Dünyanın önde gelen çay firmaları, Barcelona'da düzenlenen Çay ve Kahve Sempozyumu'nda ilk kez 2000 yılından itibaren ‘‘Bio çay’’ üretme kararı aldıklarını açıkladı. Bu da, kalitesi kötü olmasına rağmen, üretim aşamasında zirai ilaç ve katkı maddesi kullanılmadığı için Türk çayına yaradı.YILLARDIR üreticinin elindeki tüm çayı alabilmek için devletin elindeki imkanları sonuna kadar kullanmadık mı?Üreticiden aldığı bu çayları imha etmesi için Çay-Kur'a sürekli kaynak aktarmadık mı?Çayın kalitesi bozulsa da, bütün bunları ‘‘yeter ki çay üreticisi memnun olsun’’ diye yapmadık mı?Şimdi zaman, uygulanan çay politikasının semeresini görme zamanı... 2000 yılından itibaren Türk çayı, dünyanın en gözde çayı olacak. Bu da, devletin yıllardır uyguladığı çay politikası sayesinde gerçekleşecek.Nasıl mı?Başta Avrupa ve Amerika olmak üzere tüketiciler artık, sağlıklı beslenmek istiyor. Bunun için de satın aldığı gıdanın hormonsuz olmasını tercih ediyor. Bu da, ‘‘Bio’’ ürünlere olan talebin sürekli artmasına yol açıyor. Bu artış sadece Fransa'da yılda yüzde 20'leri buluyor. Fransız tüketicilerin sağlıklı beslenmek için bio ürünlere ödediği bedel, bir yılda 3.5 milyar franga ulaşıyor.Biyolojik ürünlerin yetiştirilmesi aşamasında hormon, kimyasal gübre ve özellikle de haşere ilaçları kesinlikle kullanılmıyor. Bunların yerine tarlalarda rotasyon sistemi uygulanıyor. Biyolojik ürünler, sağlıklı beslenmenin yanı sıra çevreye de zarar vermiyor. Özellikle tarımsal alanların ve suların kirlenmesi önleniyor.ÇEVRECİ ÜRÜNLERTüketicilerin bio ürünlere yönelmesi, dünyanın önde gelen gıda üreticileri ile satış zincirleri arasında da yoğun rekabete yol açıyor. Bu rekabet, Carrefour, Monoprix, Danone, Nestle gibi sektörün önde gelen markaları arasında büyük boyutlara ulaşıyor.Domatesten, marula, yoğurttan, yumurtaya kadar her türlü gıda maddesinde tüketicilerin Bio ürünlere yönelmesi, dünyanın önde gelen çay ve kahve üreticisi firmalarının da iştahını kabartıyor.BİO ÇAY GELİYORHafta başında Barcelona'da düzenlenen ‘‘Uluslararası Çay ve Kahve Sempozyumu’’nun ana konusunu da Bio ürünler oluşturdu. Bu sempozyumda dünyanın önde gelen çay üreticileri ilk kez 2000 yılından itibaren ‘‘Bio çay’’ üretme kararı aldıklarını açıkladı. Bu da, sempozyuma Türkiye'den katılan Oba ve Sun Çay yöneticilerini bir anda ilgi odağı haline getirdi.Çünkü, Türkiye'de yıllardır uygulanan çay politikası, üreticileri masraftan kurtarıp, zirai tarım ilacı kullanmak zorunda bırakmadı. Bu da Türkiye'yi, Japonya ve Gürcistan'la birlikte dünyada çay üretiminde zirai ilaç ve katkı maddesi kullanmayan üç ülkeden biri yaptı.Hindistan, Seylan gibi dünyanın önde gelen çay üreticisi ülkeler ise kaliteli üretim yapsalar da üretim aşamasında zirai mücadele ilacı kullandıkları için gözden düştü.Bunun da nedeni, kaliteli çay üretebilmek için aşırı dozda kimyasal ilaç kullanmalarından kaynaklanıyor. İlaçların aşırı dozda kullanılması, çaya büyük ölçüde zarar veriyor. Çay filizi temizlenmeden, üretime veriliyor. Bu tip çaylar, demlendikten tam yarım saat sonra, demin altındaki renk farklılaşıyor. Bu farklı renkteki bölümü de katkı maddeleri oluşturuyor.Copyright 1999 Hurriyet| ana sayfa | | haber indeksi | türkiye | ekonomi | dünya | spor | yaşam | yazarlar | tv programlari | | | hava durumu | kelebek | | | pazar | | | | teknonet | interaktif tüketici | | | | seri ilanlar | e-mail | | |