BU tip maçlar, bu tip sonuçlar her zaman olmaz. Arada sırada olur. Galatasaray’ın oynadığı Bordeaux rövanş maçı, normal bir maç değil.
Sebebine gelince, teknik direktör değiştiriyorsunuz, kulübün içindeki dengeler bozuluyor. Bazıları başka kelleler istiyorlar, eski kaptanınızı güvenip teknik direktör olarak getiriyorsunuz. En iyi oyuncunuz Servet sakatlanıyor. Maç başlıyor bu sefer, Mehmet Topal gidiyor. Yani, her şey karmakarışık.
Meira ve kaleciden inanılmaz hatalar
Maç başlıyor, daha birinci dakika dolmadan golü yiyorsunuz. Yani, dakika bir, gol bir prensibi bile değil. Maç 3-3 bitse ve bu Galatasaray elense görüntü çok kötü olurdu.
Düşünün, İstanbul’da evinizde 3 gol atıyorsunuz ve 3 gol yiyip elenmiş olacaksınız. Ve, yediğiniz 3 golün birinci ve üçüncüsü inanılmaz hatalardan. Biri Meira’dan biri kaleciden.
Bu tur geçildi. Ama şunu kesinlikle söyleyebilirim; Skibbe devam etseydi bu tur geçilmezdi. Şartlar değiştiği için futbolcu silkinmiş, Galatasaray belki iyi futbol oynamadı ama maça ve tura asıldı.
Teknik direktör değişiklileri kısa dönemde iyi neticeler verir. Ama 3-5 maç geçtikten sonra esas gerçeği görürsünüz. Doğru mu oldu, yanlış mı oldu diye.
Acımadan olayların üstüne gidilsin
Yalnız Galatasaray’ın böyle bir travmaya ihtiyacı vardı. Sarı kırmızılılar, Bordeaux’ya elenselerdi onları kimse fazla suçlayamazdı. Çünkü, "zaten ortalık karışıktı" derlerdi. Şimde öyle olmayacak. Bu ateşlenmeyle daha iyi günlere girilebilir. Yeter ki, radikal kararlar alınabilsin. Gerçekler görünsün, yanlış adreslere gidilmesin. Ve acımadan, kıyak yapılmadan olayların üstüne gidilsin.