Lig için bu kadro iyi. Giren çıkan fazla fark etmiyor. Ama Avrupa’ya çıkınca fark meydanda. Herkes grupta Manchester iyi takım, mağlubiyet normal diyor. Bakın bu F.Bahçe’ye Lyon gelecek, Kadıköy’de neler yapacak.
F.BAHÇE gene iyi değil. Kazanıyor. Tamamen şahsi becerilerle. Türkiye Ligi için kadrosu iyi. Giren çıkan fazla fark etmiyor. Ama Avrupa’ya çıkınca fark meydanda. Herkes grupta Manchester iyi takım mağlubiyet normal diyor. Bakın bu F.Bahçe’ye Lyon gelecek, Kadıköy’de neler yapacak. Lyon için diyebilirim ki, Manchester’den daha ters takım.
F.Bahçe’de ikili üçlü ve kenar bindirmeler yok. İkinci yarı Mehmet Yozgatlı’nın girmesi ve sağ kenar çizgiyi en son limite kadar kullanması, oyunu aşması ve iyi ortalar yapması Denizli defansını zorladı. Nitekim ilk gol böyle bir pozisyondan geldi. Ama aynı üretkenliği sol kenarda yapamıyorlar. Çünkü orada Ümit tek başına kalıyor.
Tuncay’ı anlamak!
Şimdi gelelim Tuncay’a. Kabiliyetli bir oyuncu. Hırsı ve enerjisi var. Ama anlamak mümkün değil. En az 15 kere, 50-60 metre kafasını önüne eğip top sürüyor, arkadaşlarını da görmüyor. Sonra o topu kaptırıp, takımı aleyhine hücüm başlatıyor. Bütün gücünü oralarda bitiriyor. Senin lazım olacağın yer, ceza sahanın içi. Oraya gelince bitiyor. Önünde arkadaşı var, o hala topla sürme peşinde. Bir de sarı kart alıyor. Tam amatörce.
82. dakikada Alex, Tuncay’a öğle bir top attı ki, topun nereden ve nasıl gleceğini düşünürken, o pozisyonu kaybetti. Futbol oyunu topsuz koşmak, topla az oynamak, kendisini kaybettirme sanatıdır. Tabii en önemlisi öldürücü yerde sahneye çıkmak. Tuncay gitikçe kalitesini artıracakken, daha kötü işler yapıyor.
En iyisi Marco’ydu
Nobre’ye yan top gelince o zaten sahnede. Rakip defansın hep ölü noktasında ama F.Bahçe’de onu anlayacak, ona istediği topu zamanında atacak oyuncu yok gibi.
Türkiye’de artık seyirci futbolu öğrenmeye yavaş yavaş başladı. Artislik yapanı, topla fazla oynayanı değil de, gereğini yapanı alkışlıyor. Dün geceki bunun en güzel örneği Marco’ydu. Bence 22 oyuncunun en iyi görev yapan adamıydı. Basit ve doğru işler yaptı.
Denizlispor oyunun genelinde defanstan toplara uzun uzun, dan dun vurarak çıkmadı. Ayağa oynayarak çıktı. Bu tarz oyun F.Bahçe’nin sinirini bozdu. Onlarda Timuçin’in yokluğunda hücum alanında fazla etkili olamdı. Ersen Martin istediği topları alamadı. Sinirlendi, tek kaldı.
Denizli bu durumda olmalarına ve de 1-0 mağlup olmasına rağmen, pozisyon yakaladı. Ayrıca Kadıköy’de F.Bahçe’nin üzerine çabuk giden her takım golü bulur.
Mustafa Çulcu iyi maç idare etti. İki de bir yere düşenlere prim vermedi. İyi hakem oldu ama süresi de doldu. Zaten Türkiye’de diğerlerine göre futbolu en iyi bilen de yorumlayan da o.
Sayın Vali yazısının sonunda G.Saray maçında yakılan meşalelerin akibetini sormuştum. Ankara Emniyeti’nden yanıt geldi. Görüntülerle belirlenen 26 kişi gözaltına alınırken, ifadeleri de alınmış. Haklarındaki kararı il disiplin kurulu verecekmiş. Bilgilerinize...
Demek ki, Türkiye’de bazı şeyler olmaya başladı. Tebrikler...