Paylaş
Öyle bir maç ki, hop oturup hop kalktık. Öyle bir maç ki, tadı damağımızda kaldı. Öyle bir maç ki, bitmesin istedik. Bu maçı seyredenlerin bir tanesi, bu cümlelerin birini kullansın, spor yazarlığını bırakırım. Seyirciye ayıp oluyor. Mersin İdman Yurdu’nun gücü belli. Hani derler ya, ‘Eti ne budu ne’... İyi güzel de, Fenerbahçe için ‘Eti ne, budu ne’ cümlesini kullanma şansımız var mı? Bence yok. Peki oynadığı futbol? Çok kötü... Bir tek artı var, maçın kazanılması...
Pozisyon tartışalım. Hangi pozisyon? Taktik tartışalım. Hangi taktik? Bir tek, teknik direktörler, hakemlerle uzatma dakikalarını tartışıyor Türkiye’de... ‘Neden 5 dakika koymadın, neden 1 dakika uzattın’ diye... 90 dakika oynuyorsunuz da, ne yapıyorsunuz be kardeşim... Ayıp oluyor.
ELEŞTİRMEMEK LAZIM!
HAKEMLERİ sorarsanız, evlere şenlik. İki tane pozisyon seyrettim bu yazıyı yazmadan... Biri Trabzon maçında Zokora’nın, biri Meireles’in... Bizim palamut gibi hakemlerimiz, ikisine de sarı verdiler. Yahu kardeşim, bunlara kırmızı vermeyeceksen, hangisine vereceksin? Futboldan nasibini almamış hakemler, maç yönetiyor. Futboldan nasibini almamış yöneticiler, kulüpleri ve futbol federasyonunu yönetiyor. Hakemler de, böyle kararlar verirse, fazla eleştirmemek lazım.
KUSURA BAKMAYIN...
SEVGİLİ okuyucular, futbol yazmak istiyorum. Bunları değil... Bu yazdıklarım, sütun dolduruyor. Ama futbolcuların 90 dakikayı doldurmak için koşuşturdukları ülkede, ben de böyle sütun doldururum. Kusura bakmayın... Öyle bir maç olması lazım ki, kıran kırana... Biri şampiyonluğa oynuyor, biri düşmemeye... Ama öyle bir maç ki, muhallebi gibi... Pirinç katıp, sütlaç bile yapamadım. Yazık aldatılan, parası alınan, pardon çalınan seyirciye... Maç bitti, M.United-Everton maçına döndüm. Bir futbol seyircisi olarak kendime geldim. ‘Helal olsun’ dedim. İngiltere’deki insanlar, aldatılmıyorlar, kandırılmıyorlar. Hiç olmazsa, gözlerimin pası silindi. İngiltere’deki maçları seyrettikten sonra, Türk seyircisinin parasının nasıl çalındığını daha iyi görüyorum.
Paylaş