PORTEKİZ-İngiltere rüya maçından sonra dün gece bir kabus karşılaşması oynandı. 10 dakikada aut atan, 15 dakikada faul atan Yunanistan, ‘Bu turnuva nereden çıktı, bu angaryaya bizi kim getirdi?’ diyen bir Fransa ve iğrenç bir maç.
Yunanistan’ın gücü belli. Defansa kapanacaklar, yavaş çekilmiş film gibi oynayacaklar. Bir pozisyon bulup gol yaparlarsa, turu geçecekler. Bu Yunanistan veya Fransa, Çekler’in eline geçse iki takımı da maymun yapar. Ama futbol bu. Bakıyorsun, maçlar denk geliyor, İngiltere eleniyor ve Yunanistan devam ediyor.
Topu alan Zidane’e atıyor
Portekiz-İngiltere maçını üst üste 20 gün pehlivan tefrikası gibi yazabilirsin, kimse sıkılmaz. Bu maçta Allah için yazacak üç cümle yok. Bakın hala daha o mücadeleden bahsediyoruz. Yunanistan bizim iyi zamanımızın kötü haliydi. Fransa Milli Takımı diye bir şey kalmamış. Topu alan Zidane’a atıyor. O ne yaparsa, o kadar. Onun da gücü bir yere kadar yetiyor.
Tabii buradaki önemli nokta şu, Fransa Ligi’nden ve Alman Ligi’nden böyle milli takımlar çıkmasının sorumluluğu kesin olarak teknik direktörlerdir. Fransa’nın elinde Henry diye bir ‘İngiltere Gol Kralı’ var. O ligde gol kralı olmak kolay değil. Ama dün gece Henry’e bakıyorsun nereye gideceği, ne yapacağı belli değil. Bunun sorumlusu, Henry’den faydalanamayan, oynatamayan kim; tabii ki Jacques Santini.
Frisk de yardım etti
Zaten ağır geçen maçta hakem Frisk de temiz avantaj kurallarını uygulamayarak, devamlı düdük çalarak Yunanistan’a yardım etti. Maç biraz çabuk oynansa Fransa’nın lehine dönebilirdi. Yunanistan’da maçın golünün asistini yapan Zagorakis etkili oyuncu.
Portekizliler, Almanya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın elenmesine sevindi. Ama bu üç ülkenin takımı elenince ve seyircileri ülkelerine dönünce Portekiz boş kaldı. Çünkü para bırakan bu üç takımın seyircisiydi. Allah’tan maç uzatmaya gitmedi. Kabus belki 15 dakika, belki yarım saat daha sürecekti.