F.Bahçe'yi böyle tuzağa düşürdü

Çıkış noktası kalmayan Aziz Yıldırım, mecburen “evet” dedi. Ve Daum 30 Haziran 2009’da 3 yıllık sözleşmeye imza attı.

TAKRİBEN 1,5 yıl önce, bir Maraton programında “Aziz Yıldırım’ın F.Bahçe’deki futbol misyonu bitmiştir” dediğimde çok kimseye tuhaf geldim. Ama ben o cümleyi tesadüfen söylemedim.
/images/100/0x0/55ea53e8f018fbb8f878b5f1
Türkiye’de 7 yıldızlı, 5 yıldızlı oteller var. İnşaatlar çok güzel yapılmış. Sorun bitiyor mu? Hayır. Çünkü bunları çalıştıran insanların da 7 yıldız, 5 yıldız kapasitede olması lazım. 7 yıldızlık otelde, 2 yıldızlık, 3 yıldızlık insanlar hükmetmeye kalkarlarsa sonuç kötü olur. Müşteriyi tatmin edemezsiniz.

Aziz Yıldırım ve ekibinin F.Bahçe’ye tesis açısından yaptıkları güzel şeyler var. Ben onların yerinde olsam, kongreye bir dilekçe verir, F.Bahçe Kulübü’nü; F.Bahçe Spor İşleri ve F.Bahçe İnşaat Müteahhitlik adı altında idari olarak ikiye ayırırım.
Bu ekip inşaat ve müteahhitlik işlerini yaparlarsa çok başarılı olurlar, oldular da. Ama futbol işinde hala son derece kötü gidiyorlar. Artık kötü gitmek de bir yana geri vitesteler. Onlar ileri gittiklerini zannediyorlar ama yanlarında gidenler onları aldatıyorlar.

Nasıl hazmediyorlar

Franz Beckenbauer geçen hafta F.Bahçelilerin tepkisini çeken bir açıklamada bulundu. Dedi ki; “Löw 2. tura çıkaramasa da Alman Milli Takımı’nın başında kalacaktır. Türkiye’ye gidip F.Bahçe sirkinde mi görev alacak?” Beckenbauer’in bu sözleri yenilir yutulur gibi değil. F.Bahçe’nin imajının yerle bir olduğu nokta. Yani bundan daha kötüsü olamaz. F.Bahçe’yi dünyada bundan daha kötü bir noktaya getiremezsiniz.

Daum kendi konusunda son derece haklı. F.Bahçeli yöneticiler, geçen yıl Daum’u almak için gittiklerinde, Alman hocanın Köln Kulübü ile 1 yıllık mukavelesi daha vardı. Ve orada yıllık 2.2 milyon Euro alıyordu. F.Bahçe Kulübü, Daum’a 3.3 milyon Euro teklif etti. Daum, 3.3 milyon Euro için 2.2 milyon Euro aldığı Köln’den niye ayrılsın? En az iki ya da üç yıllık mukavele yapacaksın ki adam sana gelsin.

Peki Aziz Yıldırım ve ekibi ne yaptılar? Son ana kadar sağa sola antrenör bulmaya saldırdılar. Her zamanki gibi geç kaldılar ve kovdukları Daum’a mahkum oldular.

Kale kapısı gibi

F.Bahçe Kulübü’nün Daum’a hazırlayıp da imzalatmaya kalktığı ilk mukavele 1 yıllıktı. Daum bunu görünce, “Bu şartlarda gelip, antrenmana çıkmam” dedi. Ve ekledi: “Bunu 3 yıllık yapacaksınız.”

Çıkış noktası kalmayan Aziz Yıldırım da mecburen “evet” dedi. Ve sonunda bu günlere gelindi. Yani F.Bahçe imajının marka değerinin perişan olduğu yerlere. Ben bir Türk vatandaşı olarak Beckenbauer’in söylediklerini hazmedemiyorum, içime sindiremiyorum. Herhalde F.Bahçe yönetimi sindiriyor ki, bu konuda hala çıt yok.

Bir araştırma yaptım; Daum’un İsviçreli avukatı müthiş biriymiş, “Adamı ipten alır” diyorlar. Ve Daum’un mukavelesi için de “Kapı gibi filan değil. Kale kapısı, hazine kapısı gibi sağlam” diyorlar.

Sütten ağzı yandı

Peki Daum niye kendi inandığı bir hastaneye gidip de tahlil yaptırdı? Bu konuda Daum’un Almanya’da belki de başına bir şeyler gelmiştir. Belki de orada kendi memleketinde bile idrar tüplerini değiştirmiş olabilirler.

Bazı şeyler şeytanın aklına gelmez ama insanoğlu yaşadıkça tecrübeleniyor. Onun için de sütten ağzı yanınca, yoğurdu üfleyerek yiyordur. Bu da Daum’un en tabii hakkıdır. Ben de olsam belki öyle yapardım. Güven meselesi. Çünkü FIFA’da ve UEFA’da en fazla dosyası olan ülke biziz. Bizi bu hale düşürenler de anlı şanlı kulüp yöneticilerimiz.

Köln’den son anda ayrıldı

Daum, Türkiye’ye zaten son anda geldi. Köln’den de son anda ayrıldı. Çünkü Almanya’da 6 ayda bir o şehrin belediyesine çıkış kağıdı vermezsen 6 ayda oradan çıkamazsın. Daum, Köln’deki görevlilere 30 Haziran’da ayrılış kağıdını verdi. Zaten bunun için de Köln takımı ona inanılmaz derecede bozuldu. Bütün bunları yapan adam bir sene için F.Bahçe’ye niye gelsin?

Hakemler Acun’un takımına yenilirse

SIKI durun; size bir halı saha maçından bahsedeceğim. Takımlardan birinin kaptanlığını Acun Ilıcalı yapıyor. Ekibinde de abisi ve arkadaşları gibi tamamen amatör oyuncular var. Yani keyif için oynuyorlar. Rakibi kim biliyor musunuz? Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus, Süleyman Abay, Bahattin Duran, Alparslan Dedeş, Tarık Ongun ve Oktay Biçer’den oluşan hakemler.
Habertürk Gazetesi’nde “Dünya Kupası’nda Afrika’da niye Türk hakemi yok?” diye tartışma başlatılıp, futbol adamlarına sorular yöneltilmiş. Ama işin aslı yukarıdaki maç. Bir saat halı sahada oynanan, hakemliğini de Sinan Engin’in yaptığı maç kaç kaç bitmiş biliyor musunuz? Acun’un takımı, hakemlerin takımını 7-3 yenmiş!
Bu şunu gösteriyor. Hakemler açısından rezaletin son perdesi. Futbolu bilseler ve biraz kabiliyetli olsalar, yalnız aralarında toplansalar Acun’ları yenerler. Hadi bunu yapamadın, sen Turkcell Süper Ligi’nde maçlar idare ediyorsun. Futbolu da bilmeseniz, tamamen fiziğe dayalı koşsanız Acun’ları gene parçalarsınız. Ama sizde ikisi de olmadığı için Acun’lara parçalanmışsınız. İşte Türkiye’de hakemler niye zorlanıyor, futbolcuların karşısında zavallı duruma düşüyorlar? Yukarıdaki maç işin aynasıdır.
Yazarın Tüm Yazıları