Yargıtay'dan devre tatilcilere ikinci şok

İlk kararıyla devre tatil sistemine girenlere 7 gün içinde cayma hakkı tanıyan Yargıtay, şimdi de dönemi ve konutu belli olmayan devre tatiller için imzalatılan sözleşmelerin geçersiz olduğu sonucuna vardı. Bundan böyle, kesin tarihi ve konutu belli olmayan devre tatil dönemleri satılamayacak.Binlerce tüketiciyi ‘‘Beyin yıkama yöntemi’’yle kandıran devre tatil sistemi pazarlayan kuruluşlarla ilgili ikinci şok karar, yine Yargıtay'dan geldi. İlk aldığı ve tüketiciye 7 gün içinde cayma hakkı tanıyan kararıyla ‘‘Devre tatil soygunu’’nu bitiren Yargıtay 13'ncü Daire Başkanlığı şimdi de, devre tatilcilerin ‘‘Flexible’’ diye adlandırdığı dönemi ve konutu belli olmayan devreler için imzalatılan sözleşmelerin geçersiz olduğu sonucuna vardı. Böylece, devre tatilciler artık kesin tarihi ve konutu belli olmayan dönemleri satamayacaklar.Yargıtay 13'ncü Daire Başkanlığı daha önce de, Antalya Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesi'nin devre tatil sistemlerini Tüketici Kanunu'nun Kapıdan Satışlarla ilgili maddesi kapsamında değerlendirdiği kararını onaylamıştı.CAYMA HAKKIBunun sonucunda, devre tatil sistemi pazarlayan kuruluşların, imzalattığı sözleşmeleri iptal etmek için müşteriden devre tatil bedelinin yüzde 20'sini talep etme gerekçeleri ortadan kalkmıştı. Ayrıca bu kararla birlikte, 7 günlük cayma bildirim belgesi imzalatılmayan sözleşmeler de geçersiz sayılmaya başlandı. Mahkeme ve Yargıtay'ın kararları, emsal teşkil edeceği için haksız yere devre tatil pazarlamacılarına yüzde 20 komisyon ödeyen tüm tüketiciler bu kararı örnek göstererek dava açabiliyor ve ödedikleri yüzde 20'lik komisyonu geri alma talebinde bulunabiliyor.Arkadaşımız Zeliha Aslan'ın araştırmasına göre, Yargıtay şimdi de, Ayşe Demirağ'ın Clup Flipper'ın aleyhinde Ankara Asliye Yedinci Ticaret Mahkemesi'nde açtığı, 1995/324 esas, 1997/348 karar numaralı dava sonucunu onaylayarak, zamanı ve yeri belli olmayan devre tatil sistemlerine de açıklık getirmiş oldu.YABANCI TERİMAnkara Asliye Yedinci Ticaret Mahkemesi'nin kararında, devretatil sistemlerinin belirli bir yer ve belirli bir devreyi içermek zorunda olduğuna değinilerek, ‘‘Dava konusu sözleşmede daire tipi olarak ‘grand suit' ve hafta adedi olarak ‘flexible' diye yabancı terimler kullanılmıştır. Sertifikada da ‘Altı kişilik bir flexible beyaz hafta' tabiri geçmektedir. Bu durumda sözleşmede belirsizlik vardır. Bunun sonucun da davacının hangi bir haftalık sürede ve hangi konutta tatil yapacağı açık olarak belirtilmemektedir’’ deniliyor.Ayrıca, tüm bunların satılan devre tatili otel rezervasyonundan farksız kıldığına değinilen kararda, sözleşmede yer alan ‘Flexible' ve ‘Grand Suit' gibi İngilizce terimlerin kullanıldığına, müşterilerin de bu yabancı terimleri bilmek zorunda olmadığına yer verildi. Buna ek olarak sözleşmede yer alan ‘beyaz hafta'nın da ne anlama geldiğinin belirtilmediği için alıcıların yanıltıldığına dikkat çekildi.Mahkeme bu durumda, Borçlar Kanunu'nun 1 ve 2'nci maddeleri uyarınca ve sözleşmede yabancı terimler kullanılması nedeniyle de yine Borçlar Kanunu'nun 24/4'ncü maddesi gereğince sözleşmenin geçersiz olduğu kararına vardı. Ayrıca, döviz cinsinden imzalanan sözleşme bedelinin yıllık yüzde 4,5 oranında faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verdi. Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesi de Ankara Yedinci Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bu kararını, 10 Şubat 1998 tarihinde 1176 Karar ve 728 Esas numaralı kararıyla onayladı.
Yazarın Tüm Yazıları