa giden takımlar, rakiplerinden çok mücadele ediyor, çok diriler diye şikayet ediyorlar. Böyle saçma bir savunma dünyanın hiçbir yerinde olamaz. Ne var yani, bıraksınlar, sana kalelerini mi açsınlar.
Yazarın Tüm Yazıları