Paylaş
Yine hakem, yine hakem. Dün gece çok net bir şekilde Bülent Yıldırım Beşiktaş’ın galibiyetini elinden aldı. Yani emeğe haksızlık etti.
Burak pozisyona giriyor, rakip oyuncudan en ufak bir müdahale yok. Çok zaman olduğu gibi, kendi sol ayağını alçıya alıyor ve yere bırakıyor. Bırakın penaltıyı çalmayı, Burak’a sarı kart gerekir. Peki, bu pozisyon olurken hakemin yeri nerede? Pozisyona 7-8 metre mesafede. Hem de olayı kesitten görüyor. Eliyle de devam işareti yapıyor. Pozisyonun penaltı olmadığına inanıyor, doğru bir şekilde. Ama kendisi yedi metredeyken, 47 metre uzaklıktaki yardımcı hakemin ikazıyla kararını değiştiriyor. Penaltı veriyor.
“Bülent Yıldırım, o zaman sen düdüğünü ver yardımcıya, bayrağı da sen al geç kenara.” Madem Burak’ı indiriyorlar, bariz gol şansından dolayı kırmızı kartın nerede? Yardımcıya sorsaydın ondan da yardım isteseydin... Dün gece Bülent Yıldırım’ın şansı vardı. Pozisyon maçın sonunda oldu, maç çabuk bitti. Zaten bu pozisyondan sonra toz şeker gibi oldu. Pardon, pudra şekeri gibi oldu...
Helal olsun Fernandes’e
Maçta heyecan yüksek, tansiyon yüksek, gol pozisyonu adedi yüksek, kaçırılan pozisyonlar yüksek, atılan gol oranı da yüksek, ama futbol alçak. Hakem fiyasko... Hakem 2 nolu yardımcıyla beraber fiyasko. Helal olsun Fernandes’e. Gece geziyor diyorlar, içki içiyor diyorlar, sabaha kadar uyumuyor diyorlar. Adam sahada bu futbolu oynarsa hiçbir şey diyemezsin. 24 saatin 18 saati uyusan kendine baksan, fazla bir şey oynamasan daha mı makbul olacaksın?
Beşiktaş, bu zihniyetle devam ederse ve destek alabilirse Türkiye’deki çok yöneticiye ders verir. Çünkü Türkiye’de zaten futbol oynanmıyor, biraz koşan kazanıyor. Biraz da ahlaklı mücadele edersen başarılı oluyorsun.
Paylaş