Paylaş
Bu tablo tam olarak temizlenir mi? Hayır. Ama, yıllarca uyuyan Meclisimiz bir yasa çıkarırsa büyük oranda engellenir. Ama, yine yıllarca bizim çok demokrat olan onlarca parti tüzüğüne baktığınızda spora ne kadar yer verildiğini, bunun için de futbola kaç satır ayrıldığını görürsünüz. Ama, siyasetçilerimiz ortaya çıkınca mangalda kül bırakmıyorlar. Çünkü, bizim siyasi partilerimizin bir spor kültürü yok. Bu konuda bir çizgileri yok, hedefleri yok. Hapis cezasının olmadığı yerde, Türkiye’deki şikenin önüne geçemezsiniz. Hatta bu işe girenler daha sonradan ay yıldızlı formayı da giyerler. Niye hatırlanmadıklarını bile söylerler. Gökdeniz Karadeniz’de olduğu gibi.
Yalnız, özellikle Milliyet’te çıkan bu haberlerde çok sevindirici bir olay var. Doğrudur, yanlıştır, girmişlerdir, girmemişlerdir. Futbolcuların adları geçiyor. Kulüp başkanlarının adları geçiyor. Antrenörlerin ve kulüplerin adları geçiyor. Ama, dikkat ettiniz mi bir tane hakem adı yok. Onun için de, “Son iki yıldır hakemler yönünden Türkiye Ligleri temiz ve dürüst oynanıyor” diyordum. Hala da diyorum.
Doğru yapılınca
Bu beni çok memnun etti. Hakemlerin kalitesi mi? Tartışılır. Hakem hataları mı? Kesinlikle var. Ama, geçtiğimiz yıllarda hakem camiasında olan diz boyu ahlaksızlık (Bu cümleye futbolculuk dönemlerim de dahildir. Bırakın hakemlik dönemlerimi) son birkaç yılda gözükmüyor. Demek ki bazı şeyler doğru yapılmış!..
NOT: Eğer bahiste para kazanacaksan önce kaleciye, sonra santrhafa, sonra da forvetlere oynayacaksın. Ama, en garanti oynayacağın yer hakem ve yardımcılarıdır. Çünkü orada eğer iyi ata oynarsan, kaybetme oranın sıfıra iner. Düdük çalınca iş bitiyor. Ama son yıllarda yalnız düdükler değil bayraklar düdüklerden daha fazla önem kazanmaya başladı. Hatta, bazen düdüklerin üzerine fazla gittik ama bayrakları ihmal ettik. Onun için de diyorum ki o bayraklar sakın mide bulandırmasınlar, kafa karıştırmasınlar. Kimseyi de aptal yerine koymasınlar.
Sigara tiryakilerine Hıncal penisilini
İSPANYA Sağlık Bakanı’nın 16 Aralık’ta Dünya Sağlık Örgütü’nün Cenevre ofisine bir açıklaması oluyor. Diyor ki, “İspanya’da kapalı yerlerde sigara içilmesinin ne kadar hatalı olduğunu gördük. Ocak ayı içinde de tam dumansız hava sahası uygulamasına geçeceğiz.” Yani o Hıncal Uluç’un dediği gibi İspanya’daki olay, mükemmel şekilde yürümemiş ki, değiştirdiler. Neymiş efendim Hıncal Uluç’u, Güneri Civaoğlu ve Mehmet Yakup Yılmaz’ı sigara firmaları Madrid’e götürmemiş. Kim götürmüş peki onları? Sigara yasağı ile büyük iş kaybına uğrayan restaurant, gece kulüpleri ve kafelerin üye oldukları dernek. Bunlar olacak, normal. Yıllar önce uçaklarda, otobüslerde içiliyordu sigara. Yasaklayınca ne kavgalar çıktı. Şimdi de çıkması doğal.
Benim garibime giden şu. Hıncal Uluç gibi Güneri Civaoğlu gibi, Mehmet Yakup Yılmaz gibi yazılarıyla, konuşmalarıyla toplumu yönlendiren insanların sanki sigara çok faydalıymış gibi hareket etmeleri. Hoş bu konuda Güneri Civaoğlu ve Mehmet Yakup Yılmaz’dan net tavır görmedim ama Hıncal Uluç işi o hale getirdi.
