Paylaş
“Takımımı çok seviyorum” diyorsun, “En iyi tezahüratı ben yapıyorum” diyorsun, “Psikolojik, sosyolojik, ideolojik her türlü mesajı ben veririm” diyorsun, maç biraz sıkıntıya giriyor panikliyorsun. Sahaya ne varsa eline geçeni atıyorsun. Sonra da diyorsun ki “Ben büyük seyirciyim.”
Sahaya bu yabancı maddeleri atanların akılı Beşiktaşlı olmalarına imkan yok. “Gerizekalı” diyeceğim dilim varmıyor. Stoke City yenseydi ve Dinamo Kiev-Maccabi Tel Aviv maçı da ters bitseydi, Beşiktaş turu geçmeseydi ne olacaktı? Sizler, “Kulübüm ceza yese de önemli değil” diyorsunuz. Akıllısınız ya. Peki şimdi hakem raporunu yazacak. Gözlemci de yazacak. Maçı da kazandın. Ey Beşiktaşlı kardeşlerim. Attığınız maddelerin faturasını UEFA size saha kapatma olarak keserse ne yapacaksınız? Akıllısınız değil mi? Size göre. Bana göre öteki sınıfa giriyorsunuz...
Mustafa’nın suçu ne?
Bazen mükemmel işler yapıyoruz, bazen çok kötü. Yaptığımız en kötü olay bu bütün takımlarımızda var. Çok fazla yan ve geriye oynuyoruz. Stoke City maçın başında biraz pres yaptı, Beşiktaş top kullanamadı. Neden? Hep bu yüzden. Adamlar 10 kişi kaldılar, pres yapmayı bıraktılar, defansa çekilip alan savunmasına başladılar, Beşiktaş hala geri ve yan pastan kurtulmadı. Ne zaman Mustafa Pektemek’in golü geldi, “Yahu biz biraz top oynayalım. Adamlarda da bir şey kalmadı” dediler. Ondan sonra da Beşiktaş oynamaya başladı.
Stoke City’ye beraberlik yetiyor. O zaman niye Holosko ile başlarsın anlamak mümkün değil. Ama, Stoke City üzerine gelecekse o zaman da Holosko ile başlaman lazım. Öyle veya böyle Mustafa Pektemek’in suçu yerli olması mı? Almeida’ya verdiğin şansı niye ona vermiyorsun?
Futbol topunu kalenden ne kadar uzakta tutarsan sana o kadar tehlikesiz olur. Ama Egemen bu konuda hala akıllanmış değil. İyi mücadele ediyor ama çok önemli yerlerde saçma sapan işler de yapıyor. En önemlisi kalecisiyle fazla oynuyor. Hakem iyi maç yönetti. Ama bizim basın daha maça çıkmadan hakemi infaz etmişti. Acaba bu tür yazıları yazanlar, utandılar mı?
Paylaş