NE bir tempo var, ne bir heyecan, ne gol pozisyonları, ne güzel hareketler, ne de futbol... Böyle bir maçı yorumlamanın ne kadar kötü, ne kadar zor olduğunu kabul edersiniz herhalde.
Türkiye’deki rakipleri, Fenerbahçe’nin kadro yapısından, isminden artık çekinmiyorlar. Diğer takımlar için Fenerbahçe, Türkiye’de çok kolay bir takım. Çünkü o Fenerbahçeli futbolcular, yerli ligde mücadele etmiyorlar. Yarın bir gün Avrupa’da taca çıkarlarsa, Türkiye’deki farkı kapatabilirler mi? Bence hayır. Özellikle şunu belirtmekte fayda var. Fenerbahçeli futbolcular topa, tekmeye, baskıya karşı koyamıyorlar. En ufak bir tepkide pozisyonu kabul ediyorlar.
Kezman ileride tek başına. Sonunda o da isyan ediyor. Hiç pozisyon yokken atılıyor. Kezman, kaleci Bülent’e basmadan üzerinden atlayabilir mi? Evet. O zaman niye basıyorsun? Bu, şunu gösteriyor. Fizik olarak ve beyin olarak hazır değilsin. Veya senin yerine birini alacaklar ve yabancı kontenjanını senden boşaltacaklar. Bunu duydun, ondan sinirlisin ve tepki koyuyorsun.
Bileti kesmek için erken
Manisaspor ne yaptı? Çok mu pres yaptı? Hayır. Çok mu mücadele etti? O da hayır. Kendi futbolunu oynadı, o kadar. Yarı alanında oyunu biraz daralttı. Ne de olsa Fenerbahçe üzerine gelene kadar mevsimler geçiyor.
Sarı lacivertlilerin attığı gole bir bakın. Tamamen tesadüf. Peki, 90 dakika Fenerbahçe’nin hak edilmiş, hazırlanmış kaç tane tehlikeli hücumu var? Yok. Sahadaki futbol mantığına kim daha yakın oynuyor? Manisaspor. Yani sonuç çok normal ve doğal. Peki bütün bunları çözecek insan kim? Zico.
"Fenerbahçe Avrupa’da başarılı" diyorlar. Tamam. Orada buradan daha iyi oynuyor. Ama bileti kesmek için çok erken. Yarın gruptan Fenerbahçe çıkamazsa ne olacak? Onun için Türkiye’de şampiyon olamazsan, Şampiyonlar Ligi’ne gidemezsin. Fenerbahçe şu andaki görüntüsüyle bu sonuca en yakın takım.
Giray Bulak’ın takımı kendi mücadelesini yaptı. Hafif önlem aldı. Rakip de zaten bir şey yapmayınca, berabere kaldı. Aslında bu Fenerbahçe’yi yenemeyen takımı falakaya yatırıp dövmek lazım.