8 yılda gelinen noktaya bir bakın. Sonunda borç 215 milyon dolar. 1996'dan 2004'e kadar gelen zaman diliminde sırayla 4 isim hatalıdır; 1-Faruk Süren, 2-Özhan Canaydın, 3-Mehmet Cansun ve 4-Fatih Terim.
G.SARAY, 20 Mart'ta yeni başkanını ve yönetimini seçecek. 100. yılında Avrupa kupalarına katılamama tehlikesiyle karşı karşıya kalan sarı kırmızılı takımın başarısızlığı kadar kulübün içinde bulunduğu borç batağı da yeni dönemde görev alacak yönetimin başını ağrıtacak.
İşte böyle önemli bir kongrenin arefesinde, camianın önde gelen isimlerinden, eski asbaşkan Adnan Polat'ın görüşlerine başvurduk. Kulübü borç batağına sürükleyen yönetimlere öfkeliydi Polat. Söze, ‘‘Bizden sonraki yönetimler, borç ödemek için G.Saray'a Sevr Anlaşması imzalattırdı’’ diye başladı. Bugüne kadar yapılan hataları sıralarken çözüm yollarını da gösteriyordu. İşte Polat'ın söyledikleri...
‘‘1992'de bu kulübü 20 milyon mark borçla aldık. 94'te sıfır borçlu duruma getirdik ve 2 yılda takımı tamamen yeniledik. 1996'da G.Saray'ın borcu yoktu. Bankada 6 milyon dolar parası vardı. Alt yapıdan gelen Bülent, Arif, Emre, Okan, Suat, Tugay ve Mert'in de içinde olduğu bir kadro vardı.
Maceraya gerek yok
8 yıl içinde gelinen yere bakın? Stat yapımında macera aramaya gerek yok. Güzel bir futbol stadyumu bir tek konser verilebilecek düzenin sağlanması, büyük otopark ve garaj yapılması yeterliydi. Başka teferruatlar fazla gelir getirmez. Hatta inanılmaz bir giderle karşılaşırsınız.
G.Saray futbol takımı, 60 milyon dolar değerindeki bir arazinin üzerinde antrenman yapma hakkı ve lüksüne sahip değildir. İşte Beşiktaş, işte F.Bahçe. Hepsi şehrin dışındaki tesislere gittiler.
Fenerbahçe 10 yıl yıkılmaz
F.Bahçe bu sene şampiyon olursa ki, puan durumu ve fikstür avantajları var. Şampiyonlar Ligi'nde oynarsa, alt yapısıyla, genç takımıyla ve özellikle stadıyla önümüzdeki 10 yılda F.Bahçe'yi kimse yıkamaz. Yalnız stattan alacakları maç geliri G.Saray'ın tüm gelirlerinden fazla olacak. Bir de G.Saray'ın gelirinin yüzde 40'ının dışarıya gideceğini düşünürsek, olay G.Saray açısından kötü olacak. Senin altında vasat bir araba var, rakibin altında Ferrari. Yani sonucu belli olan bir yarış. F.Bahçe yönetiminde piyasa içinde yetişmiş çok değerli iş adamları var. Bu görüntü G.Saray yönetiminde yok.
Azınlıkta kaldık
Alp Yalman, ahenkli giden yönetimimize önündeki kongreyi düşünerek, ‘‘kaybederim’’ korkusu ile muhalefetten Faruk Süren, Özhan Canaydın, Ateş Ünal Erzen gibi isimleri aldı.. Kemal Onar ile Şengün gittiler.
Biz içeride Mehmet Cansun ve Toni Cauki ile beraber azınlıkta kaldık. Faruk Süren içeriden çalışarak idareyi ele aldı. Yanında da Özhan Canaydın vardı. Sonra da Mehmet Cansun idareyi ele aldı. Hiçbirinin diğerine borç konusunda sallama hakkı yok. Hepsi işin içindeydiler. Hepsinin kuyu kazma ve alt oyma yöntemi aynıdır. Ama sonra dışarı çıktıklarında zemzem suyu ile yıkanmış gibi geziyorlar.
Mehmet Cansun'un başkanlık dönemi kısa sürdü. Takımı şampiyon yaptı ve seçimi Özhan Canaydın'a karşı kaybetti. Şu anda hırs yapması da ondan kaynaklanıyor.
Mali disiplini getirdi
Canaydın borçları arttırmasına rağmen mali disiplini getirdi. Bir yönetim kurulu kurdu, yanındakilere hiç iş yaptırmadı. Ufak tefek dağınık borçları ödeyerek G.Saray'ın imajını kurtardı. Devam ederse mali olarak iyi işler yapar. Ama camiayı ve taraftarı toparlaması imkansız.
1996'dan 2004'e kadar gelen zaman diliminde sırayla 4 isim hatalıdır. 1-Faruk Süren, 2-Özhan Canaydın, 3-Mehmet Cansun, 4-Fatih Terim. İlk üçü seçilmiş başkandır. Dördüncü isim Fatih Terim, tayin edilen kişidir. Türkiye'de hiçbir teknik adam, Fatih Terim kadar yetkili, tek başına ve rahat hareket etmedi. Onunla gelen başarılarda, şans faktörü de yanındaydı.
Fedakarlığa hazırım
Miras bitti, camia bitti, takım bitti. Sonunda borç 215 milyon dolar. Oyumu Mehmet Cansun'a vereceğim. En azından camiayı toparlar, birlik-beraberliği sağlar. Madem herkes ‘‘G.Saraylıyım, fedakarlık yaparım’’ diyor, o zaman bin 500 zengin, 100'er bin dolar versin, ben hemen 500 bin dolarla bu işe girmeye hazırım.
G.Saray niye başarılı?
1-Süren ve Terim, 4 sene yan yana oynamış yaş ortalaması 21 olan ve 3 kez Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden tecrübeli bir takım aldı
2-Neden repo yapıyorsun diye eleştirilen bir yönetim kurulu
3-Bu dönemlerde Ali Şen-Aziz Yıldırım ve Süleyman Seba-Serdar Bilgili kavgası