iPhone Türkiye’de tezgah altından hızla yayılıyor

Türkiye’de resmi olarak satışı yok. Garanti yok, servis yok. Buna rağmen iPhone tezgah altından hızla yayılıyor. Akla gelen soru şu: Apple’ın Türkiye stratejisi bu mu?

APPLE'ın, satışa sunduğu andan itibaren uzun kuyruklar oluşmasına neden olan çok fonksiyonlu cep telefonu iPhone'la ilgili bir yandan, "reklam mı yoksa teknoloji harikası mı?" tartışmaları sürerken, diğer yandan da henüz resmi olarak satışa başlanmamasına rağmen, tezgah altından Türkiye'de hızla yaygınlaşması dikkat çekiyor.

Apple'ın satış stratejisi oluşturmaması yüzünden iPhone'un Türkiye'de ne zaman resmi kanallarla satılmaya başlanacağı, hangi GSM operatörüyle anlaşma sağlanacağı da tam bir bilmece. Bu bilmeceyi şu ana kadar Apple'ın Türkiye temsilcisi Bilkom bile çözmüş değil. Bilkom, çözmek için uğraşadursun, yılda 12 milyon telefonun satıldığı, üretici ve ithalatçı firmaların pay kapmak için birbiriyle yarıştığı Türkiye'de, daha şimdiden Amerika ve Uzak Doğu ülkelerinden 350-400 dolara getirilen iPhone’lar için, pazar oluşmuş durumda. Bu pazar, sadece satışı değil, aynı zamanda ’kırma’ işlemlerinin de gerçekleştirilmesini sağlıyor.

FARK KAPANIYOR

İlk çıktığında 3 bin doları bulan 8 GB'lık iPhone'un Türkiye'de ki satış fiyatı, şu anda 650 YTL'ye (540 dolar) kadar gerilemiş durumda. Ancak, Türkiye'de kullanabilmek için bir de kırma işleminin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunun da bedeli, 90-100 YTL'yi buluyor. Şayet işin acemisiyseniz bu bedel, 150 YTL'ye kadar ulaşıyor. Böylece fiyat, 750-800 YTL arasında değişebiliyor. Tüm bunlara rağmen, kırma işlemi gerçekleşmiş, kaydı yapılmış bazı iPhone'lar için, 1200 YTL isteyenler de yok değil.

APPLE’IN TAKTİĞİ Mİ

İş bu noktalara gelmişken, Apple'ın Türkiye için hala satış strateji oluşturmaması da dikkatlerden kaçmıyor. Aslında birçok elektronik cihaz üreticisi firma, ürettiği bazı ürünleri doğrudan kendisi Türkiye'ye getirmeyerek, grey market olarak adlandırılan tezgah altından girmesine göz yumuyor. Ürünün sorumluluğunu üstlenmekten de kolayca sıyrılabiliyor.

Ayrıca, garanti uygulamasında bulunma, yedek parça stoku oluşturma, servis ağı kurma gibi firmaya ek maliyet getiren unsurlara da gerek kalmıyor. Ürünle ilgili herhangi bir sorunla karşılaşıldığında ya cihaz çöpe atılıyor ya da onarımı için yüklü bedeller ödenmek zorunda kalınıyor. Durum böyle olunca, ister istemez insanın aklına, "Apple acaba, iPhone için Türkiye'de bu taktiği mi uyguluyor?" sorusu geliyor.
Yazarın Tüm Yazıları