Paylaş
Fernandes kalite olarak iyi. İyi şeyler de yapmaya çalışıyor. Ama yanında onun kalitesine yakın adamlar yok. Bu tarz takımların önce iyi defans yapmaları lazım. Ama bir gol yiyorlar, fıkra gibi. Önce, hakem barajı 9.15’e açıyor. Sonra o baraj neredeyse 5 buçuk metreye geliyor. Beşiktaşlı oyuncular, böyle bir barajda serbest vuruşu kullanıyorlar. Zaten acemlikleri burada. O kısa mesafedeki barajı, hakeme açtıracaksın. Açtıramazsan eğer, dün akşamki gibi golü yersin... Neden? Baraj 5 buçuk metreye düştü. Siyah beyazlılar, baraja kendi futbolcularını da soktular. Serbest vuruşu en son kullanan Almeida, barajdaki arkadaşını önce futbol topuyla kalçasından vurdu. O geri dönen top, santraya geldi. Bu sefer Beşiktaşlı Uğur, futbol topuyla Fernandes’i vurdu. O top da tıpış tıpış gitti, Beşiktaş kalesine gol oldu.
Bu gol, Beşiktaş’ın yediği gol değil. Siyah beyazlıların kendi ayaklarına sıktığı kurşun gibi bir şey oldu. Rıza Çalımbay, teknik adamlık yolunda bayağı ilerleme kaydetti. Beşiktaş’ı iyi tanıyor, kilitlemekte zorlanmadı. Böyle de bir gol bulunca; 3 puanı kaptı, gitti.
Neyi feda ettiler?
Sahaya yabancı madde fırlatan bir Beşiktaşlı, yani takımını çok seven bir taraftar, Beşiktaş’ın sahasını kapattı. Bu Beşiktaşlı taraftarlar, takımlarını çok seviyorlar. Son 3-4 yıldır kombine alanlar, paralarının yarısını heba mı ettiler, feda mı ettiler, hibe mi ettiler? Bu sorunun cevabını onlar daha iyi bilirler.
Yalnız “feda” lafını Beşiktaş fazla uzatmaya başladı. Böyle giderse kendileri de feda olacaklar. 70. dakikadaki Sivasspor aleyhine kalkan ofsayt bayrağı, net biçimde yanlış. Hem de bariz gol şansı var. İbrahim Toraman’ın hem kendi ceza alanı içinde, hem de rakip ceza alanı içindeki iki penaltı pozisyonu da penaltı değil. Hakem iyi niyetli, kabiliyetli birisi. Ama ona tavsiyem; hakemin otoritesi kartlarla olmaz. O 9.15’leri tam açacaksın. Zaten 9.15’i açamazsan, hakem olamazsın.
Paylaş