Saygısızlık yapıyorlar
Bana salladığı yazısında neredeyse, “Sigara o kadar faydalı ki her gün çoluk çocuk ekmek arası yapsın, bir kaç tane götürsün” diyecek. Biz sigara paketlerinin üzerinde, bizden daha geri olan ülkelerdeki uygulamayı bile henüz yapamadık. Tayland’daki satılan sigaraların paketlerinin resimlerini görüyorsunuz.
Ey Hıncal Uluç, Türkiye’de sigara içen 50 yaşındaki üç kişiden, ikisi ölecek. Örnek de burada. Sigara içmeyi nasıl savunursun, onu anlayamıyorum. Yıllardır sigara içenler, içmeyenlere saygısızca davrandılar. Ben kapalı yerlerde sigara içmediğim halde perişan oldum. İçmiş kadar oldum. O kadar seviyorlarsa çıksınlar bulundukları yerden dışarıya, oralarda içsinler. Onları tutan mı var? Neymiş grip olacaklarmış. Onu da ben düşünmeyeyim Hıncal. İstersen al eline bir iğne. Kalçadan millete, “Hıncal penisilini” yaparsın. Tabi ki vaktin ve gücün varsa.
Tahkim Kurulu artık son nokta değil
BASKETBOL Federasyonu’nun Tahkim Kurulu, Cemal Nalga skandalı sonrası Galatasaray Cafe Crown’a verilen cezaların bir kısmını kaldırdı. Zaten kaldırmaya da mecburlardı. Peki idealini mi yaptılar? Bence hayır. Mesela, takımın formalarının emanet edildiği malzemeciye hiç ceza verilmedi. Tahkim Kurulu ya ona da ceza isteseydi. Peki, Yardımcı Antrenör Cengiz Karadağ ve Teknik Danışman Koray Mincinozlu’nun cezalarında niye indirime gidilmedi? Tahkim Kurulu neden daha net karar alamadı?
Sebebi basit. Eğer bu Tahkim Kurulu net karar alsaydı, Türkiye Basketbol Federasyonu istifa ederdi. O zaman ne olurdu? Bu tarihte istifa edilirse, ağustos ayının sonunda başlayacak ve evsahipliğini yapacağımız Dünya Basketbol Şampiyonası tehlikeye girerdi. Dışarıya karşı prestij kaybederdik. Öyle bir Basketbol Federasyonumuz varki özel maçı sınırlamamış. Almanya’da maç oynanırsa ne olur, Türkiye’de oynanırsa ne olur belirtmemiş. Özel maçlarda hakemler ne iş yapar, ne yer, ne içer yazılmamış. Yani, Türkiye Basketbol Federasyonu belki Türkiye’deki en kötü federasyon durumunda yürüyüp gitmiş.
Düzenlemeye gidilecek
Peki, sonunda ne olacak? Bu tarz olaylardan sonra Anayasa Mahkemesi geçenlerde bir karar aldı. Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’ne bağlı Tahkim kurullarının kararlarının kesin olmadığı hükmüne vardı. Yani, bundan sonra Tahkim kurullarının vereceği kararlar bağlayıcı olmayacak. Ne olacak? Yargı yoluna gidilecek. Peki, Anayasa Mahkemesi’nin net verdiği bu karar futboldaki Tahkim Kurulu’nu etkilemez mi? Köküne kadar etkiler ve etkileyecek. O zaman Futbol Federasyonu bu konuda ne yapacak? Mutlaka bir düzenlemeye gidecek. Anayasa Mahkemesi bu kararı alırken, altına da bir dip not düşüyor, “Bu karar, ilanından ancak bir yıl sonra uygulamaya girer” diye. Yaz-boz tahtası olmasın istemiş Anayasa Mahkemesi. Haklı da. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı çok önemli ve şunu gösteriyor. Tahkim artık son nokta değil, virgül oldu.
Paylaş